9. BÖLÜM 'KARICIĞIM-KOCACIĞIM"

9.1K 494 10
                                    

Galiba artık yapmamıyorum. Bunca olayların ardından başka bir olay kaldıramıyorum. Aslında her zaman yaşadığım bu kepazelik karşısında her zaman dik ve kendimi korurken şimdi bedenim, bünyem zayıf mı düşmüştü. Neden ağlıyordum Murat'ın karşısında her zaman dik ve emin bir şekilde durup onu reddederken şimdi ağlayarak mı reddediyordum. Bu bir saçmalık, bu ben değilim.

Okul çıkışında Fatih'i beklemek zorundayken karşıma yine Murat çıkmıştı. Bana son yaşananları anlatmıştı ve artık zamanı gelmiş o günki yaşadıklarının bedelini ödeyecekmiş. O gün ki yaşananlar aklıma gelince gözlerim doldu. Zaten son zamanlarda alt üst olan sinirlerim yüzünden herşeye çok hassas bakıyordum. O gün yine sıradan Murat saçmalıklarından Fatih kurtarmıştı. Kavga edip Murat intikam alacağını söylemişti... Şu an ne yapacağımı bilmez şekilde kaldım. Gözyaşlarıma sütun şekilde süzülürken Murat'tan gerçekten nasıl kurtulacağını düşünüyordum. Ne yapacaktım şimdi Fatih'te yoktu yanımda.

Murat şaşırmış şekilde bana baktı. Beklemiyordu böyle bir karşılık.
Sonra kolumdan tutup çekiştirmeye başlamıştı. Kolumdan tutmuştu.
"Evlenmişsin hayırlı olsun. Ama kocan kusura bakmasın. Sen benimsin! Bunu nasıl aklından çıkarırsın." kolumdan çekiştirerek, pis imalı imalı konuşmaya devam ediyordu. Elinin altında çırpınışlarım fayda etmiyordu. Kolumu tutmasıyla çok fazla ileri gitmişti.

Beni çekiştirerek ileride duran siyah lüks bir arabaya çekiştirdi.

"Bırak beni alçak herif. Bana dokunamazsın. Çek şu iğrenç ellerini" çırpınarak konuşmaya çalışıyordum. Ama hiç fayda etmiyor arabaya daha çok yaklaşıyorduk.
Arabanın yanına geldiğimizde hala direniyordum. Kapıyı açıp beni içeri savuracağı sırada üzerimde olan elleri geri çekildi. Arkamı döndüğümde Fatih gelmiş Murat'ı duvara sıkıştırıp boğuyordu. İstemeden ağzımdan bir çığlık koptu. Fatih hiç aldırış etmeden Murat'ı boğmaya devam ediyordu.

"Karımın yanında ne işin var lan senin. Nasıl ona dokunursun." Fatih boğmayı bırakarak yumruk atmaya başlamıştı. Korkuyordum. Elini bu iğrenç adamın kanıyla kirleteceğinden korkuyordum. Fatih ağzından arada bir küfür kaçırarak hem adama sayıyor hemde iyice elinden geçiriyordu.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Yanlarına yaklaşıp "Fatih yapma dur n'olursun. Boşver Allah'ından bulsun" gibi sözler söyleyip sözde durdurmaya çalışıyordum. Ama ne söylersem söyleyim durmuyordu.
En sonunda nefes almak için durduğunda önüne geçip siper ettim kendimi. Hızlı hareketlerimle ellerine uzandım. Ellerini tutup çekiştirerek Murat'ın yanından uzaklaştırdım. Murat'ı ölmek ve ölmemek arasında kalırken zorla çekmiştim onu.

Fatih anlamayan gözlerle ne yapmaya çalıştığıma bakıyordu. Bir süre gözlerine bakmıştım. Gözlerindeki kandan ne kadar sinirlendiği anlaşılıyordu. O sırada yüzüme esen esintiyle yanaklarım ıslaklığından üşümüştü. Ağlıyordum. Gözlerine bakmayı kesince kafamı çevirdim. Ağlamam şiddetlenmişti. Zorda olsa konuşmuştum.
"Ellerin o pisliğin kanıyla kirlenmeyecek kadar temiz. Yapma bırak can çekişsin." dedim. Sözlerim ağzımdan pat diye dökülmüştü. Söylediğim sözler onu sinirini ne azaltmıştı ne de artırmıştı.

"O sana dokundu. Nasıl izin veriyim yaşamasına."

"Farkındayım. Her ne kadar belli etmesede bir insan ve sen bir insanın canını alamazsın. Allah'ın yasaklarına nasıl karşı gelirsin." dedim ağlamamdan birazcıkta olsa ödün vererek.

Bekledi. Sustu. Sonra beni kendine çekerek sıcacık kollarının arasında kenetledi. Beklemedigim bir hareketti. Kulağıma eğilip fısıltıyla konuştu

"Ya sana birşey yapsaydı...." lafını tamamlamasına izin vermeden...
"Yapamaz... " dedim. bu sefer o sözümü bölerek
"Ben varken" diye tamamladı. Doğru söylüyordu o varken kimse bana birşey yapamaz bunuda anlamış oldum.

TAAŞŞUK-U KÜBRAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin