Notu almamın üzerinden tam iki gün geçti, bu süre içerisinde notlar gelmeye devam etti. Bu Gizay her kimse her anımda beni takip ediyordu. Şimdide Tuana'yla oturmuş ne yapmamı gerektiğini düşünüyoruz. Bugün işe gitmemiştim. Kendimi kötü hisettiğimi söyleyip erkenden eve gelmiştim. Tuana yatakta oturuşunu düzeltip bana baktı. "Bence polise gitmeliyiz Duru bu böyle olmaz" dedi oda endişeleniyordu. "Bilmiyorum biri şaka yapıyor olabilir" Tuana yataktan hızla kalkıp karşıma dikildi. "Böyle şaka olmaz Duru bu her kimse seni her anında takip ediyor. Ya sana birşey olursa? Bunu hiç düşündünmü? Beni veya annenin ne hale geleceğini hiç düşündünmü?!"
Diye bağırmaya başladı. Aslında haklıydı. Bende oturduğum yerden kalkıp "haklısın polise gitsek iyi olacak" dedim. Tuana derin bir nefes vererek "ha şöyle biraz benim sözümü dinle" deyip dış kapıya doğru ilerlemeye başladı, bende arkasından gittim. Aşağıya indiğimizde annem mutfaktan kafasını uzattı. "Nereye kızlar?" diye sordu. Tuana hemen "biraz hava alacağız Mine Teyze" dedi ve dış kapıyı açıp dışarıya çıktı. Anneme dönüp "geç kalmayız" dedim ve Tuana'nın arkasından dışarıya çıktım. Hızla garaja doğru ilerliyordu. Arkasından "Tuana yavaşlarmısın" diye bağırdım. Ama aldırmadı bile. Koşarak ona yetişmeye çalıştım garajın önüne geldiğimde o arabanın ön koltuğuna yerleşiyordu. Bana bakıp göz devirdi ve dudaklarını oynatarak uyuşuk dedi. Bende gözlerimi devirip sürücü koltuğuna yerleştim. "Tuana kemerini tak" dedim kendi kemerimi takarken. Oda kemerini takıp "notlar nerde?" diye sordu. "Torpido gözünü aç" kafasını sallayıp torpido gözünü açtı. On onbeş tane buruşturulmuş sarı kâgıt duruyordu, notların hiç birini atmamıştım. Tuana notları eline aldı, kâgıtları düzelterek teker teker okumaya başladı. Bende arabayı çalıştırıp polis karakoluna doğru sürmeye başladım. Elimi radyoya uzattğımda Tuana elime vurdu ve "bukadar rahat olmayı kesermisin sinirlerimi bozuyorsun Duru" dedi ona kısa bir bakış atıp "asıl sen bukadar büyütmeyi kes benim sinirlerimi bozuyorsun"dedim. Sonra sesizlik oldu karakola gelene kadar sesizliğimizi koruduk.Yarım saat süren sesizliğin sonunda nihayet gelebilmiştik. Arabayı müsait biryere park edip indi, Tuana'da indiğinde karakolun girişine doğru ilerledik. Kâğıtları bana doğru sallayıp "bunlarıda göstermeliyiz" dedi. Kafamı sallayarak onayladım. Duvarlarda bir çok pano ve panoların üzerinde bir çok aranıyor-kayıp gibi ilanlar asılıydı. Panoda bir çift kehriba göz tanıdık geliyordu. Panoya doğru ilerledim. Tuana yanıma gelip "bir sorunmu var?" diye sordu. "Birşeye bakacağım" dedim. Dikkâtlice panoda asılı olan robot resime baktım. O gece yaşadıklarım gözümün önüne geldi. Sert yüz hatları, gece bile parlayan kehriba rengi gözleri. Bu o gece gördüğüm adamdı. Resimin altında yazanları okuduğumda dehşete düştüm.ARANIYOR- GİZAY ASAR
BİRÇOK CİNAYET VE SUNUFF FİLM ÇEKEREK BİRÇOK KADINA ZARAR VEREN GİZAY ASAR DÖRT YILDIR ARANIYOR.Bana o notları bırakan bu adamdı. Benden ne istiyordu? Babamı tanıdığını söylemişti iyide babamın böyle bir adamla nası bir işi olabilirdi ki? Kafamdaki sorularla boğuşurken birinin kolumdan dürtmesiyle kendime geldim. Tuana'ya döndüğümde ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bana bakıyordu. Tamamen ona dönüp "burdan gitmeliyiz" dedim. Gözlerini büyülterek " "iyide not-" kolundan tutup çıkışa doğru sürüklemeye başladım. "Bırak şimdi notları bu o gece gördüğüm adam" dediğimde durdu. "
"Hangi adam?"
"Bana o gece bıçak çeken adam Tuana"
"Duru bunu söylememiz gerek başına kötü şetler gelebilir"
"Şimdi değil" deyip çıkışa doğru ilerledim. Tuana'da arkamdan geldi. Arabanın yanına gelince hızla binip motoru çalıştırdım oda binince markete doğru sürmeye başladı.
Arabada boğucu bir hava vardı. Tuana'nın da bişey söylememek için kendini zor tuttuğuna emindim, oda haklıydı benim için endişeleniyordu ama şimdi kimseye söyleyemezdim bu adamın kim olduğunu öğrenmeliydim babamla nasıl bir diyeloğu olduğunu, direk polise gidersem asıl o zaman başıma daha kötü şeyler gelebilirdi. Dikkatli olmalıydım annemi bu düntada tek başına bırakamazdım o dışı genç içi yaşlı kalbi buna dayanamazdı.
Tuana en sonunda dayanamamış olacakki " nereye gidiyoruz" diye sordu. "Markete" dedim kısaca. Bana sırıtarak döndü "takviye ha" aynı sırıtışla bende ona döndüm "takviye"
⭕⭕⭕
Marketin önüne geldiğimizde arabadan inip markete doğru ilerledik. Tuana marketin önündeki alışveriş arabasına uzandı ve bana dönüp sinsice sırıttı, ben istifimi bozmadan ilerledim. Markete girer girmez Tuana alışveriş arabasının içine atladı ve bana kedi bakışı atmaya başladı. Dayanamayıp arabanın koluna yapıştım ve son hız sürmeye başladım. Tuana alışveriş arbasının tellerine yapıştı biryandan da kahkaha atıyordu. Arada ağırlıktan dolayı sağa sola sendeliyorduk ama durmuyordum. Bunu Tuana'yla her zaman yapardık artık profosyonel sayılırdım. Etraftaki insanlar bizi kınıyarak bakıyorlardı, birkaç yaşlı teyze 'annesi babası bunlara terbiye vermemişmi' gibi şeyler dediğini duyabiliyordun ama aldırmadım önemli olan anın tadını çıkartmaktı ve biz bunu çok iyi yapıyorduk. Aburcubur reonuna geldiğimizde Tuana yavaşca ayağa kalkıp çikolatalara doğru uzandı, bende raflara doğru hafifçe yaklaştım. Elini açıp gelen çikolataları aldı ve sepete attı, bunu iki üç kere tekrarladı. Bize yetecek kadar aldıktan sonra doğruldu o doğrulunca arabanın dengesini kaybettim ve sür reonuna doğru sendeleyerek gittik. Birden önümüze sarışın bir çocuk çıkınca Tuana'yla aynı anda çığlık attık ve süt dolu rafların birine çarptık. Raflardaki bütün sütler gürültülü bir şekilde yere düşerken Tuana'yla bende uygunsuz bir şekilde yerde yatıyorduk. Kafasını kaldırıp bana baktı "birde iyi yanından bak bize birşey olma-" sözünü bitiremeden sütlerden biri kafasına düştü. Koca bir kahkaha patlatıp "eminmisin?" die sordum. " Tuana homurdanarak ayağa kalktı. Bende ayağa kalktım ve üstümü sirkeledim kafamı sağa çevirdiğimde az daha çarpacağımız çocuğun Mert olduğunu gördüm. Yanıma gelip ' gerçekten özür dilerim Duru sizi görmedim" dedi sanki biraz moreli bozuktu. Yanımdan geçeceği zaman kolundan tutup " birşeymi oldu Mert" diye sordum. Sanki bunu bekliyormuş gibi hızla bana döndü ve " sadece sevdiğim kadın beni aldatıyor " dedi. Ona ciddimisin der gibi baktım. Çünki Mert iyi birine benziyordu çok yakışıklı değildi belki, ama sempatikti ve bir okadarda saf, güzel severdi yani. Tuana kafasını tutarak yanımıza geldi. "Aldattığını nerden biliyorsun peki" diye sordu. " kendi gözlerimle gördüm" dedi zaten büyük olan gözleeini daha çok büyülterek. Tuana birden ortaya atıldı "ozaman intikam alalım" dedi Kafamı sağa sola salladım, bu kız hiç büyümiyecekti. Mert'e baktığımda o gece mavisi gözleri sinsice kısılmıştı, Tuana'nın da ondan bir farkı yoktu. Bu halleri benimde dudaklarımın yukarı kıvrılmasına sebeb oldu, bunlar aynı kafadandı. İkiside bakışlarını bana çevirdi bir cevep bekliyorlardı. "Peki" dedim " planı olan varmı?" Mert ve Tuana birbirine baktı sanki yıllardır birbirlerini tanıyormuş gibi bakışlarla anlaşıyorlardı " bizim bir planımız var" dediler aynı anda tekrar birbirlerine bakıp kıkırdadılar.
Galiba bu gün çok eylenecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI KASIRGA
Teen FictionBir an nefesim kesildi. Artık insanlarla konuşmam daha zor oluyor. Kimseyi yanımda istemiyorum, konuşmayı bırak, yüzlerini dahi bakmak zor geliyor. Yalnız kalmak istiyorum, ama bir yandanda bu beni korkutuyor. Sanki biraz tuhaf hissediyorum. Dünya...