Bölüm-3 / "-ŞAH"

115 7 0
                                    


Bulaşıcı hastalık gibi nefret saran bedenime karşı hala kendimi kasıyor ve her an içimde barındırdığım nefreti , bağıra çağıra kusmak istiyordum .

Birinin omzuma dokunmasıyla , öfkeli gözlerimi o kişiye çevirdim ''Artık gidelim , uğraşmaya değmez.Bunun gibilerle uğraşmak bize yakışmaz.'' Ayça'nın kulağıma fısıldadığı sözlere hak vererek , beni çekiştirmesine göz yumdum .

Sınıfın dar kapısında içeriye girer girmez Melike ve Ayça'nın arkasındaki yerimi aldım.Derse girdikten bir on beş dakika sonra , okulumuzun değerli müdürü sınıfa girdi . Kendini hala üçüncü sınıfta sanan bir avuç ergen ayağa kalkarken , ben inadına tek başıma oturduğum rahatsız sıraya biraz daha yayıldım. Müdür hala ayakda dikilen öğrencilere eliyle ' Oturun ! ' işareti yaparken inatla sınıfa girmemekte ısrarcı olan öğrenciye başıyla gelmesini işaret etti.

Somurtan yüz ifadesiyle sınıfa giren öğrencinin , henüz derse girmeden önce kavga ettiğim şerefsiz olduğunu görünce , adeta kan beynime sıçradı . En çok sinirlenmeme neden olansa müdürün onu arka sırama oturtması oldu .

Müdürün sınıfdan çıkmasıyla , öğrencilerin arasında fısıldaşmalar ve konuşmalar başlamış oldu. Hocanın bin bir güçlükle sınıfı susturmasını ardından tüm sınıf dikkatini derse verdi , ancak ben bir türlü odaklanamıyor , arkamdaki salağı düşünüp biraz daha sıkıyordum dişlrimi . Lanet olası dakikalar sanki bana inat yapıyor gibi ilerlemiyor , hatta geri sayıyor gibiydi.

Dakikalar sonra çalan zil sesiyle sıradan kalkıp tuvalette boş bir kabine kendimi kilitledim. Tek istediğim biraz yanlız kalıp kendimi sakinleştirmek olsada , sanki Ayça ile Melike bunu istemiyor gibi peşimden gelmiş ardı ardına sorular soruyorlardı.

''Hazan iyi misin ? Ne oldu ?''

''Hazar dışarıya çık ! Korkutma bizi...''

'' O çocukla mı ilgili ? Hazar çıldırtma insanı , en azından dışarıya çık !''

Sorulan soruların hiç birine cevap vermeyince , aralarında benim duyamayacağım bir ses tonuyla bişeyler konuşup lavabodan çıktılar . Tekrar lavabonun kapısı açılınca bir kızın çığlığa benzeyen iyrenç sesiyle , bizim kızlardan birinin gelmediğini anladım. ''Ayy!.. Yeni gelen çocuğu gördün mü ? Çok tatlı yaa...'' Tatlı ? Gerçekten bu şerefsize tatlı mı diyorlardı. Kurdukları cümle o kadar saçmaydı ki , gerçekten her satır her kelime şerefsiz olmuş. Zilin rahatsız edici sesi duyulunca kızlar bişeyler mırıldanıp çıktılar .Bende geride kalan son üç dersi es geçip eve gitmeye karar verdim .

Kabinden çıkıp soğuk su ile yüzümü yıkayıp başımı kaldırdığımda aynadaki yansımam dikkatimi çekti ; yüzüm biraz solgundu , dudaklarım kurumuş , ela gözlerim etrafa nefret saçıyordu. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip lavabodan çıktım .

Boş koridorda yavaş adımlarla yürürken cebimdeki telefonun titremesiyle cebimden çıkartıp gelen mesaja baktım .

KİMDEN: Melike
KİME :Hazar

MESAJ:Hazar , bir sorun var gibi akşam bizim mekanı hazırlatıyorum .

KİMDEN: Hazar
KİME :Melike

MESAJ:Saat sekiz gibi orda olurum . Çantamı al , ben gidiyorum.

*****

Eve geldiğimde hızlı adımlarla banyoya girdim . Şu an tek ihtiyacım olan , ılık suyun altında biraz rahatlamaktı.Banyodan çıkıp bedenime bir havlu sardım ve odama yöneldim. Üzerimi giyinip saçlarımı taramak için aynanın karşısına geçerek ıslak saçlarımın arasından tarağı geçirdim . Tam o esnada aynanın kenarına iliştirilmiş kağıt dikkatimi çekti;

'' Azrail benim canımı alana dek ,
Ömrü hayatım boyunca Nefesimi hep ensende hissedeceksin ...
- ŞAH"

İZMARİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin