Keyifli okumalar. Yazım hataları için affınıza sığınıyorum."Tanrı Aşkın'a Klaus çocuğu saklamak nedir.? Anlıyorum Kızın ama onu bizden de saklaman Anlamsız
. " Rebekah öfke barındıran sesini umursamayalık elimde ki bardağı yudumladım."Sizden saklamıyorum. Sadece kızımı korumak adına kendi odama kilitledim o kadar. " umursamaz tavırlarım onu çileden çıkmasına sebep olurken hiç tavrımı bozmadan gözlerinin içine baktım. Beni gerçekten tanıyorsa kararımdan dönmemem gerektiğini bilirdi. Rebekah da bunu anlamış olacak daha fazla konuşmadan sinirle yanımdan gitti. Yavaşça elim de bardağı masanın üzerine koyup herkesten saklamaya çalıştığım Kızımın yanına gittim. Henüz yeni kavuşmuşken onun kokusunun benden başka kimsenin duymasını istemiyordum. Bu kişiler kardeşlerimde olsa. Kapının önünde diz çökmüş Dylan,kafasını Kapıya yaslamış içeri de olan Kızımı dinlemeye çalışıyordu. Her ne kadar saçmalıkta olsa yaptığı bir şey demeden Kapıya yürürdüm.
"Klaus. Onu görmeme izin ver. Buna ihtiyacım. "Dylan beni görünce ayağı kalkmış,yalvarırcasına kızımı görmek istiyordu. Her ne kadar yalvaran kişilerden hoşlansam da şu anda bunu umursayacak değildim. Cidden kötü bir haldeydi ve bunun nedeni kızımı görmemesiydi.
"Yeni yetmelere tolerans tanımıyorum. Her ne kadar safkan bir kurt olsunda henüz acemi bir kurtsun Dylan. Kızımın yanında ne olduğunu öğrenmeden göremezsin." Acı çeken hali Zevk verse de hırsa bürünmüş gözleri Hoşuma gitmişti. Her ne kadar genç olsa da güçlü olduğu bir gerçekti. Ve istediği herşeyi almak gibi bir huyu da vardı.
"Pekala. Bu konuyu danışmak adına yarın büyüklerimin yanına gideceğim ve o zaman sende benimle geleceksin. Beraber öğreneceğiz. " başımı olumlu anlamda sallayıp daha fazla dayanmayıp Kızımın yanına gittim. Odaya girmemle ikimizinde yüzünde Gülümse oluşmuştu. Belki de asırlar sonra ilk kez gerçek bir Gülümse beliriyordu dudaklarımda. Ve bunun nedeni benim küçük meleğimdi.
~~~~~~•~~~~~~~•~~~~~••~~~~~~
"Geldik." Dylan ve Irina arabadan inip beni beklemeye başladılar. Dylan neden Kızımın yanında durmak isteğini sormak adına büyüklerinin yanına gelmişti. Asıl şaşırdığım ise Irina da bizimle gelmişti. Kurtlardan nefret eden bir kız nasıl olur da kurtların arasına girmek istiyordu anlamış değildim. Arabadan inip kızımı daha da sarıldım.
"Irina. " diye bağırıp yanına doğru gittim. Dylan biraz ilerde bize bakıyordu. Elimle bekle işaretini verip ona döndüm.
"Kurtlardan nefret ediyorsun ve onların arasına giriyorsun.? "
"Klaus halen nefret ediyorum. Ve evet Çokta memnun Değilim burada olmaktan. Ama bu minik için herşeye değer. " elimden Hope alıp sevmeye başladı. Başımı sağa sola sallayıp Dylan'ın Gittiği yönden ilerlemeye başladım.
"Tanrı'm. Klaus bu çocuk fena halde Altını kirletmiş. " Irina'ya döndüğüm de burun kemiklerini sıktığını anladım. Demek ki fena halde kokutmuş.
"Merak etmeyin Daphne teyze altını temizler. Irina sende onunla git istersen. " Dylan yanına çağırdı yaşlı kadına bize işaret ederek konuşmaya başladı. Irina izin ister gibi bakınca Kafamı onaylar bir şekilde salladım. Daphne adında ki kurt eliyle Irina'ya gelmesini işaret etti. Her ne kadar Irina'yı kurtların Arasında yalnız bırakmak istemesem de şu anda yapabileceğim en uygun iş buydu. Dylan tekrar yürümeye devam ettiğin de peşinden ilerlemeye başladım. Içeri girdiğimiz de bir kurt sürüsü bizi bekliyordu. Hepsi bir anda ayağa kalkınca burada da tanındığım Apaçık ortaydı. Bu olay Hoşuma gitse de hiç istifimi bozmadan yüzüm de oluşturduğum boş ifade ile benim için Ayrılan yere oturdum. Tam Karşımda yaşlı bir kurt vardı. Belki de benden gençti fakat görünüşü benim Yanımda dedem gibi kalıyordu. Bir Mikaelson özelliği de ne olursa olsun daima genç ve güzelsinizdir.
"Hoşgeldin Mikaelson. Seni görmek ne bizlere Onur verdiğine emin olabilirsin. Ben Eduard Tinc. En büyük safkan kurt."
"Seni de görmek güzel Eduard. Halbuki sizin isminizi ilk kez duyuyorum. Safkan olmak pek bir işe yaramıyor ha. ?" Karşımda ki aciz kurdun yüzünün gerilmesini zevkle izledim. Belki de insanların canının sıkılması benim Hoşuma gidiyordu.
"Mikaelson. Bizi duyman için alanda şov yapmamıza gerek yok. Fakat eminim ki tanıdığın en güçlü kurt sürüsü bizidir. Herkes kurt olabilir fakat kimse safkan olamaz. "
"Tinc. Sende biliyorsun ki herkes kurt veya vampir olabilir fakat kimse Nikalus Mikaelson olamaz. Ister güç olsun ister başka bir şey. "
"Kendine olan güven göz yaşartacak cinsten. Haklısında. Kimse bir melez olamaz. Buraya bunu konuşmaya gelmediğini hepimiz biliyoruz. " konuşması Sırasında içeriye giren Irina ve Hope Konuşmayı bölmüştü. Kurtların Irina'dan aldıkları koku hoş olmayacak ki yüzlerini buruşturarak sert Biçim de yüzlerini değiştirdiler.
"Mikaelson yanında kan emici gezdirmek özellikle de buraya getirmek cesaret gerektiren bir davranış. " demesiyle Irina yüzünü ilk bana çevirip tekrar onlara çevirdi. Sakin kalmaya çalıştığı belliydi ki öyle de olmalıydı. Burada Hope için toplamıştık kavga etmek belki de son isteyeceğimiz bir şeydi.
"Kan emici. Güzel tabir yaşlı kurt. Fakat sizin içinde bir tabir kullanmak isterdim ama dünya bulunan en pis Tür sizler olduğunuz için diyecek bir şey bulamıyorum." Irina kendinden emin konuşması onları ilk başta şaşırtsa da Kurduğu cümle sinirlenmelerine yetmişti.
"Konuyu uzatmaya gerek yok. " Eduard gerilen havayı dağıtmak adına tekrardan konuyu çevirmeyi başarmıştı. Kim isterdi ki Nikalus Mikaelson ile düşman Olmayı.
"Dylan niye Kızımın yanında kalmak istiyor. Uzatmadan. Kısa ve öz anlat. "
"Bizler safkan kurduyuz. Türümüzün en güçlüsü. Her kabilden bir erkek başka bir kabilenin kurduna mühürlenir olur. Sizlerle nasıl denk geldik bilmiyorum Dylan bir meleze mühürlendi. Nasıl oldu bilmiyoruz ama bir vampire mühürlenmek -bu melez dahi olsa- bizler için çok Zararlı bir durum. Zaman'ın neler getireceğini bilemeyiz fakat kızına gelen her acı Dylan için de geçerli. Ne mutlu bize ki Dylan senin kızına mühürlendi. Senin kızını iyi koruyacağına eminim. Bu sayede Dylan da rahatça yapabilecek. Kızının yanında. " duyduklarım her ne kadar sinirilerimi bozsa da yapabileceğim bir şey yoktu. Dylan'a gelen zarar kızıma da gelecekti ve bu istediğim son şeydi. Yerimden hızlıca Kalkıp Dışarıya çıktım. Arabaya doğru yöneldiğimde arkamdan gelen Hope ve Irina'yı hissediliyordum.
"Klaus. Cevabın ne.? " Dylan Yanıma geldiğini umursamadan arabaya bindim. Diğerleri de bindiğin de arabayı çalıştırmadan son kez konuştum.
"Kendini fazla bekletme. En kısa zamanda evimde ol. Aksi takdirde bir daha gelemezsin." Diyip arabayı çalıştırıp eve doğru sürdüm. Aynadan Irina'ya baktığımda Hope ile oynuyorlardı. Kızımı bir kurda teslim etmek her ne kadar sinir bozucu olsa buna mecburdum. Ve ben mecbur kaldığım durumlarda mecburiyeti yok etmeyi severdim.
Bölüm sonu
Yeni bölüm geç geldi farkındayım fakat bu biraz da sizin elinizde. Yorum ve oylarınızı görmek ne kadar mutlu etse de mutlu olacak bir oy veya yorum göremiyorum. Hikaye bu gidişatla devam ederse yakın bir zamanda kaldıracağım. Lütfen biraz beni de anlayın. Oylarınızı eksik etmeyin. Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Köken.
مصاص دماء" Güçlü bir cadı tarafından öldürülen köken melez, Klaus Mikaelson. Kardeşleri tarafından tekrar diriltildiğinde, bunu ona yapanların kafsanı koparacağına yemin etti." Bu,büyük kötü melez'in yapacaklarından korkmaları gerek...