Sabah güzel bir kahvaltı kokusu ile uyandım. Toprak;
-hayatım uyandın mı?
-evet canım.
Kahvaltıya yemek odasına indim. Annem babam kardeşim ve Toprak masada oturmuş beni bekliyorlar. (Gülümseyerek)
"kesin babam hazırlamıştır." Dedim.
Babam da "hayır tatlım Toprak hazırlamış" Dedi.
Normalde dünyadaki evimizde kahvaltılarımızı babam hazırlardı. Ama artık sanırım bu görev Toprak'a devredildi.
...........
Kahvaltıdan sonra giyinme odama gittim. Vampir dünyası insanlara göre soğuk ama bir vampir soğuk alanda bulunmak ister.
Üzerime ince siyah, mini ve askılı bir elbise giydim. Giyinme odamdan çıktım ve Toprak'ın giyinme odasına gittim. Hala pijamalarıyla ne giyeceğine karar vermeye çalışıyor. (Şirin bir sesle) "çekil çekil ben seçerim." Dedim. Oda gülümseyerek bana baktı.
Üzerine tam vampire yakışacak şekilde dirseğinin altına kadar kıvrılan kırmızı bir gömlek, altında dar siyah bir kot çıkarttım. Bunların ona çok yakışacağını söyleyerek odadan çıktım.
Gökhan'ın odasının kapısını çaldım. Ve içerden girebilirsin diye seslendi. İçeriye girdiğimde odasının duvarlarına kendinin vampir resimlerini asıyordu. Sıkılıp sıkılmadığını sordum çok eğelendiğini söyledi. Bana pek inandırıcı gelmediği için;
-arkadaş edinmek istermisin?
-hayır
-eminmsin?
-evet
-peki
Gökhan'ın odasından çıktım. Kapının önünde Toprak ile karşılaştık. Elimden tuttuğu gibi kapının önündeki arabanın önüne götürdü. Birlikte arabaya bindik. Şöföre "Prvac gölüne." Dedi. Toprak'a Prvac gölünün neresi olduğunu sordum ve bana gidince görürsün dedi. (En nefret ettiğim cevap türü.) 15-20 dk sonra bir denizin önüne geldik. Elimden tuttu ve arabadan indik. Arabanın arka tarafına doğru çekmeye başladı beni ve şöförün bagajı açmasını bekledik. Kocaman bir sırt çantası çıkartıp Toprak'a verdi. İçindende en sevdiğim bikinilerimi çıkarttı.( Nerden bulduğunu merak etmiştim aslında.) denizin kenarındaki küçük kabini göstererek "burada giyinebilirsin hayatım." Dedi.
Üstümü değiştirdikten sonra kabinden çıktım ve çıkarttığım elbisemi sırt çantasına koydum. Toprak ise çoktan üstünü değiştirmiş beni bekliyormuş. Her zamanki gibi elimden tuttu ve beni denize doğru çekmeye başladı. Daha sonra beni denizde kucağına aldı ve koşmaya başladı. Anlatınca çok normal geliyor ama yaşamak çok farklı. Ne kadar evli olursak olalım bu çok değişik bir histi. Bir kaç saat sonra denizden çıkıp kurulandık havlularımıza sarılıp kuma oturduk. Konuşmaya başladık;
-hayatım şimdi şirin bir kızımız olsa fenamı olur?
-efendim??
-ya şurda şöyle onu yüzdürsek onunla gezsek falan küçük bir kız....
-Nasıl yani çocukmu istiyorsun??
-sen istemiyormusun
-saçmalama..! Biz daha çok genciz. Böyle bir şey olamaz. Ayrıca vampir bir çocuk büyütmek hiç kolay bir şey değil.Vampir bir çocuk büyütmek nasıl bir şey hiç bilmiyorum. Bunu hiç düşünmemiştim.
Bu konuşmalardan yaklaşık 4 ay sonra Toprak iyice düşündüğünü ve kendininde istediğini söyledi.
Prvac denizinde Misa adında biriyle tanışmıştım. Misa Toprak'ın en yakın arkadaşı Leo'nun karısıydı. Onların 12 yaşında bir kızları vardı. Misa ile çok yakın arkadaş olduk. Sabah birlikte vampcafe adında bir tür yarasaların çalıştığı cafede buluştuk. Kızı ile birlikte gelmişlerdi. Kızı Redi çok terbiyeli ve sakin bir kızdı. Toprak ve benim bir çocuk istediğimizi ve büyütmenin zor olup olmadığını Misa'ya sordum ve bana "şirin ve küçük bir çocuk büyütmek fazlasıyla zevk verici." Dedi. Bu konuşmadan bir kaç ay sonra hamile olduğumu öğrendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİMSİ
VampireÂşık bir insan, gökyüzü gibidir. Çözülmez sırları ve uçsuz bucaksız mavisi ile. Âşık olursunuz ama sevgiliniz aranızdaki sırlar yüzünden sizin siyah olduğunuzu düşünür. Ama bu sırlar âşık insanı siyah değil "mavi yapar!..." Nasıl mı? -aşkta sı...