Eren kazadan sonra kısmi felç olmuş ve ayaklarını kaybetmişti.Uzun süre tedavi görmüş ,gitmedikleri hastane sormadıkları doktor kalmamıştı.Ama sonuç değişmemiş ailenin hüznü devam etmişti.
Alkollü araç kullanan Celil adında bir genç kendisiyle yaşıt bir sporcunun hayatını alt üst etmişti.Neyse ki adalet bu sefer düzgün işlemiş; çarpan gence 12 yıl 8 ay ceza verilmiş ve ömür boyu da trafikten men edilmişti.
Alper, Eren'in hep yanında olmuş onun sağlığı için bir çok araştırma yapmıştı.Gelen turistlere durumu anlatıyor ağızlardan çıkacak bir isim bekliyordu.Lakin sonuç aynıydı ya bir mucize olacak ya da kalan hayatını sakatlığını görmezden gelerek yaşamaya çalışacaktı.
Eren hayata dair ümitlerini yitirmeden tekrar spor yapmaya başlamış, okçuluk elemelerine hazırlanıyordu.Eski gücünde değildi ve mental olarak da hazır sayılmazdı.Ailesi ile Antalya'ya taşınmış,daha sakin bir şehirde kaldıkları yerden devam ediyorlardı.
Babası İsmail Bey İstanbul'daki dairenin birini satmış seracılık yapıyor anne Feride hanım ise zamanını ev işleri ve oğlu Eren ile geçiriyordu.Eren kendisine küçük bir atış sahası yapmış, akşama kadar kulağında kulaklık ok atıyordu.Ama olmuyordu işte.İstediği gibi atamıyordu.Tekerlekli sandalyeye alışamamıştı henüz.Yayı eline aldığında tam olarak kavrayamıyor iki yıl geçmesine rağmen vücudunda hala gariplikler hissediyordu.Alper de olmasa hiç çekilmezdi herhalde.Zaman zaman milli takımdan arkadaşları arıyor,fırsat buldukça da ziyaretine geliyorlardı ama hepsi o kadardı işte.Akşam olunca yine yapayalnız hissediyordu kendini.Akrabalarının büyük kısmı yurt dışında yaşıyordu ve o konuda da yalnızdı.Artık kulağında yayın kirişinden çıkan seslerden başka ses yoktu...
Eren başını oturduğu sandalyeye dayamış düşünüyordu. İnsanın kendisini en çok yalnız hissettiği zamanlar niyeyse hep böyle zamanlardı.Oysa kalabalık içinde yalnız olanları kimse düşünme gereği duymuyordu.
Sakat kalmak bir eksiklikti bu doğru ama sağlam olan buna rağmen her yanıyla eksik olanlar daha fazla değil miydi.? Neden sakatlara körlere acıyoruz da bakarken göremeyenlere acımıyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEMAZEN
Aktuelle LiteraturHayatını, 5 yıldızlı otellerin düzenlemiş olduğu Türk Geceleri'nde semazen gösterisi yaparak kazanan bir adam. Yabancı uyruklu eşi Alina Vorobyeva ve dünyalar tatlısı 8 yaşındaki çocuğu Enes... Hayatın onlara karşı hazırladığı sürprizden habersiz ya...