7. Bölüm ŞEYTAN ÜÇGENİ

119 18 17
                                    

Alper'in askerlik günü gelip çatmıştı.Yedek subay olarak uzun dönem askerlik yapacaktı.Acemi birliği İzmir Foça'ydı.Sonrası ise Allah kerim.

Bekleyeni olanlar için zaman geçmiyordu ama takvimler yine de eksiliyor,zaman değişiyordu.Acemi birliği bitmiş Alper dağıtım izni için Alina'sına gelmişti.Alina hem mutlu hem de hüzünlüydü,korkuyordu.Çünkü Alper Diyarbakır'a gidecekti.

Herkesin şeytan üçgeni dediği ;Lice-Hani-Kulp ilçelerinin kesiştiği 'Lice şeytan üçgeni 'ne düşmüştü.Alina gündemi biliyordu.Terör insanların canını alıyor,herkes evinden yurdundan oluyordu.Çocuklar babasız,anneler evlatsız kalıyordu.

Alina Alper'e bedelli yapmasını teklif etmişti ama Alper bunu milli duygularını açıklayarak reddetmişti.Alina önceden içine sindiremese de ikna olmuş ve Alper'i anlamıştı. Ona kalsa Alper'i Rusya'ya götürecek orda üç yıl kaldıktan sonra cüz'i bir paraya bedelli yaptıracaktı.Ama Alper bu;Torosların çocuğu,yörüklerin torunu.

"Bizim bir tane vatanımız var aşkım,bir şey için öleceksek bu önce vatan için olur.Nerde öldüğümüzün bir anlamı yok.Yeter ki mevzu vatan olsun."

Eren anne ve babası ile Alper'i ziyarete gelmişti.Tekerlekli sandalyeye eskiye oranla biraz daha alışmış görünüyordu.Brendy ise neredeyse Alina'yı hiç bırakmıyordu.Nasılsa aile Rusya'daydı.Burda ise arkadaşları vardı sadece.
O gün gece yarısına kadar oturup sohbet etmişler gülüp eğlenmişlerdi.Eren elemeleri geçmiş Milli takım için tekrar yarışacaktı.Alper Eren'i hayata tutunmuş olarak gördüğü için çok mutlu olmuştu.

Bir gün sonra Alper şeytan üçgenine doğru yol alacaktı.

Tek başına gidilmiyordu artık.Diyarbakır'da toplanmışlardı ve dağıtım olacaktı...Alper diğer askerler ile helikopterin yanına gelmiş ve kontrollerden sonra helikoptere binmiş komutanın kalk emrini bekliyorlardı.Nihayet beklenen ses duyuldu:
"Kulp- Ateş! "Bu komutla düğmeye basılıyor. Ağırdan dönmeye başlıyor koca pervane. Pat pat pata pata pata sesleriyle yükseliyor helikopter.Karargah gittikçe küçülüyor ve gözden kayboluyordu.

Hava Sıcak!

Gölgede 37-38 derece...

Diyarbakır'ın Lice ilçesinden, dağların yamacındaki bir başka ilçeye, Kulp'a doğru uçuyordu helikopter,tepelere teğet geçiyor vadinin arasından kartal gibi süzülüyordu,iki yanı dağ, vadinin içinden sesler yankılanıyordu. Helikopter pilotunun başındaki kaskın arkasına kocaman yazmışlar:

"Doktor görmeden kaskımı çıkarma. Felce neden olma!"

Aşağıda sarıyla yeşilin birbirini bıçak gibi kestiği topraklar uzanıyor,yeşiller ekili. Sarılar ise ekin, biçilmiş...

Muhteşem bir manzara!

Bu topraklar bizimdi ama sahipsiz kalmıştı uzun yıllar.Geceleri silah sesleri gündüzleri ise derelerin şırıltısından başka birşey yoktu.Sessizliği arada bir kuş sesleri bozuyor sonra herşey eskiye ;sessizliğe dönüyordu.

Alper kendine geldiğinde helikopter inişe geçmiş etraf toz duman olmuştu.Helikopter durdu ses kesildi ve bir er çıkageldi ;Murat Aslan ,Osmaniye Emret komutanım !
Alper bu sefer tam uyandı.İşte yeni bir film başlıyordu ve farkında olmadan başrol oyuncusu olmuştu...

Hava kararıyordu ve Alper yorulmuştu.Dinlenmek için uzandı ama kapıyı telaşlı bir er vuruyordu Tak ! Tak ! Tak !!!
Girin !

SEMAZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin