Hep bir şeyler getirdi, götürdü... İnsanlar, söylemek isteyip söyleyemediklerini, Sebastian aracılığıyla birbirine ilettiler. Bazen çay getirdi Sebastian, bazen de uyku... Kimi zaman azar işitti, kimi zaman da övgü dolu sözcükler duydu... Hiç itiraz etmedi Sebastian! Yalnızca dinledi... Bir şey çözülemiyorsa eğer, Sebastian çözerdi...
Sessiz, itaatkâr ve sadık bir uşaktı Sebastian... Tıpkı, her birimizin biliçaltı zihni gibi...
"Dinle Sebastian" kitabı ile başlayan serüvenimiz, "Söyle Sebastian" ile kaldığı yerden devam ediyor. Sadık uşağımız, söz dinleyen bilinçaltımız Sebastian; bu kitapta da bizim iç sesimizi canlandırıyor. Bazen biz söylüyoruz ona, bazen de Sebastian söylüyor...
En sadık dostunuzdur Sebastian... O sizin; hem korkak hem de cesur yanınızdır. Sebastian; ona söylediklerinize bağlı olarak sizi başarının zirvelerine de taşıyabilir, başarısızlığın dipsiz çukurlarına da...
Ona ne söylerseniz yapar. Ne de olsa, itaatkâr bir uşaktır Sebastian.
O halde neden Sebastian'a, en güzel düşlerimizi anlatmıyoruz? Neden hayatımızı bir şölene dönüştürmesi için yanımızda olmasını söylemiyoruz. Madem Sebastian her söylediğimizi yapıyor, o halde şimdi onu da yanımıza alıp, düşlediğimizin de ötesinde bir yaşama doğru yelken açmanın tam zamanıdır...
Söyle Sebastian... Gözlerimin içine bak ve bana, "İmkânsız" diye bir şey olmadığını söyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söyle Sebastian (Raflarda)
Non-FictionBu kitap, Söyle Sebastian kitabının mini bir özetidir. Hikayenin tamamını içeren basılı kitabı, tüm kitapçılardan temin edebilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Merhaba Patron! Ben Sebastian, Senin uşağın... Bana dilediğin ismi verebilirsin. Hizm...