Bende isterdim inan isterdim.
Sıkışık saçlı darmadığın kızın,ölmemesini en çok ben isterdim.
Vedaları sevmem ben baba,gitme...
Hayır bu bir vazgeçiş deil,bu bir yıkık harabe,ölüm değil acı veren bu mısralar azap gibi.
Yırtık satırların içki kokan harfleri bu canımı her defasında yakan...
Gülmemek için bir neden sayılır her damla yaş aktıttığımda kanayan yaralarım.
Hoşçakal kızım...
Yaralarımı saracağın güne kadar hoşçakal.
**
"Kanka niye geç kaldın sen?."
Melike'nin bu sözlerden sonra gülmesi,Ayça'yı sinirlendirdiği için vurdu kafasına,
" Ne gülüyorsun be,gevşek gevşek."
"Kanka,sen ne zaman gördün Hazar'ın erken geldiğini ?" dedi Melike.
Ayça,ağzını açıp açıp sustu,daha sonra amacını ben bile anlayamazken hoca'ya doğru elini kaldırdı,
"Hocam Hocam..."dedi herkesin duyabileceği ses tonuyla,kısık sesle ise 'Malı bekleriz şimdi'
Hoca "Söyle Ayça."deyince,Ayça dersi anladığını belirtecek bir soru sordu.
"Hocam tek hücreliye amip çok hücreliye insan deniliyorsa,iki hücreliye ne denir.?"
Hoca Ayça'ya şaşkınlıkla bakarken,elindeki kitabım ön yüzünü çevirdi ve herkezin duyup rahatsız olabileceği şekilde bağırdı,
"Ders kimya kızım,Biyoloji değil."
Vallaha ne desem bilemedim, benmi olaya tersim olaymı bana... Bakmayın böyle dediğime öyle mal da değilim.
Zil çalınca Ayça arkasını döndü sinir olduğunu belirten şah damarının şişmişti bile.
"Ne kavun adam be,cıvık cıvık."
Biz ne olduğunu ne olmadığını anlamaya çalışırken,Melike gözlerimi kapatı.
"Kanka dokun bakalım bu ne!"
Elime verdiği şeyi inceledikten yaklaşık otuz saniye sonra,
"Oha.!"diye bağırdım.
"Bekliyordum ama bukadar erken değil."
Ellerini yüzümden çekince,kocaman gülümsüyordu.Birşey isteyeceği her halinden belli idi.
"Şimdi bizim telefonlar aynı ya,ben senin sigara paketli kabını alabilirmiyim?" diye soru sordu.
"İşine göre,veya durumuma bağlı."deyip güldüm üzülmesini istemiyordum çünkü o da biliyordu,en sevdiğim telefon kabını ona vermeyeceğimi.
"Kanka biliyorsun ki,şuan elimde iphone 6s var.Ve biliyorum ki senin de aynısından var tek fark benim gri senin altın sarısı bu demek oluyor ki bana artık o çok gizlediğin telefon kabcısının yerine söyleyebilirsin."
Ellerimi yüzüme kapatıp güldüm. "Keşke Miy,ama oranın benim için çok değerli olduğunu söylemiştim.Biliyorsunuz ki darmadağın küçük bir kızın uğradığı bir yerdi."Ayça,ben gülümserken yanağımı sıktı,"Bak Hazar,bu sefer sen bahsettin o kızdan bize kim olduğunu anlatacakmısın?"
"Hayır,Çünkü ben daha merak etmiyorum."
***Hayır çünkü ,intihar sebebim.
Hayır çünkü,ben bile daha yüzleşmiş değilim.
Hayır çünkü,korkuyorum.
Hayır çünkü,vazgeçmem için çok erken.
Eğer bir gün,küçük bir kızın benim altı yaşındaki cesedim olduğunu söylersem ölebilirim.
Bilmiyorum korkak bir kız çoçuğundan ibaret kalmış ta sayılabilirim.
Sigaramın dumanından bir kere daha çekip üfleyince acıdı yaralarım,nasır tuttu beddular.
"Özledim be baba herşeysen çok en çok özledim." Koca bir ceset kaldı geriye baba,yaşayamıyorum artık, yavaş yavaş duman kirletiyor iyi olmaya çalışan kalbimi.Vazgeçiyorum sonra sen geliyorsun aklıma, 'Güçlü olmak için direnmek gerek.' deyişin varıyor ışın hızı gibi kulaklarıma,sıkıyorum damarlarımı kalbim paramparça baba ben seni çok özlüyorum ben seni çok özlüyorum.
Yatağıma uzanmış bedenime acı veren,zehirli maddeyi içime çekerken beddua ettim kendime, Dumanla hiç zarar verilirmiydi bedene? Evet akıllı olsam belki ama ben deli olmayı kurtaramadığın cesetten sonra seçtim.
En iyisi yavaş yavaş ölmekti ve sanırım ben ölmeyi bayılmak sanıyordum.Güldüm kendi kendime salak mıydım? Yoksa mal mı? Gerizekalı da olabilirim.
Benim seçmiş olduğum bu hayatta kendi tercihlerimden ibaret. Gitmedim işe.Aslında bıkmışlığımdan değil yoksa ben işi annemden çok severim gitmedim işte bazen nedensizcede sorumluluklardan kurtulursun.Hem kendi paramı kazanıyorum.Hem kendi sınırlarımı çiziyorum sonuçta patranu oynuyorum.
Bazı insanlar bilir,kendi durumlarından geleceğini.Benim geleceğim çok açık belli.Ya çalışmam yada garsonluğa devam ederim.Bilmiyorum ki belkide büyük şeyler kaybedebilirim.
Sabahı bekledim izmarit dolu kül taplasıyla,sabah ezanı okundu en huzur veren sesiyle kalktım banyo yaptım aldım elime telefonu,İlk önce instagram baktım.Beş yeni takip isteği kabul ettim. Sıkıntı olmaz.Sonra facebbok,Twitter derken Ask-Fm'e girdim.
Dört yeni soru vardı,İlki :
-Kanka nasılsın?
'İyi şanım sen?'
İkincisi :
-Niye tatlısın be.?
Hayır maldım ben anlamıyacaktım Ayça olduğunu, Ayçadan başka kim kullanır be sözcüğünü.
'Öleceğim galiba aşkım.'
Üçüncüsü:
-Benimle evlen.. (Melike hari)
Buda mal,gitmiş soyismine ne yazmış.Bekle sanada cevap vereceğim canım arkdaşım.
'Hamileyim.'
Ve sonuncu soru :
-Ölene kadar azrailin, öldükten sonra hesap vereceğin kişi olacağım.
'Ölene kadar boynumdaki hançer ol, öldükten sonra,cehenneme sürükleyecek zebani.'
Ölümden korksaydım daha çoçukken bir cesedi yakmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMARİT
Teen FictionUyuşturduğum siyah sisli bulutların,kokainli sarmaşıklarını aradım arkamda. Ardımda ise pembe seven kızın kanlar içindeki cesedi beliriyor gözümde, ve acı veriyor çığlık sesleri ruhumun en bi derin sarmaşıklarına. "Koş." diyor pembe seven kız. Eğer...