4. BÖLÜM: 'BIÇAK'

63 12 1
                                    

"Çocuklar, ne yapıyorsunuz burada?" diye sordu kapıdaki değerli Hasibe hocamız. Keşke Hasibe hocaya yakalanmasaydık da başka bir hocaya yakalansaydık. Hasibe hoca biz partiden gizlice kaçtıktan sonra bizi yakalayıp hesap sormasını istediğim son kişiydi.

"Hocam, şey.. parti baymıştı da, biz de yukarıya çıkalım dedik." diye yalan söyledim hemen. Düştüğümüz rezil durumdan kurtulmalıydık. "Derhal aşağı dönün çocuklar, hadi, anahtarları da verin." dedi Hasibe hoca.

"Özür dileriz hocam, ne anahtarını istiyorsunuz?" diye sordu Melisa. Gerçekten nerenin anahtarını istiyordu ki?

"Ne anahtarı olacak, buraya girmek için kullandığınız anahtarlar." dedi Hasibe hoca. İyi de biz geldiğimizde kapı açıktı. Biz açmadıysak, kim açmıştı? Herhalde hizmetliler falan açık unutmuşlardı.

"Hocam, anahtarlar bizde değil, geldiğimizde kapı açıktı." dedi Emirhan. "Çocuklar, kapının anahtarları sabahtan beri kayıp, siz neden bahsediyorsunuz?" diye sordu hoca da.

"Hocam biz almadık, gerçekten geldiğimizde açıktı." dedim.

"Tamam o zaman siz aşağıya inin." dedi ve aşağıya inen merdivenlerin tutunma yerlerinden kaymaya başladık. Çok geçmeden en önden 'ilkel' yöntemlerle inen İpek'in sesi duyuldu, "Damla, sen burada ne arıyorsun?" hemen durup hızla İpek'in yanına inerken, diğerleri de yanımdaydı.

"Bugün arkadaşım öldü, parti yapamazdım, herhalde." diye çemkirdi. "Asıl siz burada neler karıştırıyorsunuz?"

"Biz mi? Biz, partiden sıkıldık ve yukarı çıktık ama kimi görelim? Hasibe haca karşımızda durmuyor mu?" dedi Deniz. Hepimiz Deniz'i onayladık, Damla'ysa gözlerini devirirken "Hasibe hoca yukarıda mı ki?" diye sordu.

"Biz iki saattir ne diyoruz?" diye sordum.

"Aman neyse, merak etmiyorum." dedi ve beni ittirerek merdivenleri çıkmaya başladı.

"Sizce anahtarları kim aldı?" diye sordu İpek.

"Kim olacak, katil işte." dedim. En basidinden katil almıştı işte.

"O kadar basit değil, daha zor olmalı. Damla olabilir." dedi İpek.

"Damla mı?" diye sordu Deniz. "Evet, bence o da bizim gibi cinayeti araştırıyor, ne de olsa Elif onun dostuydu." diye cevapladı İpek. "Evet, mantıklı, haklısın." dedi Melisa.

Kalan merdivenleri hiç konuşmadan indik ve en alt kata geldiğimizde parti çıldırmıştı. Gerçekten çıldırmıştı ve hiç çekemezdim. "Hadi bahçeye çıkalım." dedim bağırarak. İçerisi çok gürültülüydü, ki biz içeride bile değilken bağırarak konuşuyorduk.

Dışarı çıktığımda gözlerime inanamamıştım çünkü kar yağıyordu. Bir anda tüm düşüncelerim uçup gitti ve kara odaklandım. Yerden kar alıp Deniz'in kafasına geçirdim.

Bir yandan atılan karlardan kaçarken, diğer yandan da gülüyordum. O kadar çok gülmüştüm ki gözümden yaş gelmişti ve ellerim donuyordu, çünkü eldivenim yoktu.

Tam da o anda, ayağım kaygan bir şeye takıldı ve yere düştüm. Bastığım yere baktığımda kırmızı kar gördüm ve çocuklara seslendim, " Hey, burada kırmızı kar var!"

Elimi kırmızı kara götürdüm ve avuçladım. Keşke avuçlamasaydım. Elimde sert bir şey hissettim ve elime bakım.

Avucumda, kanlı bir bıçağın keskin tarafı duruyordu.

÷÷÷

-Beril
-Deniz
-İpek
-Emirhan

Multi: İpek

ŞÜPHELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin