Feyza
Okuldan eve geldiğimizde evde ekmeğin eksik olduğunu gördüm. Sonra Elif'e söyleyip ekmek almaya az ilerideki minik bir bakkala gittim. Evimizin daha yakınında market vardı. Ama bakkallar bana Yozgat'ı hatırlatıyor. Yozgat'ta çok sık bakkal bulunur. Bu yüzden genelde alışverişimi bakkaldan yapıyorum. Ekmeği alıp döndüğümde görüş alanıma Murat takıldı. Tabiki umursamadan yüremeye devam ettim taa ki bana seslenene kadar ben yinede duymamazlıktan gelip yürüdüm. Sonra "duymamazlıktan gelme beni biliyorum benimle konuşmaycağını ama sadece dinlesen." dedi Bende umursamadım ve hala yürüyordum. En son "siz bu dini ne kadar çok abartıyorsunuz. Bende müslümanım ama sizin gibi değil Çevremdeki bayanlara yabani ot gibi bakmıyorum. Yani ne var sadece dinlesen sana zarar vermeyeceğim " en son dayanamadım. Çünkü biri benim dinime laf atarsa yada benim müslümanlığıma karışırsa benim sinirler tavan yapıyor. "Bir daha sakın yanıma yaklaşma ve benim dinime de karışma. Sen kimsin de bana karısıyorsun. Bak seni son kez uyarıyorum. Sakın bana yaklaşma yoksa polise giderim" dedim "gidersen git artık herşey umrumda değil anlıyormusun? Ben sensiz hayat istemiyorum. Senle olmak istiyorum tüm ömrüm boyunca. Anladın mı beni ama benim olacaksın. " dedi ve benim sinirler tavan değil baya tavanı deldi. Salak ya bana nasıl böyle birşey der. Ufff benim olacaksın ne. "Sen ne söylediğinin farkındamısın. Ben senin felan olmayacağım. Çok iyrenç birisin. Uzak dur benden. Benle bir daha konuşmaya kalkışıp saçmalamada yoksa olacak olan şeyler hiç iyi olmaz" diye bağırdım. O sırada Fatih geldi ve Murat'ın boynundan tutup duvar çarptı ve kenera iyice sıkıştırdı. Ve şimdi Fatih'in Murat'a attığı yumrukları bağırmalarını dinliyorum ve korkuyorum. Sonunda bitmişti kavgaları. Fatih Murat'ın omuzundan iterek yere yapıştırdı "Defol git şimdi dedi. Bende aynı şeyi düşünüyorum bencede defolup gitsin. Murat ayağa kalktı ve yakın olmayacak şekilde yanıma yaklaştı. " Sevgiline çok güvenme bence " dedi. Haahhh bu neydi ya şimdi. Vallaha bugün birileri elimde kalacak ya. "Artık ağlama sana bişey yapamaz" dedi Fatih düşüncelirimden ayırarak. Bende gözyaşlarını sildim. Ama ne yapıyım. Bünyem kaldırmadı. Bu salak okula geldiğimden beri takılıyor. "İstersen arkadaşına haber ver çünkü çok kötü gözüküyorsun." dedi Fatih "Gerek yok ben giderim" dedim ve uzaklaştım. Eve geldiğimde mecburen olan biteni anlattım. Çünkü ondan birşey saklanamıyor. Anladı birşeyler olduğunu" Tabi anlattıktan sonra Elif'i tutmak mümkün mü? Tutturdu polise gidelim diye sonra zar zor ikna etmiştim sakinleşmişti.
***
Fatih
Murat'ın Feyza'yla tartışması üzerine 1 hafta geçmişti. O gün gerçekten sinirlenmiştim. Sadece Feyza değil orda kim olsaydı aynısını yapardım. O günden sonra Feyza okula sadece önemli derslere girip hemen gitmişti. Çok dikkat etmedim dikkat edilmeyecek gibi de değil sınıfta derslere girip geri hemen gidiyordu. Şimdi ise vizeler başladı ve Adem'le sabahtan akşama kadar ders çalışıyorduk. Hatta evde iki yabancı gibiydik. Herkes kendi odasında sadece yemekten yemeğe çıkıyorduk. Vize haftaları baya yoğun geçiyordu. Bizde baya yorulmuştuk şimdiden. Bunları düşünürken yemeği çoktan hazırlamıştım. Bugün yemek hazırlama sırası bendeydi. "Adem gel yavrucuğum yemek hazır." dedim sesimi incelterek. Ne yani ikimizde ciddiyetten pek haz etmeyen insanlarız(yerine göre çok ciddi oluruz) bu kadar ciddiyet bizim için yeter bence. "Tamam annecimm " diye çıktı Adem. "Annecim ne oğlum ya" "Sen yavrucum demeyi biliyon ama ne yapıyım." "tamam ya ye şu yemeğini hadi "dedim. İkimizde yemeğimizi normal iki insan gibi yedik(bazen normal insanlar gibi yemiyoruzda) sonra namazları kılıp tabi ben kıldım Adem Masallah herzamanki gibi erkenden kılmış. Bende namazını kılıp ders çalışmaya başladım.
Feyza
Vize haftasına girmiştik ve yorucu geçiyordu. 1 haftadır derslerime düzenli giremiyorum. Çünkü sürekli gittiğim bir vakfın sohbetleri ve kermesleri yüzünden aslında baya uzun süredir bunu bekliyordum. O yüzden kaçırmadım. Zaten vizeler yüzünden uzun duramıyordum. " Feyza ya şu konunun notları sende varmı? Benim ki tam değil de." dedi Elif düşüncelerimden ayırarak "var herhalde ben bir bakıyım" dedim. Yerimden kalktım ve notlarımın bulunduğu cekmeceyi açıp o derse ait notları buldum. Sonrada Elif'e verdim. "Tamam." "ayhh Feyza gerçekten sıkıldım bir 1saat ara versek olmaz mı? " dedi Elif bir yandan notları okurken. Aslında iyi olur çok yorgunum bir kahve molası verebilirdim. "Tamam iyi olur sen kahvenin suyunu koy ben geliyorum " dedim Elif'te içeri gitmişti. Şu vize haftalarından nefret ediyorum.2 hafta sonra...
"Ayhh Elif notlarım yüksekk düşük notum yookk Yozgat'a daha erken gitcemm" dedim bilgisayarın başından fırlayarak kalktığımda. "Çok sevindim ya en azından erkenden memleketlerimize gideceğiz." dedi Elif "Ben yarın bilet alıyorum o zaman " "Tamam bende alıyım yarın. İkimizde aynı güne alalım kimse tek kalmasın " dedi benim düşünceli arkadaşım. Onunda dersleri yüksekti. Bu yüzden oda erken gidecek.
***
Sabah kahvaltılarımızı yapıp dışarı çıktık. Biletlerimizi alıp ordan da vakıfa gidecektik. "Hadi Feyza daha vakıfa yetişeceğiz." dedi bağırarak."tamam geliyorum" dedim kapının orda ayakkabılarımızı giyip çıkmıştım.
Fatih
Havalimanın kapısından geçerken Feyza'yı görmüştüm. Oda benim uçağa biniyordu. Galiba Ankara' ya gidiyor. Ama ben Yozgat'a gidiyorum. Yozgat'ta havalimanı olmadığı için Ankara uçağına binip ordan babamın özel arabasıyla Yozgat'a geçecektim. Aslında Kayseriliyim ama ben daha 8 yaşındayken Yozgat'a gitmiştik. Babam orda yeni bir iş kurdu kendine ve öylece büyüdü. Şimdi ise işleri iyice büyüttüğü için bir ortaklık kurup bir şirket kuracakladı. Ortağı ise babamın bir arkadaşı. Ben pek tanımıyorum o arkadaşını sadece Yozgat'a gidince görüyordum ayak üzeri. Ama heralde adamın güzel bir kızı var babam sürekli bahsedip duruyor. Aslında bende ailemin istediği bir kızla evlenmek istiyorum. Zaten istemesemde babam zor istettirir bana. Çünkü kendisi sert ve otoriter sözünün üzerine söz edilmeyecek bir adamdı. Hostestin ince sesi üzerine düşüncelerimden sıyrıldım. Artık gidiyoruz.
Feyza
Yozgat'a geligelmez önce babama
sarıldım annemden önce. Çünkü babam olduğu için. Her ne kadar otoriter, asabi olsada ben onu çok seviyordum ve çok özlemiştim. Sonra anneme sarıldım. Ona biraz daha uzun sarıldım ve ağladım. Çünkü şu dünyada en çok beni anlayan en çok beni düşünen kişi o. Her konuda yanımdaydı. Her zaman varlığını hissettirmişti. Ama babam böyle değil. Hep onun sözü geçti ailede zaten küçücük bir aileyiz. Bütün kararları bizim yerimize o verir. Bu hep böyledir. Sonra teker teker akrablara sarıldım. Simdi ise evimde annemle babamın arasında Yozgat'ın çok meşhur olan testi kebabını yiyorum. Babam yaptığı için çok güzel olmuş. Testiyide bana kırdırdılar. Bu da Yozgat'ta bir adettir. Testi kebabını yapınca testi kırılarak yenir. Aslında her sene böyle olmazdı. Bu sene benle daha çok ilgilendiler. Bu işin içinde birşey var da neyse anın tadını çıkarıyım. "Ellerine sağlık babam çok güzel olmuş" dedim babama sarılarak. "Afiyet olsun. Sen gitte dinlen yol yorgunusun sonra senle konuşmamız gereken önemli bir konu var" biliyordum ya bu ilgili davranışların altından birşey çıkacağını biliyordum. Neyse bekleyelim görelim. Şimdi babamın dediği gibi gidip yatıyım en iyisi
***
"Feyza kızım biraz dinle beni lütfen" dedi babam. Elimden tutarak. Beni çok sinirlendirmişti hemde hiç olmadığı kadar. Çünkü hiç tanımadığım biriyle beni evlendirecek ve kararlar çoktan alınmış benim kararım hariç. Tamam her zaman babamın kararlarını önemserizde bu kadarıda fazla ama. "Baba bana niye söylemedin. Ben evlenmek istemiyorum. " dedim artık göz yaşlarımı tutamayarak. "Feyza!" dedi babam otoriter sesiyle "neden istemiyosun yoksa başka birinimi istiyorsun" babamın bu sözü üzerinden gözyaşlarım daha çok bastırdi. Son söylediği daha çok canımı yakmıştı. "Baba ben sana inanamıyorum. Ben senin kızınım tanımıyomusun beni? Benim öncelikle okulumu bitirmek istediğimi biliyorsun" dedim babama ama bu söylediklerim babam yüz ifadesini hiç değiştirmemişti. Babamdan sonra anneme baktım her zaman arkamda duran kadın nerdeydi? Her düşüncemi kendi fikriymiş gibi düşünen kadın nerede? "En iyisi bu senin içinde bizim içinde. Sen istemiyomuydun senin istediğin adamla evlenicem diye bak işte ben bu adamı istiyorum ve evleneceksin. Ve mutlu olacaksın. Birgün torunlarımla gelirkende dua edeceksin" "Ama baba benim okulum var." dedim yalvaran bir ses tonuyla. "Feyza hiçbir şey sorun değil evlenmen için. Evleneceksin diyorsam evleneceksin yoksa..." "Yoksa ne baba bana hakkını helal etmeyecek misin ? " dedim babamın sözünü keserek "EVET! EVLENMESSEN HAKKIMI HELAL ETMİYORUM!"Fatih
"Baba keşke banada sorsaydın demi hani benim hayatım ya " dedim. Sinirden yerimde duramıyordum. Neden bana ortağının kızını övdüğü belli oldu Çünkü beni o kızla evlendirecekmiş. "Oğlum sen demiyormuydun eğer hayırlı bir kısmet bulursan evlenirim diye işte buldum daha ne İstiyorsun " "Baba Allah aşkına şimdi okulum var nasıl evleniyim çalışıyım evime mi bakıyım yoksa okuyum mu?" "Fatih onlar sorun değil. Evleneceksin o kızla" dedi babam. Bende diyordum nerde benim otoriter sesli babam diye kendisini çok aratmadan döndü "Neden baba neden o kız " işte merak ettiğim sorulardan biri daha "Çünkü senin iyiliğin için senin için en hayırlısı bu" " Nerden biliyon baba istihareye mi yattın." dedim alay eder gibi. "Fatihh! Evleneceksin o kızla yoksa HAKKIMI HELAL ETMEM!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAAŞŞUK-U KÜBRAM
EspiritualZorla yapılan bir evlilik İki evliliğe hazır olmayan insan Otoriter babalar Hayatın onlara oynadığı oyunlar Büyük tevafuklar Ve ortaya çıkan BÜYÜK BİR AŞK