Tamamen hayal gücüyle yazılmış bir hikaye olacak bu. Hikayenin konusunu ve karakterleri oluşturmama yardım eden arkadaşlarıma çok teşekkürler. Umarım hikayeyi başarıyla bitirebilirim..
Güzel bir sabah da, parıldayan güneş ışınları altında toplanmış öğrenci topluluğu sokağa canlılık veriyordu. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, gülüşmeler havalarda uçuşuyordu. Öğretmen yoklamayı almaya çalışıyor, gelmeyen öğrencileri ne kadar süre beklemesi gerektiğini düşünüyordu. Öğrencilerin içinde ki heyecan onları kıpır kıpır yapıyordu. Adeta bir karınca sürüsü gibiydiler. Apartmanlarında uyuyan insanları bile uyandırmış, bu güzel sabaha davet etmişlerdi.
Kalabalığın içinde, otobüsün tam yanına duran öğrenciler kendi içlerinde konuşmaya dalmışlardı. Gruba hiç kimse giremiyor, o altı kişiyi bölemiyordu. Birisi hararetli bir şekilde anlatıyordu gidecekleri yeri. Bu heyecanlı oğlan, sabah çok erken kalkmış, uyuyamamıştı. Bunun sonucunda okul gezisinin olacağı yeri araştırmıştı. Diğer kişiler onu çok dikkatli dinliyor, arada sırada espriler yapıyorlardı.
Öğretmen bağırana kadar devam eden bu ses şöleni bütün canlıların uyanmasını sağlamıştı. Öğretmen artık hareket edeceklerini, son bir kez gelmeyenleri aramalarını söylüyordu. İşte, gidiyorlardı. Bütün öğrenciler bunun harika bir hafta olacağını biliyordu.
İkinci otobüste yola çıkınca gezi resmen başlamış olmuştu. Otobüsün içi ise pek şenliydi. Sabah olmasına rağmen hiç kimsenin uykusu yoktu, biri dışında. En arka sıraya oturmuş Taner uykuya dalmıştı hemen. Yolculuk saatlerini uyuyarak geçirecekti. Bunu istiyordu. Onun hemen yanında oturan Mert ise bunun hiç eğlenceli olmadığını söyledi içinden. En yakın arkadaşı uyumuştu. Ve okul gezilerinin en eğlenceli kısmı yolculuk bölümüydü. Madem uyuyordu o zaman bir şakaya kurban gitmek zorundaydı. Önlerinde oturan kızların dikkatini çekmek için onları dürttü.
"Kızlar yanınızda cips var mı? Ya da çikolata?" işe yarar bir şey çıkmasını umuyordu. Su çantasını açıp "Biraz bisküvi var." Dedi. "Acıktın mı?"
"Oh, hayır. Taner'e bir şaka yapacağım." Sinsice gülümsedi Mert. Bu şaka Su ve Yaprak'ı da heyecanlandırmıştı. Onlar da önlerinde oturan kızları dürttü. "Mert ve Taner'e bakın!"
Efsun ve Öykü de olaya katılmıştı böylelikle. Mert işini biliyordu. Birkaç bisküviyi üst üste koydu. Ağzı açık uyuyan Taner'in ağzına yerleştirdi bisküvileri. Şimdi Taner hem çok komik görünüyordu hem de kalktığındaki tepkisi çok komik olacaktı. Mert bisküvileri geri verirken "Uyumayacaktı." Dedi ve omuz silkti. Ondan korkulurdu.
Kızlar da gülerek yerlerine geçtiler. Uzun bir yolculuk olacaktı ama eğer birliktelerse her şey eğlenceliydi. Efsun ve Öykü müzik dinlerken, Yaprak, Su ve Mert sohbet ediyordu. Taner ise ağzındaki bisküvilerle horlamaya devam ediyordu.
//
Sonunda Olimpos'a vardıklarında herkes kendi halinde bir şeyler yapıyordu. Yolculuğun sonları sıkıcılaşmıştı. Konuşacak konu, dinlenilecek müzik kalmamıştı. Efsun sıkıntıyla dışarıyı izliyor, Öykü ve Su telefonuyla oynuyordu. Mert ve Yaprak ise derslerden konuşuyorlardı. Yolculuk boyunca susmayan Mert herkesi şaşırtmıştı. Ama asıl şok Taner'in uyanmamasıydı.
Öğretmen artık inecekleri yere çok az kaldığını ve toparlanmaları gerektiğini söyleyince Mert, Taner'i uyandırdı. Taner her şeyden bir haber gözlerini açtı. Saatler önce ona yapılan şeyi bilmiyordu. Başını dikleştirmesiyle ağzındaki bisküvilerin bir kısmı yere döküldü. Taner ağzını kapatmak istedi ama çok doluydu. Yiyemiyordu bile. Çok fazla vardı. Önden ve yanından kıs kıs gülüşmeler geliyordu. İşte şimdi çok sinirlenmişti. Bütün bisküvileri yere tükürdü. "Bu yapılır mı ya? İğrenç, kaç saattir duruyor bunlar? Yumuşamışlar." Mert'in koluna yumruğu geçirdi. Mert kolunu tutup kahkaha atmaya başladı. Bütün otobüs de bu kahkahaya katılmıştı. Öğretmen ise neler olduğunu anlamadan çocuklara bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçerideki Yetenek
FantasíaOkul gezisi ile hayatı değişen altı kişi. "O, her zaman izler."