Gelen Murattı.Selam çakıp tekmil verdikten sonra
-Komutanım bir ihbar aldık sizi Cemil yüzbaşım çağırıyor.
-Peki,sen çık.
Alper acele ile üstünü başını düzeltti,silahını beline taktı dışarı çıkarken aynada kendisini süzdükten sonra yavaşça kapıyı araladı ve Cemil yüzbaşının yanına doğru yürümeye başladı.
Tık ! Tık ! Tık !
-Girin !
-Beni çağırtmışsınız komutanım.
-Evet.Öncelikle hoş geldin Teğmenim.Kusura bakma yeni geldin ve dinlenme fırsatı vermeden çağırdım seni.O yorgunluğu buraya ilk geldiğimde ben de yaşadığım için gayet iyi biliyorum.
-Estağfurullah komutanım.
-Ama buralar diğer yerlere benzemez.Bazen gecen gündüzüne karışır,bazen gündüzü de göremezsin.
....
-Bir ihbar aldık,hazırlıklı olmalıyız bu yüzden çağırdım.
-Ne ihbarı komutanın terör mü ?
-Evet.
Cemil yüzbaşı askere seslendi;oğlum ordan bize iki çay getir !
-Emredersiniz komutanım.
-Nerelisin Alper'im.
-Antalya komutanım.
-Kaç yaşındasın ;evlilik ,çoluk çocuk var mı ?
-Hayır komutanım.Nişanlım var ve 24 yaşındayım.
Böyle karakollarda öyle zırt pırt selam verilmez herşey daha içten ve samimi olurdu.Kurallar burda askerlik süresince en asgariye indirilir ve abi kardeş olunurdu.
-Teğmenim burda diğer karakollardaki gibi şeyler bekleme.İzmir'in ,İstanbul'un ya da Ankara Konya'nın imkanlarını ümit etme.Keza aynı resmiyeti de bekleme.Burda resmî olan sadece rütbe ve yukarıdan gelen emirlerdir.Onun için askerlere hem göz kulak olacak hem de ağabeylik yapacaksın.Komutanlığı bu gece dağda yapacaksın.Seni başçavuşumla birlikte operasyona göndereceğim,biraz etrafını görme ve analiz etme imkanın olur.Bir nevi hoş geldin partisi gibi olacak ama ilk günden gerçeklerle yüzleşmek ve bölgeyi adım adım bilmek zorundasın.
-Emredersiniz komutanım !
Şimdi git ve başçavuş Tahir ile tanış.Dışarıda komandolar ile çay içiyor.Çaylarını içtikten sonra Alper :
-Müsaadenizle komutanım.
-Müsade senin Teğmenim.
Alper kapıya työneldi ve dışarı çıktı.
Üstünde heyecan henüz gitmemişti ve içinde garip duygular vardı.Başını kaldırdı hava yakıcı bir şekilde sıcaktı ama ılık bir rüzgar yüzünü yalayıp yerde hafif bir toz kaldırdı.
Sert bir ses ortalığı inletti:
-Asker dikkaaattt !!!
-Nasılsın asker ?!
-Sağolun Konutanım !
-Rahat!
Tahir Alper'e yaklaştı ve
- Konutanım hoş geldiniz,ben Tahir Ankara'dan.
Memnun oldum konutanım.
Askerler sıraya girmiş tek tek tokalaşıp kendilerini tanıtıyorlardı.Resmiyet ortadan kalkmış Alper'e demir bardakta çay veriyordu komandolardan biri.Buyrun komutanım afiyet olsun...
Bir karakolda sayı ne kadar azsa samimiyet o kadar fazla oluyordu.Batı'nın aksine devrecilik hemşericilik yoktu burda.Vakit ikindiyi buluyor,güneş yavaş yavaş etkisini kaybediyordu.Tahir başçavuş askerlere talimatı verdi:
Hadi gençler düğüne gideceğiz,hazırlık yapılsın.
Hep bir ağızdan
-Emredersiniz komutanım !!! sesi yükseldi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEMAZEN
General FictionHayatını, 5 yıldızlı otellerin düzenlemiş olduğu Türk Geceleri'nde semazen gösterisi yaparak kazanan bir adam. Yabancı uyruklu eşi Alina Vorobyeva ve dünyalar tatlısı 8 yaşındaki çocuğu Enes... Hayatın onlara karşı hazırladığı sürprizden habersiz ya...