Kedi

94 0 0
                                    



O gün anneme hasta numarası yapmıştım, kendimi sıkmaktan ateşim çıkmıştı neredeyse. Annem de telaşlanıp babamı aramıştı.. Annem biraz çok heyecanlıdır. Bana bir şey olacak korkusuyla babama telaşlı bir şekilde, eve gelmesini söyledi. Oğluma bir şey mı oldu edasıyla panik yapan babam, apartman boşluğuna düşmüş ayağı kayarak. Belki normal bir binanın apartman boşluğundan düşseydi yaşayabilirdi ama o 16. Katın apartman boşluğundan düşmüş. Bazen mutlu olayım derken her şeyi elinize yüzünüze bulaştırırsınız. Benim ki öyle olmadı, bütün hayatıma bulaştırdım ve ben bu acını evlatlık olarak sahiplendim. Nereye gitsem, ne yapsam, ne düşünsem hep benimle. Oysa ben o yaşımda sadece 3 kişi sıcacık bir odada mutlu olmak istemiştim. Bazı geceleri, babam beni affetti mi düşüncesiyle baş başa kalıyorum. Bu çok zor bir şey inanın bana. Asla ama asla pembe de olsa yalan söylemeyin..

Üzeyir Abi'ye poşeti uzatıp bu sende kalsın abi, yarınbana getirirsin giyerim cafe'de hem şefte izin verirse kıyafetlerim oradakalır. Böylece anneme yalan atmak zorunda kalmam. Mahallenin başına kadarberaber yürüdük. Dur birer sigara içelim öyle gidersin eve dedi, sigara içmekistemedim uzattığı sigarayı cebime koydum, eğer sigaram kalmazsa kıyı da köşede kalsın diye. Bir daha gördün mü onu? diye bir soru sordu. Cebimde kisigarayı çıkartıp yakmak zorunda kaldım. "Hayır" diye bildim sadece, belkimutludur belki üzgün belki de mutsuzdur. Bana ihtiyacı vardır diye garipdüşüncelerim de oldu ama bana ihtiyacı olsaydı beni bulurdu o. Çünkü bumahallede üzerine yalnızlık sinen tek insan benimdir. Leş gibi bir kokusu var,eminim ki bulmak isteyen o kokuyu muhakkak alır ve beni bulurdu Üzeyir Abi. Ben şimdi eve gidiyorum, sabah beni 07:00gibi uyandırırsın. Görüşmek üzere deyip eve doğru yürümeye başladım. 

Yalnızlar Kahvehanesinin önünde oturan emekli, bütün gün okey oynayıp çay içen amcalara selam verdim. Amaçsızca sağa sola bakınırken, aklıma birden neden bu insanlara emekli deniliyor merak ettim. Acaba ölüme yavaş yavaş yaklaştıkları için mi? Ama ölümün saati ve zamanı yoktu ki? Ama şöyle bir şey eminim ki var; çivi çiviyi söker derler ya hep, ölüm ölümü çağırır. Eğer böyle bir şey yoksa, dedem babam öldükten 1 ay sonra kahırdan ölmezdi. Çünkü annemin anlattıklarına göre, bir tek babam sahip çıkarmış dedeme, diğerleri hayırsızmış. Zaten zaman geçtikçe insan neyin ne olduğunu gayet iyi anlıyor. Buna çok defa şahit oldum. Apartmanın önüne geldiğimde, annem balkondan halı silkeliyordu. Annem; halı silkerken bile çok güzeldi. Babam bu dünyanın en şansı adamıymış diye gülümsedim. Anneme aşık olmuş. Annem diye demiyorum, öyle güzel kadındır ki, öyle güzel kalbi vardır ki bize hiçbir zaman bir şey belli etmez. Bir şey olduğunu tabaklara yemek koyarken anlarım, acele ve tedirginlik arasında ince bir çizgi vardır ya, o an belli eder annem bir şey olduğunu. Bende çaktırmadan ağzını yoklarım, oda bıyık altında bir şeyler söyler, bende bütün gün anlamaya çalışırım. Sonra her zaman ki gibi çöpleri bahane edip konuyu orada kapatır ve bende iki gündür biriken çöpleri üşengeçlik ile annemin terliğini giyip, apartmanın önünde ki direğe bırakırım. Size de olmuştur belki, kapı kapanmasın diye merdivenler ikişer ikişer çıkarım. Yine o merdivenlerin başındaydım, zile basmakta biraz kararsızdım. Çünkü annemi rahatsız etmek istemiyordum, saat 3 ve büyük ihtimalle Zeynep'te üst komşuya arkadaşı ile oynamaya çıkmıştır. Annem de bundan yararlanıp temizlik yapmaya başlamıştır. Tekrar merdivenlerin başına oturdum bizim apartmanın sidikli kedileri yanaştılar bacaklarıma, zaman geçsin diye bir tanesini kucağıma alıp sevmeye başladım. Sonra diğerleri de geldi, hepsinin tek derdi biraz sevilmekti sanırım. İmkanları olsa ve konuşsalardı keşke..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üzeyir AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin