1 Ay sonra
1 ay babamın ölümünden tam 1 ay geçti. Bu süre içerisinde pek bir şey değişmedi. Tuana her zaman yanımda olup bana destek oldu. Annem bana daha yakın davranmaya başladı, iyiymiş gibi gözükmeye çalışıyordu, benim üzülmemi istemiyordu ama her gece odasında ağladığını biliyordum.
Şirketin başına geçecektim babamdan kalan tekşey şirketti zaten bide annem. Ahmet Amcayla konuşmuştum amanilk önce staj görmem gerektiğini söylemişti bende AKRAS şirketinde staja başlayacaktım ne kadar çabuk o kadar iyi. Şimdide yolda öylece yürüyorum hava hafif bulutluydu yağmur yağacaktı büyük ihtimalle. Rüzgar esince yağmurluğuma daha çok sarıldım babamı ziyaret edecektim dertleşmeye ihtiyacım vardı , eski günlerdeki gibi. Mezarlığın önüne gelince biraz bekledim hala alışamamıştım yokluğuna acaba o alışmışmıydı oraya ? mutlumuydu ? bizi özlemişmiydi? yalnızmıydı ? Titrek bir nefes verdim ve mezarlığa girdim. Yağmur atıştırmaya başladı umursamadan babamın mezarının yanına geldim dizlerimin üzerine oturup biraz bekledim. " Nasılsın baba" gözümden bir damla yaş düştü yağmur daha çok şiddetlendi " özledim seni baba bazen öyle canım yanıyor ki keşke bende ölseydim diyorum elimden gelen en iyi şey bu olurdu belki. Ama sonra düşünüyorum annemi o bensiz yapamaz diyorum. Zaten senin yokluğun mahvetti onu diyorum" derin bir nefes verip burukça gülümsedim "Yaşamak için bahane arıyorum" dedim sessizce. Dizlerimi kendime çektim başımı dizlerime yaslayıp sessizce ağladım. Arkamda bir hareketlilik hissetiğimde başımı dizlerimden kaldırıp etrafıma baktım. Kimse yoktu ama gitsem iyi olacaktı havada baya kararmıştı zaten. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silip "Sonra görüşürüz baba" dedim. Oturduğum yerden kalkıp üstümü silkeledim. Mezarlıktan çıktığımda belki bir taksi bulurum umuduyla etrafa bakındım. Ama taksiyi bırak etraftan araba bile geçmiyordu. Derin bir nefes verip kulaklığımı kulağıma takıp yürümeye başladım. Nekadar yürüdüm bilmiyorum ama içimde garip bir his vardı. Kulaklığımı çıkarıp arkama baktım sanki biri beni takip ediyordu "iyice paranoyaklaştın Duru" diye söylendi iç sesim. İç sesime aldırmadan yürümeye devam ettim. Arkamdan gelen ayak sesleriyle hızlanırken ara sokaklardan birine saptım. Belki apartmanlardan birine girersem kurtulurum düşüncesiyle. İlk gördüğüm apatmana doğru hızla adımlarla giderken belimde hissetiğim elle biri beni kendine çekti. Tam çığlığı basacağım sırada boynumda hissetiğim soğuk metalle çığlığım boğazımda takılı kaldı " Biryeremi gidiyordun Duru ARSLANER" Aslanerin üzerine basa basa söylemişti. Kimdi şimdi bu? Burnunu boynuma sürtmesiyle olduğum yerde sıçradım. Bu bıçağın daha fazla baskı yapmasını sağladı. Açıkcası canım yanıyordu. " Ştt sana zarar vermeyeceğim" dedi perdeli ve boğuk bir sesle. Gülüşü kulağıma geldiğinde daha fazla dayanamayıp bıçağı tutan elini ters çevirdim, onun boynuna gelecek şekilde hizalayıp yanımdaki duvara yasladım. Resmen benimle alay ediyordu. Adamın yüzünü eylendiğini belli eden bir sırıtış kapladı " Güzel hareket" "Kimsin sen!" dedim bana bile soğuk gelen sesimle. Adamın yüzündeki sırıtış birden silindi bu sırada bende onu inceleme fırsatı buldum. Kehriba rengi gözleri sert erkeksi yüz hatları vardı. Bende bir karış uzundu tek hareketiyle beni etkisiz hale getirebilirdi. Kimdi bu ? Beni nerden tanıyordu ? Bakışlarımı tekrar gözlerine çıkardım " babanın bir arkadaşı" sırıtışı tekrar yüzünü kapladı "yada baş düşmanıda diye biliriz" ona anlamazca bakarken gülüşü dahada genişledi. Ciddi birine benzemiyordu, dünya umurumda değil tavrındaydı. Babamın nasıl bir düşmanı olurduki? sesiz sakin bir adamdı etrafındaki herkez onu severdi, sevecen sıcak kanlıydı. Böyle bir adamın nasıl bir düşmanı olurdu ki? " Baban hakkında bilmediğin çok şey var küçük kız" diye fısıldadı, nefesini yümüme üfliyerek. Nefesi sıcak olmasına rağmen ürpermeme sebeb olmuştu. Elimdeki bıçağı alıp duvardan doğruldu " Çok yakında tekrar görüşeceğiz Duru ASLANER çok yakında" dedi ve yanımdan geçip gitti. Ben öylece olduğum yerde durmuş, olanları idrak etmeye çalışıyordum. Telefonumun tiz melodisi soğuk ve boş sokağı doldurunca olduğum yerden sıçradım. Arayan annemdi telefonu açıp kulağıma götürdüm " Nerdesin kızım sen" diye gürlüyen annemi aldırmadan " Geliyorum anne" diyip telefonu kapattım. Yüzüne kapatığım için kendimi biraz kötü hissetım ama o adamın söyledikleri aklıma geldi. Acaba doğruyumu söylüyordu? yoksa benimle kafamı buluyord?u kafamı sağa sola salladım, biri şaka yapıyor olmalıydı. Mahallenin ortasında hala dikildimi fark edince yürümeye başladım bu olanları Tuana' ya anlatsam iyi olacaktı
***
Eve gelince annemin soru yağmuruna tutulmadan odama hızla odama geçtim yarın anlatırdım olanları nede olsa. Tuana'yı arayıp acil bize gelmesini söyledim şimdide oturmuş onun gelmesini bekliyorum. Kapı çalınca hızla kapıya doğru koştum annemin arkadan " yavaş kızım düşeceksin " dedini duyabiliyordum. Kapıyı açınca Tuana'nın elinde poşetlerle beklediğini gördüm "Hoşgeldin de elindekiler ne?" içeri geçince sırıtarak " sen acil diyince takviye getirdim" gülümsiyerek "odama geçelim" dedim. Odama geçince kendimi yatağa bırakıp derin bir nefes verdim Tuana yanıma gelip poşetten çıkartıp yatağa koydu ve yanıma oturdu. Çikolataların birini ağzına atarken " ee anlat bakalım neymiş bukadar acil olan?" bende çikolatalardan bir tanesini alıp ağzıma götürdüm ımm fıstıklı en sevdiğim. Ben çikolatanın tadını çıkartırken Tuana kolumu dürtüp " anlatsana kızım çatlatma adamı" dedi gözümü devirip ona döndüm ve başımdan geçenleri anlatmaya başladım. Tuana gözlerini kocaman açmış beni dinliyodu arada "oha" "tabi o saate sokakta gezersen başına böyle şeyler gelir" diyodu. Anlatmayı bitirdiğimde derin bir nefes aldım Tuana dürtüp " kızım babanın nasıl bir düşmanı olabilirki?" o sırada annem odama girip "yatma zamanı kızlar yarın erkek kalkıcaksın Duru" dedi. Evet bide başıma stajerlik çıkmıştı. Annemi onaylıyıp yatağa kendimi bıraktıp Tuana da yanıma yattı Annem yanımıza gelip ikimizinde başından öptü Tuana'yı kendi kızı gibi severdi "İyi geceler güzellerim" iyi geceler" dedik aynı anda. Günün verdiği yorgunlukla kendimi uykunun kollarına bıraktım ve karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI KASIRGA
Teen FictionBir an nefesim kesildi. Artık insanlarla konuşmam daha zor oluyor. Kimseyi yanımda istemiyorum, konuşmayı bırak, yüzlerini dahi bakmak zor geliyor. Yalnız kalmak istiyorum, ama bir yandanda bu beni korkutuyor. Sanki biraz tuhaf hissediyorum. Dünya...