Tabii ben şok ben vefat. Berkecan bana akşam birlikte birşeyler yapalım mı? Dedi. Hemen Didem'e mesaj attım. "Kanka Berke bana akşam birlikte birşeyler yapalım mı? Dedi. Akşam birlikte birşeyler yapacağız. Saat 19:00'da çıkacağız. "
Didem yine merakına yenik düşüp beni aradı. Olanlara şaşırmış bir şekilde aralıksız konuştu. Olanları tek tek anlattım. Ne giyecegimi sordu. Burasını hiç düşünmemiştim. Tabi ben bilemiyorum deyince, ne bekliyorsun hemen hazırlan alışverişe çıkıyoruz, dedi. Daha konuşmadan 15 dakika geçmeden kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Didem telaşlı bir şekilde bana bakıyordu. Zaman kaybetmeyen çıktık. Alışveriş merkezine girdik. Hemen beni bir mağazaya soktu. Mağaza görevlisinden yardım istedi. "Bakar mısınız? "
"Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim? "
"Biz elbise bakacaktık"
Görevli takip ettik. Yaklaşık 20 metre yürüdükten sonra "renk tercihiniz var mı? " diye sordu.
Tam ben yok diyecekken Didem benden önce davranıp "kırmızı olursa çok iyi olur"dedi. Koluna minik bir çimdik attım. Bana dönüp dil çıkarttı. Görevli seçenekleri sundu. Didem; mini, sevimli aynı zamanda iddialı bir elbise seçip bana uzattı."Deneme kabini karşıda"dedikten sonra mânâlı bir bakış attı. Kabinden çıktım. Didem şok olmuşçasina bana bakıyordu. "Işte bu, Berke'nin yerinde olsam çoktan elimde çiçeğim ve cikolatamla kapına dayanmistim"dedi. Görevliye bir de siyah ayakkabı sordu. Kabine girip tekrar kiyafetlerimi giydim. Çıktığımda Didem ayakkabılarla beni bekliyordu. Siyah bir stilettoyu bana uzattı. Denedim tamda cuk diye oturmuştu. Hemen beni tuttuğu gibi kasaya götürdü. Ödememizi yaptık ve çıktık.
Didem şimdide yeni bir mağazaya soktu beni. Her yer parlıyordu. Kolyeler, yüzükler, küpeler, halhallar...
Hemen taşlı kolyelerin yanında aldık soluğu. Gözüme ilk çarpan minik, parlak taşlı kolye oldu. Hemen elime alıp Didem'e gösterdim. O da onayladı. Kasada ödememizi yaptıktan sonra mağazadan çıktık.
AVM'nin zemin katında bir kuaför varmış. Koşar adımlarla soluğu kuaförde aldık. Çok fazla müşteri vardı. Didem beni kolumdan çekip dışarı çıkardı. Koştura koştura AVM'den çıktık. AVM'den 100 metre ileride kuaför bulduk. Oraya sığındık. Fazla müşteri yoktu. Hemen koltuğa oturtup başladılar. Biri saçımı yaparken, diğeri makyajımı yaptı. Tam 20 dakika içinde saçım ve makyajım bitmişti. Yoldan geçen ilk taksiyle eve geldik. Aceleyle elbisemi giyip, kolyemi taktım. Aynada şöyle bir kendime baktıktan sonra Didem'e seslendim. Didem kapıyı açar açmaz "oha çüşş yuh"diye saymaya başladı. Saate baktı ve güldü. "Bir kahveye ne dersin" deyip mutfağa gitti. Telefonumu alıp bir kaç resim çektim. Dolaptan minik el çantamı alıp içine rujumu, allığımı, maskaramı ve telefonumu koydum. Içeri girdiğimde Didem elinde tepsiyle içeri girdi. Oturduk kahvemizi içtik.