3. BÖLÜM: 'KOLAY KAÇIŞ'

84 12 2
                                    

"Nasıl bulacakmışız anlatsana biraz." dedim Deniz'e. Ne yapacaktık şimdi? Çıkmazdaydık.

"Melisa, hizmetliler anahtarları nerede saklıyor?" diye sordum Melisa'ya.

"Hiçbir fikrim yok ama belki dolap gibi bir yerdedir."

"Hey, çok güzel bir fikrim var." dedim. Akşam, yeni yıl partisinde-" derken 4'ü de sözümü kesti ve 'Aaa' gibi sesler çıkardılar. Hah, unutmuşlardı.

"Sözümü kesmeyin!" diye cırladım. "Akşam, yeni yıl partisinde, gizlice yukarıya çıkalım ve anahtarları hizmetli dolabından mı odasından mı artık neredeyse, alalım." dedim. 'Aynen, evet, bence de' gibi şeyler söylediklerinde de zaferle gülümsedim.

"İyi de ayrıntıları düşünmeliyiz." dedi Deniz. "Öğretmenlere ne söyleyeceğiz?"

"O yüzden gizlice gideceğiz zaten." dedim.

"Odaya ya da artık her neyse oraya nasıl gireceğiz? Orası da kilitli değil midir?" diye sordu Emirhan.

"İşte, sorun da burada zaten. Daha nerede olduğunu, hatta ne olduğunu bile bilmiyoruz." dedi İpek.

"Biz önce partiden kaçalım, sonra düşünürüz." dedim.

*

Parti için elime geçirdiğimi giydim, ne de olsa kaçacaktık. Montumu da giydikten sonra anneme okula yürüyerek gideceğimi söyledim. Karlı yolda yürürken bir yandan da düşünüyordum.

Elif'i kim veya kimler niçin öldürmüştü? Hayır dur, nedeni çok da önemli değildi, Elif'i kim öldürmüştü? Elif, ona ne yapmıştı da o kişi onu öldürmüştü? Neden Elif'in saçları düzgündü ve ağzının kenarı parlıyordu? Neden Damla nane kokuyordu? Bilmiyordum ve bu beni deli ediyordu. Daha çok şey lazımdı. Çok çok fazla soru vardı.

O sırada okula geldiğimi fark ettim ve içeri girdim. Doğruca en alt kata indim ve spor salonuna geldim. Neden az kişi var diye düşünürken, yarım saat erken geldiğimi fark ettim ama bizim takım tamdı.

"Selam." dedim onlara doğru.

"Hadi çabuk ol, yukarıya çıkacağız." dedi Deniz.

"İnsan bir selam verir ama senin terliksi havyan olduğunu unutmuşum." dedim Deniz'e cevap olarak.

Dışarıya elimizi kolumuzu sallayarak çıktık ve merdivenlere yöneldik. Merdivenlerden çıkmadan önce "Lütfen, 7 kat çıkacağımız için, çıkana kadar konuşmayın." diye onları uyardım. Onatlayan sesler çıkardıklarında 'bismillah' gibisinden yukarıya çıkmaya başladım. 7 kat çıkacaktık az değildi sonuçta.

10 SANİYE SONRA ...

"Beriiiil yardım eeet, çıkamıyorum!!!" dedi Deniz arkamdan.

"Hadi yarış, son gelen çürük lama." (evet aklıma sadece bu geldi sjsjsksj.) dedim onlara, ve hızlıca kalan 5 katı çıktım. Tahmin edin en oldu. Merdivenlerin önündeki son kata açılan kapı kilitliydi!!! Hemen bir alt kata indim ve diğer merdivene koşarak yukarı çıktım, diğer kapıyı canım (!) arkadaşlarım için açtım. Ah şu potansiyel enerji, kinetik enerjimi sömürüyorsun...

"Hadiiii!!" diye bağırdım aşağıya doğru ve katta yürümeye başladım. Cinayet odasına doğru yürüdüm ve odanın kapısı açıktı. Bir saniye ne?!?!?! En azından 7 kat çıkmamıza değmişti!!!

O sırada bizimkilerin sesi- pardon, nefes sesleri koridorda yankılanmaya başladı ve yanıma geldikerinde birbirlerinden destek alarak yürüyorlardı.

Kapıyı bir anda açtım ve birden doğruldular. Melisa, "Nasıl yaptın?" diye sordu. "Meslek sırrı." dedim göz kırparken. "Hadi gelin de bir göz atalım." dedim.

Odaya girdim. Bu sefer once girdiğimden daha soğuktu. "Melisa, dikkat çeken bir şey görebiliyor musun?" diye sordum. "Hayır." dedi.

Odaya uzun, bayağı uzun baktık ama bir şey bulamadık. Tam gidecekken İpek, "Hey çocuklar çabuk buraya gelin!" dedi. Hepimiz koştuk ve kafalarımız tokuştu. Kafamı ovuşturarak çekildim ve yavaşça İpek'e doğru eğildim. Gösterdiği yer duvarın alt köşesiydi. Daha çok eğildim ve silik kırmızılığı fark ettim.

Tam o sırada Emirhan, "Hey, çocuklar." dedi. Arkamı dönmemle kapıdaki kişiyi fark etmem bir oldu.

Kapıdaki kişinin duyamayacağı şekilde. "Siktir, lanet olsun." diye fısıldadım.

*

-Beril
-Deniz
-İpek
-Emirhan

Multi: Melisa

ŞÜPHELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin