"Yeter artık bıktım. Sen ne biçim bir adamsın. Artık sürekli kavga ediyorsun. Herseye bahane bulup bağırıp çağırıyorsun. Aramızda sevgi denen birşey kalmadı artık. Bırak sevgiyi evlilik denen birşey kalmadı. Beni senle zorla evlendiren babamıda affetmeyeceğim." dedim bağırarak.
Evliliğimizin üstünden 5 ay geçmişti sadece 5 ay ve Fatih bu süre içinde çok değişmişti, hemde çook. Son 3 4 aydır zaten biraz sürtüşmeler oluyordu ama son 1,5 aydır dahada artmış her akşam bir bahane bulup bağırıyor kinini bana döküyordu. Derdi neydi, sorunlarını öğrenmeye çalışıyordum ama bir türlü oğrenemiyordum. Öğrenmeye çabaladığımda ise yine bağırıp cağırıyordu.
"Bıktın demek, ben daha çok bıktım."
"Fatih neyden bıktın söylesene. Ona göre birbirimize çekidüzen verelim." yine kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Bir derdi varsa öğrenmeliyidim.
"Vır vır konuşup duruyorsun, herseye karışma."
Söylediği her söz kalbime saplanıyordu. Artık ağzından çıkan sözler benim canımı yakıp öldürtüyordu. Neden böyle yapıyordu. Ben cidden çok mu konuşuyordum. Normalde bile çok konuşan bir insan değildim ki Fatihe karşı çok konuşuyum. Başka bir derdi olmalıydı de'mi?
Yanağımdan yavaş yavaş yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Bu durum son zamanlarda sürekli oluyordu ve her seferinde böyle ağlıyordum. Ne oldu beni çok seven Fatihe? Nerede o adam? Nereye saklandı? Çabuk cıksın ortaya çünkü ben o adama aşık oldum bu canavara değil.
Fatih sakinleşmek için derin derin nefesler alıyordu. Yatak odasının içinde bir oraya bir buraya dönüyordu. Bu durum uzun sürünce ayakta kalmaya halim kalmadığı için yatağın üzerine cöktüm. Başım dönüyordu, kendimi çok halsiz hissediyordum.
Sakince önüme çöktü. Artık ağzından bir güzel söze muhtaç olmuştum. Merakla bekliyordum ne diyeceğini. İnşAllah güzel birşeyler söyler. Öyle birsey desinki bu yaralı kalbim iyileşsin artık. Öyle çok güzel birşey demesine gerek yok bir çift güzel söz yeterdi bu kalp için.
"Feyza ben boşanmak istiyorum." dedi gözlerimin içine baka baka.
Ben bir çift güzel söz beklerken o ise beni daha çok kahredip boşanmak istediğini söylemişti ve yaralı kalbim daha büyük bir darbe daha alarak ölmüştü artık. Yaşamıyordu, atmıyordu artık. Alışmıştı ya Fatih için atmaya böyle bir darbe alınca ölmüştü zavallıcağız.
Sessiz sessiz baktım suratına, hiçbir tepki vermedim. Sadece baktım... Onun karşısında ağlayıpta küçük düşemem ya
"Çok iyi düşünmüşsün çünkü artık bende dayanamıyorum bu işkenceye." deyip yatak odasından dışarı çıktım ve kendimi terasta buldum.
Fatih
Avukatımla beraber mahkemenin yolunu tutmuştuk. Feyzayla boşanmama saatler kalmıştı belki.
Son kavgamızın üstünden 3 gün geçmiş, Yozgat'a gelmiştik. Ailelere haber verince çok üzülmüşlerdi. Şimdi onların üzülmesini umursayacak durumda değildim başka çarem yok çünkü.
Beş dakikalık yürümenin ardından varmıştık. Herkes gelmişti, Feyzada dahil ama çok solgun duruyordu. Hemde bayağı solgun. Cidden bu kadar üzülmüşmüydü.
Biraz beklemenin ardından isimlerimizin söylenmesiyle harekete geçip içeri giriyorduk ki Feyza bayıldı. Ne olmuştu şimdi? Neden bayılmıştı? Hemen başına koştum. Öncelikle nabzını ölçtüm, yaşıyordu. Herkes iyice toplanınca ambulansı arayın diye bağırdım. Birşey olmamalıydı Feyza'ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAAŞŞUK-U KÜBRAM
SpiritualeZorla yapılan bir evlilik İki evliliğe hazır olmayan insan Otoriter babalar Hayatın onlara oynadığı oyunlar Büyük tevafuklar Ve ortaya çıkan BÜYÜK BİR AŞK