4.Bölüm

98 14 2
                                    

"Azra.. Uyan!"

Duyduğum sesle yavaşca gözlerimi açtım. Gözlerim ışığa alışması için bir kaç saniye bekledim. Yavaşça etraf netleşti ve bana endişeli bir şekilde bakan annemi gördüm.

"Gitme diye bağırıyordun. Kabus gördün canım, korkma." diyerek bana sıkıca sarıldı. Biraz önce gördüğüm rüyadaki sahneler tekrar hafızama dolunca. Şaşkınlığımı gizleyememiştin. İlk defa korkmamıştım ama onun beni öpmesi de çok ilginçti. Bu nasıl bir rüyaydı böyle...

"Bu kabuslar çok arttı. Korkmaya başlıyorum. Bu hiç normal değil. "

"Anne rahat bırak beni. " diyerek örtüyü üstüme çekmeye çalıştım. Ve başarılı da oldum. Annem bana uzun süre baktı.

"Peki öyle olsun ama sabah bu konu konuşalacak. " dedi ve odadan sinirli bir şekilde çıktı. Annemin sinirli olması şuan düşüneceğim en son şeydi. Gördüğüm rüyayı da düşünmek istemiyordum ama uyuyunca ne olacağını, tekrar onu görüp görmeyeceğimi merak ediyordum. Uyumak için yarım saat uğraştıktan sonra, sonunda kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

***

Kulağıma dolan dalga sesleriyle gözlerimi açtım. Sıcacık kumların üzerinde yatıyordum. Tepe de gözlerimin yaşarmasına sebep olan bir güneş vardı. Yavaşca yattığım yerden doğruldum ve tam karşımda deniz vardı. Geri dönüp, baktığımda gördüğüm kocaman bir kumsaldı. Sonu gözükmeyen bir kumsal. Kendimi çölde hissetmiştim bu manzara karşısında ama çölde deniz olması da epey ilginç olurdu. Kafamı çevirip, etrafta birileri var mı diye göz gezdirdim. Ama kimse yoktu...

Denize doğru dönüp, yavaş adımlarla yürümeye başladım. Attığım her adımda denize yaklaşmam gerekirken daha da uzaklaşıyordum. Hem güneş hemde ayağımı yakan kumlar, beni çok zorluyordu. Derin bir nefes alıp, koşmaya başladım. Ama başarabildiğim tek şey daha da uzaklaşma olmuştu. Dizlerimin üstüne çöküp, ağlamaya başladım. Kumlar şimdide bacağımı yakmaya başlamıştı. O kadar çok terlemiştim ki gözyaşlarım ve alnımdan akan terler birbirine karışıyordu. O an gözümün önüne bir el uzatıldı. Kafamı yavaşca kaldırıp, ona baktım. Üstünde sadece bir siyah pantolon vardı.

"Benimle gel güzelim. " diyerek ona uzatmadığım elimi tuttu ve ayağa kaldırdı.

"Korkma, ben sana yardım edeceğim. " dedi ve beni denize doğru götürmeye başladı. Bense onun yüzünden gözlerimi alamıyordum. Koşmama rağmen bir türlü denize ulaşamamıştım ama onunla bir kaç adımda gelmiştim. Elimi bırakmadan, birlikte suyun içine girdik. Serin suyla ayaklarım buluşunca büyük bir rahatlama yaşamıştım. Su göğsüme kadar gelmişti ve ben yüzme bilmiyordum. Kendimi durdurdum ve onun elini bıraktım.

Elini bırakmam onu kızdırmış olacak ki, yavaşça kafasını bana döndürdü ve kalın oldukça sert çıkan sesiyle konuştu.

"Yürü!" Kafamı sağa sola salladım. Korkmaya başlamıştım. Geri dönmek için adım atacağım sırada elimi tuttu ve; "Ben izin vermediğim sürece nefes bile alamazsın." dedi.

Elinden kurtulmak için çırpınıyordum ve bu daha çok onun kızmasına sebep oluyordu. Birden zemin ayağımın altından kaydı ve suyun içinde çırpınmaya başladım. O ise hala ayaklarının üzerinde duruyordu.

Kafamı suyun üzerinde tutmaya çalıştığım anlar da zar zor "Yardım et" diye bilmiştim. Onun ise yaptığı tek şey gülümsemek olmuştu. Daha fazla dayanamayacağımı anlayınca suyun derinliklerine kendimi bıraktım.

***

"Bu iş iyice çığırından çıktı. Hemen bir psikolog bulmamız gerek. "

Duyduğum sesle, gözlerimi açtım. Gördüğüm rüyada ki bağırmam sanki gerçekmiş gibi boğazım acıyordu. Çok susamıştım ve su gibi de terlemiştim.

Annem odamın için söylenerek yürüyordu. Şuan düşüneceğim en aon şey annemdi. Gece başucuma koyduğum bardağa baktım. Bitirmiştim. Kendime gelerek, yataktan doğruldum. Odama giren güneş ışığı beni rahatsız ediyordu. Yataktan kalkıp, mutfağa doğru yürümeye başladım. Benimle birlikte annem de peşimden geliyordu.

"Dükkana gelen bir psikolog var. Onunla konuşacağım. En kısa sürede de gideriz. " diyerek bana çare üretiyordu.

"Anne, alt tarafı bir kabus. Ben alıştım, sorun değil. "

Su doldurduğum bardağı, bir seferde içmeye başladım. Boğazımın acısı hala devam ediyordu. Bunu nasıl yok edeceğimi de bilemiyordum.

"Ne demek alıştım?! Bu kabuslar normal değil. Ve ben senin bu durumda olmandan rahatsızlık duyuyorum."

Annemin söylediği şeyi görmezden geldim ve lafı değiştirdim.

"Boğazım acıyor. "

"Yardım et diye bağırdığın içindir. Bir süre konuşmadan dur en iyisi. "

Bu şeyi sadece rüyada söylediğimi sanıyordum. Demek ki öyle değildi.

"Kahvaltını hazırlayıp, çıkacağım. Doktoru aramam gerek, en kısa sürede gideceğiz. İtiraz istemiyorum. "

Ne kadar kaçmaya çalışsam da bir türlü kurtulamıyordum. Zorla beni o doktora götürecekti. Hiçbir işe yaramayacığını bildiğim halde hiç tanımadığım birine herşeyimi anlatmak saçma geliyordu. Ama daha fazla annemle uğraşmak istemediğim için kabul ettim.

"Peki, gidelim. " diyerek mutfaktan çıktım.  Annem de kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Salonu gidip, oturdum. Neden böyle oluyordu? Onu rüyamda görmek için can atmıştım ama gördüğüm rüya tam bir fiyaskoydu. Rüyalarımda bile hiçbir şey yolunda gitmiyordu.

"Kahvaltı hazır. " diye bağıran annemin sesiyle. Yerimden kalktım ve mutfağa geçtim. Boğazım bu kadar acırken, nasıl yemek yiyecektim merak ediyordum.

***

Kapının açılma sesiyle, gözlerimi okuduğum kitaptan çektim. Annem gülümseyerek odama girdi.

"Hoşgeldin. " deyip kafamı tekrar kitaba çevirdim. Mutluluğunun sebebini merak etmiyordum.

"Hoşbulduk. " dedi. Ona neden mutlu olduğunu sormamı bekliyordu ama hiç öyle bir niyetim yoktu. Benim sormayacağımı anlayınca kendisi söyledi.

"Doktorla konuştum. Haftaya Salı randevu verdi. "

"Tamam. " dedim kafamı kitaptan kaldırmadan. Şuan hiçbir şey umurumda değildi. Sadece kitap okumak istiyordum.

"Fazla bir şeyden bahsetmedim. Sadece kabus gördüğünü söyledim. "

"Tamam anne." diyerek onu dinlemek istemediğimi yeterince belli etmiştim.

Bir süre yüzüme öylece baktı. Üstüme gelmemek için uğraştığını anlayabiliyordum.

"Peki, yemek hazır olunca seni çağırırım. " dedi ve beni yalnız bıraktı sonunda gidebilmişti. Bende kaldığım yerden kitabımı okumaya devam ettim.

Haftaya salıya kadar rahattım. Herşey o günden sonra başlayacak gibi görünüyordu...

Rüya FırtınasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin