Düşüncesizlik

29 0 1
                                    


Bu sefer aklımda tek bir şey vardı oda Anneme ne diyeceğimdi, çekinmiştim haliyle çünkü, ilk kez Anneme bir şey demeden bir işe kalkışmıştım. Akşam olsun istemiyordum her zaman ki gibi. Şöyle bir rivayet vardır "Akşamları bütün belalar sokakta dolaşır" Hüzün ve Bela aynı sofranın tuzu biberidir. Üzeyir Abiyle bir bankta oturup iş meselesini konuştuk, oda çok sıcak bakıyordu benim gibi. Aileme yük olmak istemiyordum o olsa aynısını yaparmış, yük olmak istemezmiş. İş görüşmesinde siyah pantolon ve beyaz gömlek alınacağını söyledim, kolumdan tutarak çarşıya götürdü. Terziye girecektik sen burada bekle beni dedi. Şaşırmıştım ve sanki üzerimde aldatılma duygusu vardı bu tabii ki de işin komik tarafı. Üzeyir Abinin tek arkadaşı benim zannediyordum meğer benden başka arkadaşları da varmış. Elinde kahverengi siyah çizgili poşetle dışarı çıktı. "Al burada pantolon ve gömlek var, yarın giyersin" Aklımda iki tane soru vardı. Birincisi, bu adam benim bedenimi nereden biliyor? İkincisi, bu adam az önce çay paralarını bana kitledi, bu kıyafetleri hangi parayla aldı? Üzeyir Abiye çekinerek sordum, bu zamana kadar beni hiç terslemedi ama ya terslerse korkusu da vardı. "Abi bunları nasıl aldın?" Suratıma bakarak "Sen beni ne sandın oğlum, ismimiz yeter" şaşırmıştım. İsmini Üzeyir olarak bilen yok doğru düzgün, herkes ya bilader ya da kardeş diye sesleniyorlar ona. Hem o buraların yabancısıdır. Peki iyi hoş diye girdim cümleye, ben Anneme ne diyeceğim? "Oradan verdiler dersin oğlum, salla bir şey işte." Ben anneme bir kere yalan söylemiştim. Onun da bedeli ağır olmuştu, her ne kadar sıkıntıda olsam hatta yalan söylemek zorunda bile kalsam asla yalan söylemeyecektim. Çünkü ilk ve son yalanımı söylediğimde babam ölmüştü. Babamın işe gitmesini istemiyordum, hep beraber tek göz odada yaşayalım istiyordum. Açlıktan ölene kadar ama, mutlu..


Üzeyir AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin