Dördüncü Bölüm

42.9K 2.2K 102
                                    

Birkaç gün içinde kendini daha iyi hissetmeye başlamıştı. Ailesiyle olmak, onlarla birlikte gülüp eğlenmek, ara sıra oğlanlarla atışmak, babaannesini kızdırmak, halasının bebek için aldığı şeyleri kurcalamak ve yakışıklı eniştesinin şakalarına maruz kalmak Yade'ye iyi gelmişti.

Hala güzel ve akıllı hissetmeyi başaramamış olsa da en azından çok mutsuz değildi. Artık ağlamıyor, gece uykuya dalmadan önce Yavuz'u boğduğu hayaller kurmuyordu. Yade'ye soracak olursanız bu büyük bir gelişmeydi. Ayrılıkla güzel bir şekilde baş ettiğine inanıyordu.

Bir gece önce telefonundaki resimlere bakmış ve onları silmeye karar vermişti. Anılarından kaçmak için değil artık değerli hissettirmedikleri için böyle yapmıştı. Birkaç fotoğrafları, çerçeveli haliyle kutulara kaldırılmıştı ancak Yavuz'un bundan fazlasını hak ettiğini düşünmüyordu. Hem aldığı şeyleri geri vermemiş, ona beddualar yazdığı mesajlar atmamıştı. Kızgınlık anında numarasını silmiş olabilirdi fakat ezberlediğiniz bir şeyi unutmak, 'sil' tuşuna dokunmak kadar kolay değildi.

Yade iyi olacaktı, artık bundan emindi.

Üzerine Mahir'den aldığı -izinsiz olduğu düşünülürse arakladığı- beyaz tişörtü geçirdi. Önünde şarkı sözleri yazan, bir hayli rahat bu tişörtü gördüğü dakika Mahir'den almaya karar vermişti. Siyah eşofman altını da giyip saçlarını atkuyruğu şeklinde topladı. Maça gittiğine göre çok fazla hazırlanmanın lüzumu yoktu ve bu hali Yade'ye yetiyordu.

Mahir ve Yade'nin arasında iki yaş vardı ve liseyi aynı okulda okumuşlardı. Okulun futbol takımına girdikten sonra Mahir, Yade gibi son sınıf olan fakat Yade'nin pek de tanımadığı Asaf Karayel ile arkadaş olmuş ve niyeyse futbolu daha da fazla sevmeye başlamıştı. Çocukta adeta tutku haline gelen bu hobi lisans aldığı yıl bir maçta biçilen bacağının etkisiyle ertelenmiş ve nihayetinde üniversite de tanıştığı arkadaşlarının futbolla pek ilgisi olmayınca hayal olmaktan çıkmıştı.

Tabii bu futbol sevdası, sona ermiş değildi. Ağabeyini maçlarda izlemek için her hafta yalvaran kardeşleri de -amatör bir takımın maçına gitmek Yade için eziyetti ve ebeveynlerinin her hafta maça gitmesi pek mümkün olmuyordu- bu sevdayı benimsemiş ve lisedeyken takıma girip kendini geliştirmişti. Şimdi de onun okullar arasında yapılan son maçına gitmek için hazırlanmaktaydı. Dün akşam Safa Aras onu maça çağırmış, annesi de eve tıkılıp kalmanın onu bir yere ulaştırmayacağı konusunda ikna edici bir konuşma yaparak kabul etmesini sağlamıştı.

Yade dışarı çıkmak için hazır olduğundan emin değildi. Hele de arabayı tam iki kez reddettiği Asaf Karayel'in kullanmak zorunda olduğunu bilirken. Yine de ağzından kabul sözcüğü çıktığı için gitmeme ihtimali söz konusu değildi.

Onu uzun zamandır görmüyor oluşu, kardeşiyle hala yakın arkadaş oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Ondan niye çekindiğine dair bir fikri de yoktu fakat bu kadar özgüvensiz bir haldeyken onu görmek içinden gelmiyordu.

"Aptalca olduğunu biliyorum." diye fısıldadı yansımasına. Fakat Asaf'ı görme fikri aklına Yavuz'un, tanıdığı kız olmadığına dair söylediklerini getirip duruyordu. Sanki Asaf onun yüzüne bakacak ve kahkahalarla gülecekti. Gerçekten Yade ya, nasıl da şişman ve çirkin bir kız olmuşsun sen böyle! O günlerde beni reddettiğin ve bu dertten kurtardığın için minnettarım!

Başını iki yana salladı. Hayır, öyle bir şey olmayacaktı.

Asaf kardeşiyle arkadaş olduktan sonra iki aile birbiriyle sık sık görüşür olmuştu. Asaf evlerine gelip gidiyor, Mahir de aynı şekilde en az haftada bir gece onlarda kalıyordu. Yade o sıralar şımarıklıkla kendini beğenmişlik arasındaki farkı ayırt edemediğinden olsa gerek kardeşiyle ve onun arkadaşıyla vakit geçirmekle ilgilenmiyor, yalnızca kendi arkadaşlarına zaman ayırıyordu. Fakat her nasılsa bu Asaf'ın ona âşık olmasına engel olmamıştı. Tüm o kendini beğenmiş tavırlarıyla çocuğa selam vermekten öteye gitmezken -sivilceli bir suratı olduğu için arkadaşlarıyla onun tipsiz olduğuna karar vermişlerdi- Asaf bir gün dershane çıkışına elinde kocaman bir çiçek buketiyle gelmiş ve ona âşık olduğunu söylemişti. Yade de Asaf'a karşı bir şeyler hissediyor muydu?

Aşk Bir Zaman MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin