Annemin her sabah uykumdan uyandırmasının bir milyon tane şekli vardı ama bu sabah battaniyeyi üzerimden birden kaldırınca, odanın morg gibi olduğunu anladım. Buz gibiydi, içim irkildikten sonra kafamı yastığa tekrar koydum, annem seslendi " Çağrı, hadi kahvaltıya gel okula geç kalacaksın" böyle sistemin ta amına koyayım diye söylendim içimden. Pantolonu hızlı bir şekilde giydim, odam soğuktu ama annem pantolonumu ütülediği için sıcaktı pantolon. Ceplerini karıştırdım, iki tane kağıt parçası ve 1 lira vardı. Hiç bir zaman cebim de kalan parayla ne alsam diye düşünmedim, çünkü yine her zaman ki gibi ikilemde kalıp o parayı tekrar cebime sokacaktım. Tam gömleğimi giyip anneme " tamam geliyorum " derken Üzeyir abiyi gördüm karşımda "bugün ne yapacaksın?" diye sordu bana, bir şey hatırlatır gibi. Okula gideceğim, oradan da parka sigara içmeye. "Git konuş artık, zaman zehir gibidir Çağrı, gün geçtikçe yayıldı mı vücuduna geç kalırsın." Anlamamış gibi suratına tekrar baktım ve ekledim. Üzeyir abi sabah sabah kafa sikme olur mu? Bak bunları otobüsten indikten sonra okul yolunda konuşalım. Hem o okul yolu boyunca bir sürü düşünecek zamanım oluyor. Tamam deyip aşağıya indi bende o sırada gömleklerimi aşağıdan yukarı doğru ilikleyip mutfağa doğru yöneldim. Kız kardeşimin yanağından makas alıp naber dünya güzeli? deyip çaydanlığı gösterip göz kırptım. Çayı tek şekerli içtiğimi biliyordu, çünkü annem her sabah hepimizin çaylarını hoşaf gibi yapardı ve birden fazla şeker atınca gerçekten hoşaf gibi oluyordu. Çayımı yavaş yavaş içerken kardeşim bana bir şey söyleyecekmiş gibi oldu ve peynirden bir dilip alıp ekmeğinin arasında ki salamın ortasına koydu. Bir şey mi söyleyeceksin Abine eyy dünya güzeli! diyerek güldürmeye çalışıyordum onu. Suratı asıktı sanki bir şeyler öğrenmiş gibiydi. Annem ve ben sigara içtiğini öğrendik, bu ikimizi de çok üzdü. Anneme dönüp, zaten söyleyecektim. Dövecek misin? yoksa okula gidiyim mi? He birde... daha cümlemi bitirmeden kararlı gözleriyle sordu; Neden? Neden sigara içiyorsun oğlum, neyin eksik? ne derdin var? Ben zaten anlamıştım, ceplerinin astarları hep tütün doluydu. Tamam bak kızmıyorum sana ama bana söz ver, başka bir şey içmeyeceksin ve içeceksen de evinde içeceksin. Annemin neden bu kadar tedirgin olduğunu biliyordum, oturduğumuz yerde esrardan ölen insan sayısı bir eli beş parmağı kadardı neredeyse. Tamam söz, bak ne söyleceğimi de unuttum, neyse öğlen biraz geç geleceğim okulda biraz işim var. Kız kardeşimin yanağından tekrar makas alıp, bir şey istiyor musun? dedim, sigara içme. Bunu okuldan geldikten sonra konuşuruz, bakkaldan bir şey istiyor musun? Leblebi tozu, iki tane..
