Altıncı Bölüm

87 15 2
                                    

Yürüdüğün yolda aşk yoksa eğer, onca fedakârlık neye değer? Aşkla bakmıyorsan eğer bir göze, hissedebilir misin ardında sakladığı gizemi?

Aşkla çoğalır her şey. Onun dokunuşuyla gerçeğe dönüşür düşler. Aşk seni esir alır. Tutsağı olur ve fark etmezsin bile onun eline düştüğünü. Tüm bağışıklık sistemini çökertir. Aşk, bulaşıcı bir hastalıktır ve bulaşması için başka birine daha ihtiyacı vardır.

Aklını başından alır... Başının üstünde bulutlarla dolaşırsın gün boyu. Yürüdüğün o uzunca yollar, sana kısacık mesafelermiş gibi gelir. Uykusuz gecelerin sabahında gözünü açınca, sanki tüm gece mışıl mışıl uyumuş gibi hissedersin kendini. Aşkla atmaya başlar kalbin. Bir gülüş; buzlarını nasıl da eritir, nasır tutmuş yüreğinin.

Aşk; kısa bir süre boyunca hüküm süren bir deliliktir belki de. Sebepsiz yere gülümseten, yanaklarında devasa birer krater oluşturan ve "Aklını mı kaçırdın sen?" dedirten şeyler yaptıran bir delilik...

Ondan önce aldığın tüm nefeslerin gereksiz olduğunu düşünmeye başlarsın. Hayatını; öncesi ve sonrası diye ikiye ayırırsın ve ondan önce yaşanmış olan her şey, sanki yontma çağ devrine aitmiş gibi gelir sana. Teorik olarak; bir insanın şiddetli bir kafa travması geçirmesiyle hemen hemen aynı anlama gelir aşk... 


Söyle Sebastian (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin