Deniz'in gözünden...
Mal arkadaşım Brol bana tipik bir şekilde bakarken sessizce esnedim. Elif'i pek sevmesem de ölü görmek beni az da olsa etkilemişti.
Karakolda bekleme odasındaydık. Ailelerimiz gelmek üzereydiler. Birkaç dakika boyunca ipuçları hakkında konuşmuş ve sonunda pes etmiştik.
Ama ben intihar etmediğine emindim.
Damla'ya baktım. O, o kadar çok ağlamıştı ki bir insanda bu kadar gözyaşı olduğuna şaşırmıştım.
Sınıfın tamamına baktım. Çoğu bön bön etrafa bakıyordu. Korkmuştuk, etkilenmiştik, ama şaşırmamıştım da.
Aileler geldiğinde herkes ayaklanmıştı. Annemle babama doğru ilerlerken, köşede kızıl saçlı bir kadın gördüm. Elif'in annesi olmalıydı. Kadın pek üzülmüşe benzemiyordu. O an Elif'e az da olsa acıdım. Ailesi bile ölümünü umursamıyorken, arkadaşları niye umursasındı ki? Belki de ailesine ne kötülükler yapmıştı da kadıncağız kurtulduğuna seviniyordu. Elif, Pretty Little Liars'taki Alison'a benziyordu. Eğer o Alison'sa bir de 'A' olmalıydı. Nedense telefonumu çıkartıp herhangi bir mesaj gelmiş mi diye bakmak istedim.
Tam elimi cebime götürmüştüm ki annemle babamın yanına geldiğimi fark ettim.
"Deniz'ciğim iyi misin?"
"Çok korktuk, Deniz."
"İyiyim, anne, baba."
"Deniz'cim bugün okul 10. sınıflara tatil edildi." normalde olsa sevinçten havaya uçardım ama havamda değildim. Bir an önce okula gidip bunu kimin yaptığını öğrenmek istiyordum.
"Annecim şeyyy... biz bugün arkadaşlarla bir yere gidecektik de..."
"Saçmalama Deniz, arkadaşın öldü, ya sen de..."
"Saç malanmaz anne, taranır! Ayrıca polisler de intihar ettiğini düşünüyor, biz de zaten okul bahçesinde toplaşacağız."
"Peki, ama arkadaşlarına da söyle okul bahçesinde durun."
"Çok sağol anne!" dedim ve Beril'in yanına ilerledim.
"Annem izin verdi ama okul bahçesinde."
"Ben de öyle düşünmüştüm." dedi o da.
"Hadi gel bize yardımcı olabilecek 3 kişiyi alalım." dedi. 3 kişi mi? Onlar kimdi ki? Ailelerin hepsi çıktığında Beril beni ilk önce Meilsa'ya, sonra İpek'e sonra da Emirhan' çekiştirdi. Evet, çekiştirdi. Sonra da 'Susun!!!' diye bir kükredi. "Kimler gelmek ister okula?" diye sordu. Kimseden cevap gelmeyince de "Ne haliniz varsa görün." dedi.
İpek, Sherlock Holmes kitapları okumaktan, cinayet konusunda ustalaşmıştı. Melisa da kanıt bulmamıza yardım ederdi, dikkatli bir kızdı.
*
Karakoldan ayrıldık ve kendimizi okula attık. Bahçeye oturduğumuzda Beril, "Kalkın olay yerine gidiyoruz." dedi ve 'Daha yeni oturmuştuk' gibisinden sızlanarak ayağa kalktım.
O sorada telefonuma mesaj gelmiş mi diye bakacağımı hatırladım ve telefonumu cebimden çıkartıp bahçenin ortasında durdum. Tam mesajlara girecektim ki Beril, "Gelsene Deniz!" diye bağırdı. "İyi be." dedim ve en arkadan yürümeye başladım.
Onlar konuşurlarken ben en arkadan yürüyor ve onları dinlemiyordum.
Binaya girdiğimizde her yer sessizdi. Anlaşılan diğerleri dersteydiler.
En üst kata çıktığımızda, kulağıma piyano, gitar, keman ve birkaç çalgının daha sesi doluştu.
Koridorlardan geçerek sabah öğretmenlerin bizi getirdiği odanın önüne geldik ve ben biraz geride durdum. İpek, kapıyı açmaya çalıştı ama açamadı ve saniyeler sonra "Kilitli." dedi.
"Ne, bunca yolu bir hiç için mi geldim!?" dedim sanki çok yürümüşüz gibi. Ama sonuçta çok merdiven çıkmıştık, bu da bir şeydi. 4'ü de bana bön bön baktı ve yürümeye devam ettiler. Yine arkadan geldim ama bu sefer onları dinlemeye tenezzül ettim.
"Melisa, anahtarları nerede bulabiliriz?" diye sordu Emirhan.
"Müzik odasındaki kilitli dolapta."
"Kilitli dolabın anahtarı nerede peki?" diye sordu Beril.
"Bilmem, herhalde tüm müzik öğretmenlerinde ve hizmetlilerde vardır."
"Hadi bulalım öyleyse." dedim ben de.
*
-Deniz
-Beril
-İpek
-EmirhanMulti: Deniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞÜPHELİ
Misterio / SuspensoGizemli bir şekilde ölen Elif'ten sonra cinayetler başlar. Seri katilimiz acaba kimdir???