İnsanlar hamilelik çok zor derler ama ben artık bir insan değilim. İnsanlarda arada bir sancıma ve bulantı hissederler. Ama vampirler sadece kan içmek isterler.
...........
Bu gün Toprak bebeğimizin kız olduğunu duyunca havalara uçtu. Bende çok sevinmiştim. Ama benim için kız veya erkek olması önemli değil her annenin dediği gibi "sağlıklı olsun yeter." Bu vampirlerin birçoğu için geçerlidir. Eğer anne veya babası doğuştan vampir değilse çocukları ölümlüdür. Ölümsüz vampirler sayılıdır. Bizim bebeğimizde benim gibi ölümlü olacaktır.
.............
Bebiğimin gelmesine 6 ay kaldı. Gün geçtikçe heyecanım daha da arttı. Bu gün annemle bebeğime kıyafet seçmeye gideceğiz. Her zamanki gibi giyinme odama gittim ve üzerime uzun kollu beyaz bir bluz, açık mavi bol yırtık bir kot üzerimede sütlü kahve uzun bir mont giyinip, giyinme odamdan çıktım. Annemin kapının önünden "bulut..... Hadi gel" diye bağırdığını duydum. Hızlı adımlarla annemin yanına gittim.
.................
Gezerken Bebestav adında bir mağaza gözüme çarptı. Sanırım diğer mağazaların aksine mavi, pembe duvarlarının olması dikkatimi çekti. Hemen mağazaya girdim. Bebeğime çok şık elbiseler almak üzereydim ki Toprak aniden mağazaya girip annem ve beni arabaya bindirdi. Ne olduğunu sormaya kalmadan birden bir araba arabamıza çarptı. Uyandığımda siyah bir odadaydım, karşımda ise tuhaf şekillerde renkli ilaçlar yan tarafında ise yuvarlak sarı koltuklar var. Nerde olduğum ve karnımdaki bu bantların ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Ben bunları düşünürken içeriye kolunda uzunca bir sargı ve yüzündeki çizikler ile içeri girdi.
-iyimisin hayatım??
+ben iyiyim. Bebeğim! Bebiğim nasıl?
-bebeğimiz çok iyi. Sadece karnında ve omzunda bir kaç yara oluşmuş ilaçlayıp sardım.
+sen iyimisin? Koluna ne oldu?
-kaza da cam kırıkları kolumu kesmiş. Sarmak zorunda kaldım.
+kazamı?
-boşver hayatım. Şimdi kafanı bunlara yorma.
+peki hayatım. Burası neresi?
-evimizdeyiz hayatım. Hiç girmedinmi buraya?
+hmm sanırım 8. Kapı. Son odaya girmemiştim. Son kapımı?
- evet. Bulut sana söylemem gereken çok önemli bir şey var ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
+ ne oldu?
-sen, senn...
+ Toprak söylesene ne oldu! Bebeğime bir şey mi oldu
-carlos & lorde bize saldırdığında hamileymişsin...
O andan sonra 2-3 ay kendime gelemedim.
................
(6ay sonra)
Artık karnım son derece büyüdü ve tahminen 2 gün sonra Nata Prvac'da doğucak. Yatağıma uzanmış bir şekilde kitap okurken kapının tıklatıldığını duydum gelen Toprak'ın küçük kız kardeşi Lusa idi. (Yaklaşık 8 yaşlarında) sanırım daha önce size hiç bahsetmemiştim.
-içeri gelebilir miyim?
(Kitabı kapatırken)
+tabiyki tatlım.
(Bana doğru koşarak)
-Bulut ablaaaa Nata iyimi?
(Lusa'ya sarılarak)
+evet canımm.
.............
Lusa ailenin tek kız çocuğuydu. Sanırım beni sevmişti. Yeşil gözlü turuncuya dönük omuzlarında saçlarıyla çok şirin bir görünümü vardı. Nata'yı görmek için benim gibi Lusa'da can atıyordu.
...............
Lusa elimden tuttu ve onunla gitmemi söyledi. Yataktan kalktım ve birlikte merdivenlerden indik. Kedinin olduğu kapıya doğru gidiyorduk kapıyı açtı ve;
-bak bu Misa. Belki daha önce tanışmışsınızdır.
+evet tatlım. Tanışmıştık ama Misa'nın adını bilmiyordum.
-Misa oyun oynamayı ve öpmeyi çok sever. Onun öptüğü bebeğin gözleride kendisi gibi mavi gözlü doğar. Nata'yı da öpsünmü?
+ahh neden olmasın bitanem.
-peki o zaman. Misa Bulut'un karnınını öp.
Lusa derdemez Misa karnımı yaladı. Bu mavi göz olayı bana pek inandırıcı gelmemişti. Ama kim bilir belkide Lusa doğru söylüyor. Neyse daha sonra Lusa yine elimi tuttu ve "hadi gel" Dedi. Lusa'yı takip ettim ve beni koridorun sonundaki kapılardan birini açarak içeri çekti. Bu koridorun sonuna gelmeye hiç gerek duymamıştım. Girdiğimiz oda sanırım Lusa'nın odasıydı. Yeşil bir şato şeklinde büyük bir yatak ve dolap tam karşısındaysa oyun alanı vardı. Dolabı açtı ve dolaptan mavi bulutlarla süslü bebek ayakkabıları çıkarttı ve;
-bunları Nata için annem ile gökyüzü şatosundaki dostlarımızdan getirttik. Beğendinmi?
+hiç beğenmez miyim. Çok güzeller tatlım. Çok teşekkür ederiz.
Diyerek Lusa'ya sarıldım. Ve aniden karnıma sancılar girdi. Birden bağırdım. Oda'ya Toprak girdi ve ne olduğunu sordu. Ben cevap veremedim. Toprak bizi kucağına aldı ve hemen yeni öğrendiği ışınlanma yeteneğini kullandı. Kendimizi hastahanede bulduk. Doktor hemen beni bir odaya aldı. Karnıma yarım daire şeklinde birşey yerleştirdi bir baktımki Nata o yarım dairenin içinde. Bir üfleme ile Nata'yı giydirdi kucağıma verdi ve evimize gönderdi. Ne olduğunu şaşırmıştım. Eve geldik ve Nata için ayırdığımız odaya geçtim. Arkamdanda Toprak geldi. Toprak'a bakıp gülümseyerek hiç tahmin ettiğim gibi olmadığını hiç canım acımadan 2 dakikada herşeyin bittiğini söyledim. Oda Nata'nın gözlerine baktı ve Misa'ya karnınımı öptürdün dedi. Nerden anladığını ve Lusa'nın yapmam gerektiğini söylediğini söyledim. Oda bana Nata'nın gözlerinin maviliğinden anladığını ve söylemeyi unuttuğunu söyledi. Gerçektende doğruymuş. Çok şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİMSİ
VampireÂşık bir insan, gökyüzü gibidir. Çözülmez sırları ve uçsuz bucaksız mavisi ile. Âşık olursunuz ama sevgiliniz aranızdaki sırlar yüzünden sizin siyah olduğunuzu düşünür. Ama bu sırlar âşık insanı siyah değil "mavi yapar!..." Nasıl mı? -aşkta sı...