O ÖLEMEZ

77 8 2
                                    

Gördüklerim karşısın da ağlamamak için kendimi zor tutmuştum.
Hıçkırıklarımın arasında amansızca bağırarak yardım istiyordum.
Yiğit' in yanına giderek beni duymadığını bilmeme rağmen ona teselliler vermeye başladım.

" Yiğit senden çok özür dilerim. Valla bak iyileşirsen bir daha sana gerizekalı demiycem. Ne olursun dayan ambulans geliyo lütfen beni seviyosan birazcık çabala "

Bu söylediklerime ne kadar kendimde inanmasam da belki beni duyuyodur diye söylemiştim ama bi sorun vardı Yiğit nasıl olmuştu da benden önce evime gelmişti ve Yiğit 'e kim zarar vermek isteyebilirdi ki. Hem de bu iş için tam da benim evimi bulmuştu.

" Buse sen mi... "

Sözünü tamamlayamadan tekrar derin bir uykuya dalmıştı.

" Yiğit lütfen uyan lütfen "

Yüzünde bi tebessüm mü görmüştüm yoksa bana mı öyle geliyordu ? Sanırım korkudan kafayı yemiştim.

" Buse sen misin , yoksa rüya mı görüyorum ? "

" Evet benim "

Bu sefer yüzünde tebessüm gördüğüme emindim.

" Lütfen beni bırakma "

Sözleri o kadar içimi parçalamıştı ki ne kadar onu sevmesem de iyi hissetmesi için bende ona güzel sözler söylemeye karar vermiştim.

" Bırakmayacağım merak etme ben senin hep yanındayım "

" Seni çok seviyorum "

Biliyorum gerizekalı bunu günde yüz elli kere söylemene gerek yok.

Elini tuttum ve sadece " Merak etme iyileşeceksin " diyebildim.

Yaklaşık yarım saat geçmesini rağmen ambulans gelmemişti. Ambulansın gelip gelmediğine bakmak için pencerenin önüne geçtim.

Yollar bomboş görünüyordu. Bi dakika ya ben ambulansı hiç aramamıştım ki !

Of benim salak kafam ya nasıl böyle bir şeyi unuturum , şimdi Yiğit benim yüzümden ölürse ben ne yaparım.

Ambulansı aramak için telefonumu bulmaya gidecektim ki korkuyla çığlık atmam bir oldu.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı ve karşımda pis pis sırıtan Yiğit' e bakıyordum.

Aklımdan bir anda o kadar çok şey geçmişti ki kızsam mı sevinsem mi bilemedim.

Ağzımdan ilk çıkan cümle " Ne yapıyorsun sen ya " olmuştu.

Evet biliyorum çok saçmalamıştım zaten Yiğit 'te bana bir garip bakıyordu.

" İyi misin diye sormayacak mısın ? "

" Gördüğüm kadarıyla domuz gibisin "

Sinirlenmeye başlamıştım böyle bir şeyi nasıl yapardı. Galiba söylediğim çok komik olacak ki birden gülmeye başladı.

Gülmesi beni daha çok sinirlendirmişti.

" Bu kadar sinirlenmene gerek yok sadece şaka yaptım "

" Sadece şaka mı yaptın ? "

" Evet "

" Gerizekalı. Benim ne kadar endişelenebileceğim gelmedi mi aklına ? "

" Demek benim için endişelendin "

Gözleri bir anda parlamıştı. Herhalde onu sevdiğimi falan düşünüyordu.

" Sadece sen değil kim olsa bu kadar endişelenirdim. Senlik bi durum yok yani "

Pek inanmış gibi durmuyordu ama ben gayet ciddiydim.

" Hem sen benim evime nasıl girdin önce onu söyle "

Beklemediği bir soruyla karşılaşınca önce ne yapacağını bilemedi ama toparlanıp cevap verdi.

" Ben şey .... "

Ellerimi göğsümde birleştirip sinirli bir şekilde dinlemeye devam ettim.

" Evet sen ne ? "

" Ben gi... "

" Herhalde beni delirtmeye uğraşıyorsun "

" Ben gizlice senin anahtarını kopyalamıştım da. Özür dilerim yapmamam gerekirdi "

Duyduklarım karşısında çok şaşırmasam da beni çok sinirlendirmişti.

" Zaten gerizekalı bir sapıktan başka ne beklenirdi ki dimi ? "

Çok utandığı yüzünden belli olsa da açıkcası beni çok ilgilendirmiyordu. Sinirle daha da bağırarak

" Aptalsın sen hâla seni sevdiğimi nasıl düşünebilirsin , anlayabilmen için kaç kere daha söylemem gerekiyor. "

" Buse lütfen böyle söyleme "

Yalvarır gözlerle bana bakması beni zerre kadar ilgilendirmiyordu.
Kızdığım zaman domuz gibi durma huyum fazlasıyla vardı.

" Çabuk çık git evimden çabuk "

O kadar fazla bağırmıştım ki komşuların buraya gelmesinden korkuyordum.

" Ve bir daha da sakın gözüme gözükme "

Hiçbir şey söylemeden çıkıp gitmişti. Sanırım onu biraz utandırmıştım ama kurtulmanın başka bir yolu olmadığını da farkındaydım. Gerçi hâla kurtulduğumu sanmıyorum ya hadi neyse.

Arkasından kapıyı sert bir şekilde kapatmakla yetindim ve bu sefer ondan kurtulmuş olmak için bol bol dua ettim.

***

Telefonumun sesiyle yataktan öyle bir düştümki şu anda her yerim ağırıyor.
Gecenin bu vaktinde mesaj atıp her yerimin ağırmasına sebep olan kişiye iyi dileklerimi gönderdikten sonra istemeyerekte olsa telefonumu aldım.

Mesaj Defneden gelmişti. Gecenin bu vaktinde bana mesaj attığına göre hayırlı bir şey olamayacağını ne kadar bilsem de mesajı açtım.

" Canım çok üzgünüm bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum sana kötü bir haberim var "

Zaten bende hayırlı bir şey beklemiyordum. Bıkkınlıka cevap verdim.

" Ne oldu söylesene "

" Ama bak üzülmek yok "

" Tamam sen söyle "

" Hazır mısın ? "

" Yarışma programında değiliz çabuk söyler misin ! "

" Tamam söylüyorum "

Biraz bekledikten sonra mesaj geldi.

" Caner yeni sevgilisinin yanına, İstanbula giderken uçağı düşmüş "

Kaç dakika boyunca telefonla bakıştığımızı hatırlamıyorum. Gözlerim kararmaya , tüm vücudum titremeye başlamıştı.
Zaten gerisini hatırlamıyorum.









Evet arkadaşlar bu bölümde bu kadardı. Bir günde iki bölüm yayımladım. İnşallah beğenirsiniz. Gelecek bölümde ki "acaba" ların cevapları ne olucak ?
Herkese iyi okumalar.

VARLIĞIMDA Kİ YOKLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin