Episode 2 | Revenge Power

43 10 0
                                    

İNTİKAM GÜCÜ
Kazan dairesinin ateşinde yüzüğü denemeye başladım. Sadece ışık çıkıyordu.
Odaklan, Hurt...
Zihnini boşalt.
Denileni yaptım ve yüzükten öncekine göre daha çok ışık çıktı. Duvarlarda Green Lantern logoları belirtmişti. Kazan ateşide yeşile dönmüştü...
Bir anda elimde bir asa belirdi. Ucunda ise o logonun aynısı vardı. Asayı salladım ve yeşil bir ışık patlaması duvarın yarısını uçurdu!
Merdivenin ucunda ki kapı açıldı ve aşağı kaslı beden eğitimi öğretmeni Flagor ve iblis Maddie gelmişti. Maddie, korkuyla elini ağzına götürdü ve "Ayin yapıyor!" dedi. Flagor, yanıma geldi ve yüzüme yumruk attı... Gözlerim karardı ve yere düştüm.
*
Parmaklıklar ve fare mi? Çok tatlı bir fareymiş. Üstümü silkeledim ve fareyi omzuma aldım.
Yetimhanenin nezarethanesindeydim ve karşımda elinde haç tutan bir Maddie vardı. Rahibe, bir dua mırıldanıyordu... Tam konuşacaktım ki, dudağımda ki şişlik yüzünden canım acıdı.
Bir anda öfkem arttı... Çok arttı. Çektiğim acılar, gözümün önünden geçiyordu ve bu daha çok acı veriyordu.
Yeşil bir ışıkla parlamaya başladım ve üstümde bir Green Lantern kıyafeti belirdi. Gözlerimde ise bir gözlük.
O asa yeniden elimde belirdi ve parmaklıkları erittim. Maddie kaçmaya çalıştı ama onu tek ışık parıltısıyla yok ettim!
Güç git gide daha hoşuma gidiyordu... Duvarları patlatarak bahçeye çıktım ve diger çocuklar ile karşılaştım.
Bana sürekli hakaret edenler grubu!
Asayı yere sapladım ve çocuklar yere düştüler. Asanın ucunda bir kılıç belirdi ve yerde ağlayan çocuklara yaklaştım. Sürünerek kaçmaya çalışıyorlardı. Göz korkutmak için asayı büyük çeşmeye doğru tuttum ve yosunlu pis su bir anda yemyeşil alevlere dönüştü. Alevler havaya doğru yükseldi ve zafer dolu çığlığım her tarafta duyuldu.
Kılıçlı asayı havaya kaldırdım ve önümde ki en sevmediğim çocuk olan Gordon'a doğru indirdim.
Nasıl olmuştu?
Asa bir türlü aşağı inmiyordu. Gordon'un birkaç santim üstünde durmuştu...
O sırada gözlerimin önünde yeşil alevler kızıl renge döndüler ve alevlerin içinden biri tam önüme atladı. Yavaşça başımı kaldırarak, gelene baktım. Hafifçe gözlerimi kıstım. Çok bulanıktı...
Aniden arkaya doğru savruldum ve yetimhanenin bir camından yetimhaneye girdim. Daha da öfkelenmiştim!..
Dışarı doğru uçtum ve iki samurai kılıcı yaratıp, bana saldıranın üstüne atladım. Hala bulanıktı... Beceriksiz ama tehlikeli bir şekilde kılıçları savuruyordum. Karşımdaki her seferinde başka bir yerde beliriyor ve bana yumruk atıyordu.
En sonunda sinirlendim ve kılıçları yok edip, iki pompalı tüfekle saldırdım. Nasıl olurdu? Mermiler onub içinden geçiyordu! Silahlar, uzun saplı bir baltaya dönüştüler ve sinirli bir viking gibi saldırdım.
Karşımdaki en sonunda sıkıldı ve beni boğazımdan tutup, yere yapıştırdı. Acı çekiyordum...
Bir anda bulanıklık gitti ve kırmızı deriden bir kıyafet giyen onu gördüm. Bir ejderha maskesi vardı.
Beni havaya kaldırdı ve uzun uzun süzdü. Göğsümda ki simgeyi görünce duraksadı ve "Bir Lantern... Aptal bir Lantern." dedi.
Herhalde onu herkes tanıdı, he? O Kızıl Ejder'den başkası değil. Eğer Kızıl Titan: Sorgu'yu okuduysanız Hurt hakkında birkaç şey biliyorsunuzdur.

Ring and RevengeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin