-2-

139 12 2
                                    

Elimi gözümden çektim ve gözlerimi kocaman açtım karşımda gereksiz kıvırcık vardı.
- Zilimi çok beğendiysen al senin eve tak veya telefonun zil sesi yap!
- Yine senin üstündeler bugün belli.! Çabuk ol okula geç kalacağız.
- Ne geç kalması ya daha okula 2 saat var.
- Tamam işte 2 saat konuşuruz.
- Ben kimseyle konuşmam.
- Sen önce git üstünü bir değiş öyle gel.
- Ne varmış üstümde?
Dedikten sonra üstüme baktım. Evet haklıydı. Pijamamın bacak kısmı dizime kadar katlanmış -nasıl uyuma şeklim var ben de çözemedim-, üstten giydiğim t-atletin de göbek kısmı yukarıya doğru kıvrılmıştı.
- Sanırım ilk defa haklısın gereksiz kıvırcık.
- Sen rüyanda uçuyor musun? Bu nasıl bir pijama.
Diyip kahkaha atmaya başladı. Bende kapıyı yüzüne kapatıp odama çıktım. Üstümü yavaş yavaş giydim amacım onu bekletmekti. Aşağıya indim acıkmıştım kahvaltı yapmadan okula gitmek istemiyordum. Kendime tost hazırlarken aklıma kapıdaki gereksiz kıvırcık geldi acaba aç mı veya tok mu? Aman bana ne ya diye düşünsem de kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda kapının önündeki merdivende oturuyordu.
- Bir an hiç gelmeyeceksin sandım inatçı.
- Şey, kendime tost yaptım da eğer açsan sana da yapayım.
- Hiç sormayacaksın sanmıştım. Tabiki açım.
- Peki gereksiz kıvırcık içeriye geç sana da tost yapayım.
İçeriye geçtik, tost olana kadar mutfağı inceledi. Tostun bir an önce olması için dua ediyordum. Sonunda tostlar olmuştu. Tabağa koyduktan sonra tabağı da masaya koydum ve oturup yemeye başladık. Bu onunla ilk yediğim yemekti tabiki ilk ve son olacaktı. Yerken ona bakmıyordum ama onun bana baktığını hissediyordum bu da sinirimi bozuyordu. Bence yolda konuşacaklarımızı şimdi konuşsak mı konuşmasak mı diye düşünüyordu. Zaten yolda ben ona bir şey anlatmayacaktım ki o konuşsa sadece dinliyor gibi yapardım açıkçası onun hakkındaki hiç birşey benim umrumda değil. Tostumu bitirdikten sonra onun da bitirdiğini fark ettim.
- Çok yavaş yiyorsun inatçı.
- Yavaş yemeyi severim.
- Ben hızlı yerim.
- Sorduğumu hatırlamıyorum.
- ...

Boş tabakları alıp bulaşık makinesine koydum. Tek kelime etmeden çantamı alıp evden çıktım. O da peşimden geliyordu hissediyordum ama arkama dönme gereği duymadım. Bana yetişmek için hızlandı, artık birlikte yürüyorduk. İkimiz de tek kelime etmiyorduk. Zaten konuşmak istemediğimi biliyor bence zorlama gereği duymuyor. Konuşmak istemiyorum çünkü bir daha asla birine güvenmek, inanmak ve bağlanmak istemiyorum ister arkadaş anlamında isterse başka anlamda bağlanmak istemiyorum. Okul yolu hiç bu kadar uzun gelmemişti bana bitmek bilmiyordu, gittikçe uzuyordu. Sanki sonu olmayan bir yoldu. Gereksiz kıvırcığa başımı çevirdiğimde bana bakıyordu ağzını açtı tam bir şey diyecekken önüme döndüm.
- Senin kadar inatçı bir kız görmedim ben.
- ...
- Bir şey demeyecek misin?
- ...
- Peki bende susarım o zaman ama sadece seninle arkadaş olmak istiyorum. Merak etme organ mafyası falan değilim. Zaten organ mafyası olsam senin gibi birinin organlarını çalmam zaten mide dışında organ olduğunu sanmıyorum.
- Artık susacak mısın?
- Bak konuşturdum seni. Ben kazandım!
- Sadece susamanı istedim.
- O zaman neden hala konuşuyorsun?
- ...
Organ mafyası değilmiş aman ne kadar komik ne kadar komik! Tamam haklı hiç konuşmuyorum inat ediyorum ama bağlandıktan sonra tek kalmak istemiyorum. Bir anda çekip giderse ben ne yaparım? Dediğimi anlamış olacak ki önüme geçti ve gözlerimin içine baktı.
- Çekip gidenlerden değilim, ben de senin gibiyim hep karanlık sokakta ışığını kaybedenlerdenim.
Ağzından çıkan her bir kelime kalbime işliyordu, başım dönüyordu. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Ben bu haldeyken bencillik mi ettim? Sadece arkadaş olmak istedi ve benim gibi karanlıkta boğulan bi insanı tersledim. Çok kötü biriyim galiba.
- Peki gereksiz kıvırcık şimdi önümden çekil de okula gidelim.
- İnatçısın, İNATÇI!
- Bağırmayı kes.
-  Bu kız tam bir kalpsiz!
- Herkes bize bakıyor.
- Baksın, herkes duysun "bu kız inatçı, bencil ve kalpsiz" !
Bu kız inatçı, bencil ve kalpsiz. Bu kız inatçı, bencil ve kalpsiz. Bu kız inatçı, bencil ve kalpsiz.

Yalnızlık PaylaşılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin