2.BÖLÜM

13.2K 545 36
                                    

Uyandığında kendini  kocaman beyaz bir yatakta buldu. Korkuyla tanımadığı odanın içinde gezdirdi bakışlarını. Gürültü yapmamaya çalışarak yataktan kalktı ve odada gezinmeye başladı. Belki pencereden falan kaçabilirdi. Ama düşünceleri hızla yere çakıldı çünkü bırakın odadaki pencereden kaçmayı  aşağı bile bakamadı. Kahrolası yükseklik korkusu buna izin vermedi üstelik atlamaya cesaret etse bile onu kaldırımdan kazıyarak ayıracaklarından da emindi. Odada dolaşmaya devam etti ilk önce bir giyinme odasında buldu kendini, dolaplardan ilkini açınca yüzlerce takım elbise ile karşılaştı.  O anda neden burada olduğu gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçti, taşlar yerine oturuyordu. Tabi ya dün geceki aptallığım diye geçirdi içinden. Giysi  odasından hızlıca çıkıp  kapıya doğru ilerledi ve metal kola uzattı elini. Kilitliydi!  Genç kız çıldıracağını düşündü ve dışarıda birilerinin olabileceğini düşünerek kapıyı açmaları için saatlerce yalvardı.  Aslında kapının ardından konuşma sesleri duyuyordu fakat kimse kapıyı açmıyordu. Aslıhan bir kaç saat öylece oturup ağladı, sinir katsayısı gözyaşları aktıkça artıyordu ayağa kalktı ve eline ne geçtiyse duvara fırlattı.  Tipik sinir krizlerinden biriydi bu. En son babasının davasını kaybettiğinde o şerefsizler ona zaferle sırıttığında böyle sinirlenmişti. Hâlâ eline geleni duvara fırlatmaya devam ediyordu. Odada dağılmayan daha doğrusu parça parça olmayan hiçbir şey kalmamıştı. Tabi kenarları işlemeli büyük boy aynası hariç. Onu da biraz önce fırlattığı  parfüm şişesini  yerden alıp tekrar fırlatarak parçalamış ve kapanışı yapmıştı. 

Saatler geçmişti ve kimse kapıyı açmamıştı . Konuşma seslerini hâlâ duyuyordu, delirmek üzereydi. Hava kararmaya başlamış ve pencereden gözüktüğü kadarıyla dışarıdaki koruma sayısı da bir hayli artmıştı. Genç kız  bu evin bahçesini eski evlerinin yani babası ölmeden önce  yaşadıkları evin bahçesine benzetti çünkü tıpkı kendi bahçeleri gibi burada da birkaç düzine koruma vardı. Hâlâ kimseye duyuramamıştı sesini. Buradan çıkınca ne olursa olsun onu burada zorla tutanlara iyi bir ders verecekti. O  şerefsizlerin  düşüncesi bile Aslıhan'ın sinirden elinin ayağının titremesine, tepesinin atmasına neden oluyordu. Darmadağın ettiği yatağın üstüne oturup bacaklarını kendine çekti ve düşünmeye başladı . Babasını ve hiç tanımadığı annesini . Annesinin yokluğuna alışıktı fakat babası, babasının yokluğuna bir türlü alışamamıştı. Genç kızı düşüncelerinden ayıran kapı kilidinin açılma sesi oldu yavaşça başını kaldırdı ve gelene baktı. Gelen dün geceki adamdı.  Hâlâ sert bakıyordu, hoş odanın haline sevecen bir şekilde bakması imkânsızdı da zaten. Adamın gözleri ilk önce altüst olmuş odada gezdi sonra bunun kaynağında durdu " Aslıhan ". Adamın gözleri onu bulunca dikleşti karşısındaki pisliğe güçsüz gözükmek istemiyordu ayağa kalktı ve hızla adamın önüne geçip bağırmaya başladı "Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ne hakla, hangi akılla beni buraya kilitlersin? Buradan bir çıkayım yakacağım bu evi! Sana ve köpeklerine  gününüzü göstereceğim!"

Tanımadığı adam onu kolundan tutup sürüklercesine odadan çıkardı ve zemin kattaki eşya deposuna sürükledi, biraz soğukta kalırsa aklının başına geleceğini düşünüyordu. Genç kızı depoya fırlatıp tıpkı biraz önce onun gibi bağırarak konuştu " Burada biraz kal da  aklın başına gelsin!! " Aslıhan bir süre bacaklarında ki yaraları izledi. Neredeyse bacaklarının her yeri ya morarmıştı ya da kanıyordu.  En kötüsü de başı zonkluyordu pislik diye geçirdi içinden. Hâlâ buradan bir çıkayım bitireceğim seni diye söyleniyordu. Aslıhan saatlerce oturdu depoda ve sinirleri hâlâ zirvedeydi. Koskoca depoda gezinmeye başladı harbi bu gün ne çok gezinmeye başlamıştı güçlü bir kahkaha attı haline sonra kahkahalarının devamı geldi durduramıyordu kendini, yavaşça yere çöktü hala gülüyor bir yandan da gülmekten ağrıyan karnını tutuyordu kahkahası ağlamaya dönüştü sinirleri alt üst olmuştu. Bir süre ağladıktan sonra sakinleşmiş gibi ayağa kalktı ve depoda ki tek eşya olan eski tahta sandalyeye ilerledi. Hayır hayır sakinleşmemişti çünkü zaten eski ve paramparça olmaya yüz tutmuş sandalyeyi biraz önceki pisliğin kendisini gözetlediğine emin olduğu duvardaki kameraya fırlattı.

Bizden Kalan (Düzenleniyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin