Göz Yaşımdan Daha Değersiz!

219 22 4
                                    


Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla birlikte yeni bir sabaha uyandım. Yeni bir sabah insanın hayatında bilinmezliğe açılan bir kapı gibidir, ne getireceğini ya da neler götüreceğini bilmediğin koskoca bir gün.

Aniden bedenimde hissettiğim minik kollarla gülümsemeye başladım anlaşılan minik cadım gece yanıma gelmiş, boynuna mis gibi kokusunu içime çekerek bir öpücük bıraktım biraz kıpırdadı ama iyi ki uyanmadı yoksa ben evden çıkarken vedalaşmamız çok zor oluyor. Banyo da rutin işlerimi hallettikten sonra sert bir kahve için mutfağa indim yorucu bir güne başlamadan önce yapılması gereken ilk şey sert bir kahve sanırım.

...

''Günaydın Eftelya Hanım''

''Günaydın Sema''

''Bu gün saat bir de dergideki köşenizle ilgili aylık toplantı var, iki buçukta da Asım Bey yeni bir proje sizinle görüşmek istedi, son olarak da hatırlatmamı istemiştiniz saat sekizde da Bahar Hanımın oğlunun gösterisi var.''

''Teşekkür ederim Sema''

''Rica ederim, iyi çalışmalar''

Beyaz ve mavinin hakim olduğu odama girdiğimde derin bi nefes aldım, son dört senedir her şeye rağmen rahat nefes alabildiğim tek yer bu oda ve kızımın yanı. Zaman geçtikçe güçlü olmanın tek yolu yaşamaya değer birkaç şeye sahip olmak sanırım aksi takdirde nefesin bile düşmanlaşıyor.

Toplantı saatine kadar dergideki yeni sayıyla ilgili düzenlemelerimi yaptım ve okuyucularımın yorumlarına göz gezdirdim çoğu da yazılarımda hayatlarından kesitler bulduklarını söylüyor, onların yazılarımı sevip kendilerinde bir şeyler bulmaları beni mutlu eden nadir şeylerden. Daldığım düşüncelerden kapımın çalınmasıyla birlikte sıyrıldım.

''Gir''

''Toplantı saatine on beş dakika var Eftelya Hanım''

''Teşekkürler Sema''

...

Toplantının ilk yarım saatindeyiz ama dikkatimi veremeyecek kadar başım ağrımaya başladı sabah evden çıktıktan sonra bir şey yemediğim için sanırım.

''Eftelya iyi misin, istersen izin iste iyi görünmüyorsun'' diyor Oğuz sessiz bir şekilde.

''İyiyim Oğuz bir şey yemedim o yüzden başım ağrıdı biraz''

''Tamam ama kötü olursan çık zaten on beş dakikaya biter''

Çıkıp çıkmamak arasında kaldım ama biraz daha idare edebilirim sanırım. Yaklaşık yirmi dakika sonra toplantı bitti dosyalarımı ve kalemimi alıp sandalyemden kalktım ama anlık baş dönmesiyle sendeledim Oğuz tutmasa düşecektim neredeyse.

''Eftelya iyi olduğuna emin misin doktora gidebiliriz.''

''Gerek yok iyiyim dediğim gibi bir şey yemedim o yüzden.''

Odaya kadar yardımcı oldu ve dikkat etmem konusunda bir posta nutuk çekti bir şeyler atıştırdığımı gördükten sonra zar zor ikna edip işinin başına gönderebildim. Oğuz zor zamanlarım da hep destekçim olan ender insanlardan ve gerçekten mükemmel bir kalbe sahip hiçbir zaman desteğini esirgemeyen gerçek bir arkadaş. Baş ağrım bir şeyler yedikten sonra daha az hissedilir hale geldi bende dergide sorumlu olduğum bölümleri düzenledim ve saate baktığımda ikiye geldiğini gördüm odama bir kahve istedim ve Semrayı aradım.

''Aniiş''

''Tatlım''

''Ne zaman geliyorsun anne''

''Hayatım ben sizi Ali'nin okulunda bekleyeceğim siz Semra ablanla oraya geleceksiniz''

''Eyvah!! Ben onun gösterisini unuttum ne giyeceğim şimdi benim hemen kıyafet bulmam lazım kocaman öptüm aniiş orada görüşürüz''

Telefonun birden el değiştirmesiyle gülmeye başladım küçük cadım Ali'yi çok önemsiyor, Semra'ya adresi söyleyip telefonu kapattım. Ve toplantı için Asım Beyin odasına yöneldim.

...

''Eftelya gelecek ay ki sayı için yetiştirilmesi gereken bir proje var ama bu iş için yönlendirdiğimiz Burcu Hanımın annesi vefat etti röportajı senin yapmanı istiyorum bu ay ki yazın hazır sanırım''

''Evet bu ayki yazım hazır, röportaj neyle ilgili ?''

''Son yılların en büyük yatırımlarından, yeni açılacak olan bir alışveriş merkeziyle ilgili bu ay ki sayıda da buna yer vermek istiyoruz insanlar tarafından rağbet gören bir mekan olacak''

''Peki hangi firma, röportajı yapacağım kişi kim?''

''Projeyi faaliyete geçiren Karaarslan Holding , röportajı yapacağın kişide Devrim Karaarslan.''

Duyduklarım bende adeta şok etkisi yarattı dört yıldır ağzıma almadığım ismi bir başkasında duymak ve onunla karşılaşma ihtimali derinlere gömdüğüm yaramın tekrar kanamaya başlayacak olduğunun ilk sinyallerini verdi. Tüm duygular kalbime hücum edip sıkıştırmaya başlamış gibi nefes almamı zorlaştırdı bunca yıldır sadece ismini duymak dahi üzerimde bu etkiyi nasıl bırakabiliyor anlayamıyorum. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı hepsi birden pimi çekilmiş bomba gibi kalbimde patlamaya hazır hal geldi ve bunun olması iki dakikayı bile almadı...

''Eftelya iyi misin kızım rengin attı bir anda bembeyaz oldun.''

''Kusura bakmayın Asım Bey kendimi iyi hissetmiyorum çıkabilir miyim?''

''Tabi ki yardım etmemi ister misin?''

''Hayır, kendim gidebilirim''

Odadan nasıl çıktığımı ve kendimi dışarıya nasıl attığım hakkında hiç bir fikrim yok arabayı deniz kenarına çekip, kaç saat geçtiğini bilmediğim kadar oturdum. Deniz kokusunu derin derin içime çektim ve dalgaların sesini dinledim her zaman yaptığım gibi... Anın etkisiyle yaşadığım duygu yoğunluğu beni yeterince yordu sürekli neden geldiğini sorguladım bu kadar şeyden sonra neden?.. Dakikalar sonra bir şey fark ettim; eskiden onunla ilgili ufacık bir şeyi anımsadığımda yıkılıp darmaduman olan ben, artık ağlayamayacak kadar tükenmişim ve onun için akıtacağım tek bir göz yaşım bile kalmamış!!







VaveylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin