ŞÜPHELİ

1. BÖLÜM: 'ÖLÜM'

Merdivenleri çıkarken söyleniyordum. En azından bugün cumaydı.

Sonunda sınıfa çıktığımda herkes kendi halindeydi. Uyurgezer misali eşyalarımı hazırladım. İlk ders matematikti.

"Brol." dedi Deniz bu tarafa doğru gelirken. "Mal, gelsene buraya." dedim Deniz'e. Deniz dedim diye erkek sanmayın. Hemen matematik ödevimi Deniz'den geçirdim -evet yapmamıştım!- ve ders başlayana kadar kafamı sıraya gömdüm.

Ders zili çaldığında kapıda rehberlik öğretmenimiz, müdür yardımcımız ve sınıf öğretmenimiz vardı. 'Ne alaka?' diye düşünerek ayağa kalktım ve sınıfça en yukarı kata (müzik katı) çıkmaya başladık.

"Ne oluyor ya?"

"Neden buraya çıkıyoruz? Hem de topluca?"

"Elif nerede?" bunu söyleyen Damla'ydı. Herkes susmuştu çünkü kimse Elif'i sevmezdi, ama gariptir ki, kimse Damla'dan nefret ermezdi.

Sessizce merdivenlerden çıktık ve koridoru döndük. Bir odanın önüne geldik. 16 kişi odayı doldurduk ama hiçbir şey göremiyordum.

İnsanları iterek öne geçtim ve üstüme bir soğuk rüzgar esti. Sıyırdığım kollarımı aşağı indirdim ve arkamı döndüm. Arkamı dönmemle bedenimi şaşkınlık duygusu sardı. Birinin Elif'i öldürecek kadar ondan nefret edebileceği aklıma gelmezdi. Evet, Elif'in bedeni, önümde boylu boyunca uzanıyordu. Gözleri kapalı ve dudaklalrı aralıktı.

Tam o sırada henüz fark ettiğim bir polis "10-B sınıfı bizimle emniyete kadar gelsin. Daha sonra da birkaç şüpheli kişiyi alacağız." dedi öğretmenimize bakarak.

O sırada olayı yeni idrak eden Damla, bağıra bağıra ağlamaya başladı. Öğretmenler onu sakinleştirmeye çalışırken, odadakilerin üzerinde göz gezdirdim.

Herkes genel olarak şaşkındı. 8 kız, hepsi üzgün görünüyordu, Öykü ve benim dışımda. Bir saniye... Öykü mü? Hayır hayır.

Damla beni hafif iterek yanımdan geçtiğinde hafif bir nane kokusu aldım. Takmayarak Deniz'in yanına ilerledim.

"Sanırım hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Beril."

"Bilemiyorum Deniz."

*

"Karakolda hepimizi teker teker sorguya alırlarken, ben sıkılıyordum.

Melisa kapıda göründüğünde, öğretmenler beni odaya çağırdı. İçeride bir polis ve rehberlik öğretmenimiz vardı.

"Beril Parlak." dedi polis. "Elif Durgun'un intihar ettiğini mi, yoksa bunun bir cinayet mi olduğunu düşünüyorsun?" bence kesin cinayetti ama nedense tam tersini söyledim.

"İntihar. Çünkü Elif'i kimse sevmiyordu. Tahammül edemeyip ilaç veya benzer bir şey içmiş olmalı." Gerçekte olansa, bence onu sevmeyen 'biri' onu öldürmüştü.

"Bazı arkadaşların hiç tepki göstermediğini söylüyor. Buna ne diyeceksin?"

"Ölümlerden pek etkilenmem, hele de hoşlanmadığım biriyse. Ondan nefret eden çok kişi vardı." dedim dürüstçe.

"Eğer bu bir cinayetse, sence bunu kim yaptı?"

"Bilmiyorum, hiçbir fikrim yok..."

Kimin yapmış olabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Teşekkürler." dediğinde odadan çıktım.

Sınıfın olduğu oda gibi yere girdiğimde kimse bana bakmadı ve Deniz'i çekiştirerek direkt olarak Melisa'nın yanına gittim.

"Melisa, hadi, biz bunu çözebiliriz!" dedim. Sıkıldığım zaman Melisa'ya giderdim ve birlikte kanıt filan arardık. Bu konuda bilgi sahibiydik.

"Arkadaşlar, birisi gerçekten öldü ve bununla dalga geçemeyiz." dedi. Melisa konuşurken bile yanapında dev -cidden dev- gamzeler belirginleştiği için onu hiçbir zaman ciddiye alamıyordum.

"Melisa." dedim. "Eğlence için değil, katili bulmak ve diğerlerini korumak için yapacağız." dedim. İkna etmek için verdiğim uzun bir savaştan sonra ayağa kalktım ve el çırptım.

'Susun, susar mısınız?' diye birkaç kere insancıl bir şekilde sordum. Daha sonraysa, benim adını koyduğum ejderha kükrememle hayvancıl bir şekilde "Susun ulan!!!" diye bağırdım. "Odada neler dikkatinizi çekti?"

Serhat, "Elif'ın ağzının kenarı parlıyordu." dedi. O sırada Damla dayanamamış olmalı ki odadan çıktı.

"Öykü ve sen, Elif'i görünce neden tepki vermediniz?" diye sordu Esra.

"Ölümlerden pek etkilenmiyorum" dedim, Öykü de ona benzer bir şeyler zırvaladıktan sonra devam ettim.

"Başka bir şey gözüne çarpan?"

"Elif'in saçları düzgündü. Normalde olsa dağınık olması gerekmez miydi?" dedi Emirhan.

"Hmm, ben de Damla'nın hafif nane koktuğunu fark ettim." dedim. "İyi de bunlar hiçbir şey açıklamıyor, aileler geldiğinde olay yerine dönelim."

*

-Beril
-Deniz
-İpek
-Emirhan

Multi: Beril