13.Bölüm

48 3 0
                                    

Elimdeki bileklikle odanın içinde git-gel yapıyordum. Rüyamda gördüğüm bilekliğin aynısını hastane de bulmuştum. 2 gündür aralıksız bunu düşünüyordum. Eğer böyle bir şey mümkünse O hastanedeydi. Ve ben onunla karşılaşmamıştım. Onun gerçekten de yaşadığına emindim ama annemin ve doktorumun söylediği şeyler bazen kafamı o kadar çok karıştırıyordu ki bazı şeyleri kafamda kendim kurguladığıma inanıyordum.

"Azra, ben çıkıyorum." Annemin sesinin ardından kapının kapatılma sesi de gelmişti. 2 gündür anormal bir şey yapmadığım için annem beni evde yalnız bırakıp, işe gidebiliyordu.

Elimdeki bilekliği bulduğum gönden beri bileğimde taşıyordum. Biraz büyük gelse de, düşmüyordu. Yine onu bileğime takıp, odadan çıktım. Elimi, yüzümü yıkasam biraz kendime gelebilirdim.

Banyoda bol suyla yüzümü yıkamıştım ama bu bile kafamdaki karışıklığı çözemiyordu. Evde tek başımayken uyumakta en son yapacağım şeydi. Uyurken pekte güzel şeyler görmüyordum.
Yatağımın altına sakladığım sigara paketini çıkarıp, balkona geçtim.
Sadece kafam karışık olduğu zamanlarda içiyordum.
Bu şekilde rahatlatmaya çalışıyordum kendimi. Balkondaki sandalyeye oturmuş, ayaklarımı da balkon demirlerine yaslamıştım. Elimde sigara ile etrafı seyrediyordum.
Kaç tane sigara içtiğimi sayamamıştım. Havaya karışan duman, sanki içimdeki sıkıntıyı da dışarı atıyormuş gibi hissediyordum. Bu beni rahatlatıyordu.

Bir süre sonra esen hafif rüzgar titrememe sebep oldu. Hızlıca odama geçip, yorganımın altına girmiştim. Ne kadar istemesem de yatakta uyumaktan başka bir şey yapamayacağım için uyayacaktım. Yoksa boş oturmakla akşam olmazdı. Tavandaki duvara gözlerimi diktim bir süre sonra hayal dünyasından yavaş yavaş uykunun kollarına teslim oldum.

Kapkaranlık bir ormanda, ağaçların arasında koşuyordum. O kadar hızlıydım ki, etraftaki ağaçları takip edemiyordum.
Ormandaki karanlık ve sesler benim korkumu ve koşmamı daha da arttırıyordu.

Ormandaki en açık olabilecek yere geldiğimde, en azından daha az ağaç vardı. Durup etrafıma bakındım. Buraya ne zaman gelmiştim?

"Neredeyim?" dedim. Fısıltı şeklinde kendime sormuştum bu soruyu ama bana cevap veren biri olmuştu.

"Benim yanımdasın." Bu O'nun sesi idi. Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirdim. Sesin geldiği yönde kimse yoktu.

"Sen neredesin?" Olduğum yerin önemi, buraya nasıl geldiğim hepsi beynimin gerilerine gitmişti. Şuan tek önemli olan O'ydu..

O ve O'nun olduğu yer!

"Ben sana çok yakınım, sen beni göremiyorsun." Delirmiş gibi etrafımı arıyordum. Ama hiç kimse yoktu. Sadece ses vardı. O'nun sesi...

"Bana yardım et." Peş etmişcesine olduğum yere çökmüştüm. Daha fazla bu saçmalığa katlanamıyordum. Çok yorulmuştum.

"Sana yardım etmem için beni bul." Bu cümlesinden sonra her yerde O belirmeye başladı. Onlarca insan vardı ve hepsi O'ydu!

Ellerimi tam alnıma koyup, deli gibi kafamı sallamaya başladım. Her yerde O vardı. Onu nasıl bulacaktım?

"Lütfen bana bunu yapma!" Bağırarak söylemiştim bunu. Hızlıca hepsine teker teker bakmaya başladım ama hepsi tepkisiz bir şekilde karşıya bakıyordu.

Deli gibi koşuyor aynı zamanda onu arıyordum. Kaç tanesine baktım, bilmiyorum. En sonunda ağlayarak yere çöktüm. Ellerimle saçlarımı çektim.

Ve çığlık atarcasına konuştum.

"Pes ediyorum!"

Gözlerimi açmamla odamın tavanı ile kalkmıştım. Ruh gibi yatağımdan kalktım. Hiçbir şey düşünemiyordum. Gerçek ve rüya... Hepsi birbirine girmişti. Tek bildiğim artık yapamadığımdı!

Gözümden akan yaşları elimin tersi ile silmiştim.
İlk olarak masadaki duran eşyaları teker teker duvara fırlatmıştım. Komodini, elbise dolabını, yatağımı...
Elime geçen herşeyle sinirlerimi atmaya çalışıyordum. Bunları yaparken ağlamam durdurulamaz noktaya gelmişti.

Doktorun iyileşmem için verdiği ilaçları bulmak için için mutfağa geçtim. Dolapları karıştırdıktan sonra, ilaçları en alt çekmece de bulabilmiştim.
O an bütün düşünme yetkimi kaybetmiştim. Mantıklı düşünmeyi bırak, herhangi bir şeyi bile düşünemiyordum.

Kutudaki bütün ilaçları çıkarıp, önüme yığdım. Yere yığılırcasına oturmuş, ilaçlara bakıyordum. Yanımda duran dolabı açıp, içinden su şişesi aldım. Onu da ilaçların yanına koyduktan sonra, boş gözlerle etrafa bakmaya başladım.

Gözlerimin önümden bugüne kadar başımdan geçen bütün olaylar teker teker geçmeye başladı. Her anı da bir ilaç içiyordum.

Elime bir tane ilaç aldım.
Babamın ölümü gözlerimin önünden geçmişti.

Bir ilaç daha aldım.
Annemin beni unutup, sadece kendi acısını düşünüp beni tek başıma bırakması.

Bir ilaç daha aldım elime.
Gördüğüm bütün kabuslar için.

Bir ilaç daha.
Annemin ve doktorumun bana inanmaması içindi.

Bir ilaç daha aldım. Midem bulanmaya başlamıştı.
Rüyamda gördüğüm birine bağlandığım içindi bu ilaçta.

Ve yerde duran bütün ilaçları aldım avucuma.
Bu da kaybettiğim umutlarım içindi.

Hepsini bir kere de yuttum. Zorlansam da hepsini yutmayı başarmıştım. Oturduğum yerde büzüşerek yattım. Bir an önce bu işkencenin bitmesini bekliyordum.

Ne kadar bekledim bilmiyorum. Zaman kavramı benim için yok olmuştu. Sonunda beklediğim karanlık beni yavaş yavaş içine çekerken, sol gözümden son gözyaşım da akıp, gitmişti.
Aynı kaybettiğim umutlarım gibi...

Beklenmedik sonla buluşmuştum. Pes etmiştim.

Rüya FırtınasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin