Papatya Sapı

Bu Satırlara Ağlamak

İçimdekileri şu an sana anlatıyor olmam gerekirdi bu satırlara değil... Sence de bu haksızlık değil mi bana? Hı? Sevgim sığmıyor içime benim. Taşmak istiyor. Gözlerine akmak istiyor, yüreğine belki de ordan...

Kaç kişiye daha seni seviyorum dedin benden sonra? Kaç yüreği kucakladın? Kaç kez öptün bir başkasını?

Ne diyebilirim ki? Nasıl anlatılır bilmiyorum ki? Nasıl tarif edilir bu acı? Sürekli sol yanım acıyor. Geçiyor mu bu acı zamanla? Zamanla mı geçicek? Peki neden inandıramıyorum ben buna kendimi? Her geçen gün sana olan aşkımın daha da alevlenmesi yüzünden mi?
Ah be adam... O alevler sardı beni senin kolların yerine. Yanıyorum be adam, yanıyorum ben... Gel de kurtar beni...

Bak ben yoruluyorum artık sensiz yaşamaktan. Çok canımı sıkıyor bu durum. Yeterince sabretmedim mi ben artık? Kavuşmanın zamanı gelmedi mi? Kaç gözyaşı daha dökeyim ben? Kaç hıçkırığımı daha tutayım ben boğazımda.

Ağlamam demiştim ya sana... Yalan be. Ağlamaktan yorgun düşen gözlerimin acısını bir ben bilirim. Bir sana ağladım bu kadar, bir sana yandım.

Bir insan bir insanı sevmeli mi bu kadar? Bak bir kadın bir adamı seviyor. Herkesten habersiz. Ulu orta ama gizlice... Bir kadın gözyaşı döküyor bir adama, bir tek gece görüyor. Sen bilmiyorsun, sen görmüyorsun.

Halbuki bir kere bakmadım gözlerine, bir kere dokunmadım tenine, bir kere tutmadım elini, bir kere tadamadım dudaklarını... Nasıl olur da hiç görmediği birine aşık olabiliyor bir insan, nasıl bu kadar bağlanabiliyor?

Bazen sarıldığımız oluyor rüyalarda. Bazen beraber uyuduğumuz oluyor rüyalarda. Bazen öpüştüğümüz oluyor rüyalarda. Uyanmak istemiyorum. Orda kalmak istiyorum ben. Gerçek olmasa da hayalinle kalmak istiyorum. Dinlenmek için uyumuyorum artık ben. Belki yine sarılırız rüyamda diye yatıyorum gecelere.

Gündüzler sence de çok saçma değil mi? Tüm gece seni düşlemek varken neden gündüzler var aklımdan uzaklaştırmak için?

Ben ölüyorum be adam...

Ben sana ölüyorum...

Şimdi bunları sana anlatmak varken bu satırlara ağlamak sence de haksızlık değil mi?