Bölüm 5: Vuslata adım adım.

23 2 0
                                    

Yine o saçma sapan alarmla uyanmak zorunda kalmıştım.
Dün gece düşünmekten uyuyamadığım için çok yorgun, uykulu hissediyordum kendimi.
Hazırlandım hemen. Her sabah başörtü ütülemek zorunda kalmak her kızın korkulu rüyasıdır. Kahvaltı bile yapmadan hemen evden çıktım.
Çocuklarında gelmesiyle beraber bende köşede bir yandan onları gözetliyor bir yandan kitap okuyordum. Kitaba öylesine dalmışım ki Liva'nın yere yığılıp kalmasını bile çocuklar bana seslenince fark ettim.
Beynimden aşağı kaynar sular döküldü sanki. Ne olmuştu aniden ona? Şimdi ne yapacaktım?
Sorular korkumla beraber kafamın içinde savaşıyordu sanki.
Hemen kreş müdürüne durumu haberdar ettim. Bana velisinin numarasını verip onunla beraber hastaneye götürmemi söyledi.
Liva gözlerini açmıştı ama iyi görünmüyordu. Hemen Mehmet Bey'i aradım. 15 dakika içinde krese gelmişti. Ne o nede ben ağzımı açıp tek kelime etmiyorduk. Onunda gözlerinden tavırlarından korkusu anlaşılıyordu.
Arka koltuğa oturdum Liva'yı da kucağıma aldım. O kadar hızlı araba kullanıyordu ki hakkın rahmetine kavuşacağımı düşünüp bir ara Şehadet getirdim.
Çok şükür hastaneye gelmiştim kucağımdan sanki beni suçlu buluyormus gibi elimden hızla Liva'yı aldı. Mehmet Bey'i o şekilde görmek moralimi daha çok bozmustu. Gözlerim doldu ama aglama zamanı değildi acilen doktorun odasına girdi. Sandalyede oturup her türlü duâları okumaya koyulmustum.
Kahvaltı yapmamış olmam başımın catlayacak derecede ağrımasına yol açtı. Yorgun, bitkin, bitmiş hissediyordum.

"Gözlerinin siyahında, bütün renkleri unutmaya razıydım. Yeter ki bana yer ver..."

Geçmişin KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin