On Üçüncü Bölüm

64 10 2
                                    

Hiçbir sebep yokken de gülebilirsin Sebastian. Güzel bir kahkaha gibisi yoktur, bilirsin.

Hayat bazı insanlara göre, bir sirk gibidir. Biz de o sirkin maymunları... Bizi terbiye etmek ister sirktekiler. Ağzımıza birileri fıstık attığında bir yerlerimizi kaşımamızı ve insanların da bize gülmesini beklerler...

Kurallar koyarlar tüm bunlar için, bizi kafeslere kapatırlar. Dikenli tellerle çevrilir dört bir yanımız. Kim olduğumuzu unuturuz zamanla. Yakaladığımız fıstıklara sevinir ve el çırparız bir sirk maymunu gibi.

Sirkte yalnız olmadığımızı görünce rahatlar bir anda içimiz. Ne de olsa fıstıkları yakalayıp şebeklik yapan bir tek biz değilizdir. Akıntının götürdüğü yere tüm sürüyle birlikte gidebiliriz gönül rahatlığıyla. Çünkü bu kadar çok insan yanılıyor olamaz!

En kötüsü de alışmaktır sirkteki yaşamımıza... Orasını evimiz gibi kabullenmektir. Zincirler öylesine savunmasız olduğumuz bir zamanda esir almıştır ki bizi; onlardan kurtulabileceğimiz ihtimali bile gelmez aklımıza...

Özgürlük bir tuzaktır artık, timsahlarla dolu bir bataklıkta karşıya geçebilmek demektir. Sen hayatı bir uçurtma yapıp gökyüzünde süzülmesini istersin ama onlar ipini koparır ve uçurtmanı buruşturup, fırlatıp atarlar.

Vermemen gerekir uçurtmanın ipini, o uçurtma katillerinin eline... Sıkıca tutunman gerekir. Onu gökyüzünün en uzak köşelerine savurman ve hayallerini bağladığın uçurtmanın bulutlarla dans edişini izlemen gerekir...

Ayrılmalısın bu yüzden kalabalığın arasından. Sıyırmalısın kendini o sirkin demir parmaklıklarından. Fıstıkları maymunlara bırakıp, rüyalarının peşine düşerek onları yakalamaya çalışmalısın.

Mutluluğa izin ver Sebastian. Kucağını aç özgürlüğe... Acıların seni yere sermesine müsaade etme. Tadını çıkar doyasıya, nefes aldığın her bir saniyenin.

Çünkü yıllar sonra sessizce ölümü beklerken; yaptıklarından daha çok pişman olacaksın, yapamadığın şeylerden...



Söyle Sebastian (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin