İÇİMDE Kİ YALNIZLIK

84 10 0
                                    

Mesaj Caner 'den gelmişti.

"Senin sıcaklığınla ısınan kalbimi artık başkaları ısıtıyor , tıpkı senin gibi "

Kalakaldım. Gerçekten ne yapacağımı bilemedim ben onsuz yaşayamazken o bensizliğin alıştırmalarını yapmıştı bile. Nefes almayı unuttuğumu hatırlıyorum sadece. Ne kadar istemesem de gözyaşlarım çoktan özgürlüklerini ilan etmişti bile. Vücut sıcaklığımın tavan yaptığını hissettim . Bi tek ellerim buz gibi olmuştu. Onun tutarak ısıtmadığı ellerimin ısınmaya hakkı yok diye düşündüm o kısacık sürede.

Tümüyle vazgeçtim bedenimden ayakta bile duramadım , yere yığılmakla yetindim sessizce. Ağlıyordum hem de içim çıka çıka ağlıyordum.

Üşümeme bile kıyamayan adam beni onsuzluğamı terk etmişti şimdi. Gözyaşlarım ağır gelmeyecekmiydi benim yokluğum da kurduğu hayallerine. Ben varım artık ağlamana gerek yok diyen adamın yokluğunda da ağlamam yasakmıydı şimdilerde ?

İçim gitti ve intihar etti bi evin en güzel balkonundan. Hayallerini kurduğum ve nedense asla vazgeçemediğim ev şimdilerde insanların sadece bayramlar da hatırlayıp ziyaret edeceği bir yer mi olacaktı onun yokluğunda.

***

"Yeter ağlama ya. Bi anlık kriz falan geçiriyodur senin
yokluğunda "

Ah canım arkadaşım ya yine eski sevgilimi bana koruyodu. İşte arkadaş dediğin böyle olur(!)

"Sen çok mu safsın ya da Caner 'e aşık falan mısın? Ha aşıksan söylede aranızı yapıyım istersen"

"Dalga geçme Buse ya sen daha fazla ağlayıp üzülme diye öyle söyledim"

"Daha ne kadar ağlıycam be ! Ağlamaktan gözlerimde ki şişlik sıcak hava balonuna döndü zaten. Sen hala ağlama diyerek beni susturmaya çalışıyorsun"

"Tamam ya ağla dök içini rahatla " dedi ve kapattı.

Arkadaştan da öteydi benim için kardeşim olarak görürdüm onu hep. Bu yaptığı hiç de hoş olmamıştı. Telefonu kapattığını bilsemde "Defneeeee " diye cırladım arkasından ama doğal olarak duymadı. İşte tam o anda yalnızlığımı hissedip kendimi mutfağa zor attım.

Yemek yemek gelmedi içimden. Hem de ilk defa.
Vay be bi bakın bakıyım güneş batıdan mı doğuyo diyen iç sesime çıkıştım çünkü ben o kadar da yemek yemeyi seven biri değildim. Tamam ya kimi kandırıyorum çok seviyodum ama becerip yemek bile yiyemiyordum ya neyse.

Yemek yemeden evden çıktım. Yiğit her zaman olduğu gibi beni bekliyordu. Alışmak istemiyordum onun varlığına çünkü onu sevemezdim biliyordum ona ancak zarar gelirdi benden. Beni sadece gülüşlerim için seven bi insanı en duygusuz halimle kendimden nefret ettirmek istemezdim hele de beni bu kadar saf ve temiz severken...

Yanından hızlıca uzaklaşmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü uzaklaşamadım. Arkamdan koşar adımlarla geldiğini duymamaya denedim ama nafile....

" Buse bi beklesene "

Duymadım

" Buse bi bekler misin? "

Yine duymadım

" Duymamazlıktan geldiğini biliyorum ama lütfen bekle "

Ve ben hala duymuyorum

Aslında peşimde dolaşması beni ne kadar rahatsız etsede bazen hoşuma gidiyordu. Aslında şu an mahvolmuş bi durumda olmam gerekirken ben niyeyse gülüyordum.

" Sana Caner 'le ilgili bi şey söylicem lütfen bekler misin ? "

İşte şimdi duymuştum.

Hemde öyle iyi duymuştum ki şu ana kadar duyduğum en yüksek ve en kötü sesti. Arkama dönüp sadece ;

" Söyle " diyebildim.

Ağzımdan başka bir kelime çıkmamıştı , daha doğrusu çıkamamıştı.

Gözlerim dolmuş ne diyeceğimi bilemez halde Yiğit' e bakarken sıkıntılı bir sesle söze girdi.

" Bak Buse nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. "

" Lütfen söyle " sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duyduğundan emin değilim.

" Buse , Caner seni aldatıyor "

Birden istemsiz bir şekilde kahkaha atmaya başladım. Yiğit şaşkınlıktan açılmış ağzını kapatmaya çalışırken ben söze girdim.

" Bu muydu söyleyeceğin şey ? "

Daha da şaşırmış gözlerle bana bakarken ben devam ettim.

" Lütfen olayları biraz daha yakından takip et "

" Nasıl yani "

" Yanisi şu canım bu olay olalı - bana göre - yıllar oldu (!) ve senin olayları baya bi geriden takip etmene şaşırmadım desem yalan olur. "

Hiç durmadan konuşmaya devam ediyordum. Gözleri verdiği haberin başarızlığından ve istediği tepkiyi elde edememesinden dolayı sönmüştü.

Bende beklediği tepkiyi vermediğim için bir yandan kendimle gurur duyarken bir yandan da bu baş belasından nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.
Çünkü bi kere onunla konuşmuştum ya , daha kurtuluşum yoktu.
Düşüncelerimi bölen Yiğin' in o kötü sesi olmuştu.

Aslında sesi kötü değildi ama ben duymak istemediğim için bana öyle geliyordu herhalde.

" Buse sana başka bir şey daha söylemek istiyorum "

Bunu duymamla yarım kalan kahkahalarımı tamamladım.
O an Yiğit' in yüzünde ki utanç ifadesi görmeye değerdi. Kahkalarımı kesmeden cevap verdim.

" Ya sen şaka mısın ? Önce gelip sevgilin seni aldatıyo deyip yıllanmış haberi veriyosun sonra da sana bir şey daha söylemek istiyorum diyorsun. Sen iyice kafayı yedin. Hem seninle yeterince konuştuğumu düşünüyorum. Bu konuşma burada bitmiştir. "

Daha da utanmasına sebep olan bu sözlerim karşısında tam bir şey söyleyecekken sözünü kestim.

" Sen anlamakta zorluk mu çekiyorsun yoksa gerizekalı rolü mü yapıyorsun ? Artık anla SENİ SEVMİYORUM "

Gözlerinin dolduğunu görüyordum ama umrumda değildi çünkü o kadar sıkılmıştım ki bu durumdan. Artık ondan kurtulmak istiyordum.

" Buse lütfen böyle söyleme "

Allahım ya ! bu çocuğun gerçekten sorunları var bence bi psikolağa uğraması lazım.

Sözlerine hiç bir karşılık vermeden çekip gittim.

***

Evim evim güzel evim.
Daha apartmana girer girmez evime girmiş gibi hissettim. Merdivenleri ağır ağır tırmanırken içimi çok garip bir his kapladı.

" İnanmıyorum " diye bir çığlık koptu içimden. Gördüklerimin gerçek olmasına imkan yoktu.



Evet bölüm bitti. İnşallah beğenirsiniz olayları daha heyecanlı hale getirmeye çalışıyorum.
Vote ve yorumları bekliyorum.

VARLIĞIMDA Kİ YOKLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin