■5.bölüm■

319 39 6
                                    

"T-tamam..."

Teklifimi kabul ettiği zaman havalara uçacak gibi olmuştum. Boynuna hızlıca sarıldım ve yanağına minik bir öpücük bıraktım. Geri çekildiğimde yanakları hafiften kırmızıya boyanmaya başlamıştı. Gülümsedim. Evet bu alışılmadık bir durumdu.

"Okul bitince sınıfının önünde bekle olur mu ?"

Kafasını olumlu bir şekilde salladı. Birden dudakları titremeye başlayınca bir tuvalet kabinin içine hızlıca kendini attı. Telaşlanmıştım. Onunla beraber bende kabine girdim. Klozetin önüne geçip kusmaya başladı.

O-o kan k-kusuyordu...

"LUHAN ?"

Biraz sakinleştikten sonra çöktüğü yerden kalktı ve sifonu çekti.

"P-panik yapma bu g-genellikle o-oluyor."

Ben hala yaşadığım şoku üzerimden atamamıştım.

Lavaboda elini, yüzünü yıkayıp elimi tuttu. Beraber tuvaletten çıktık. Saatine bakınca dersine geç kaldığını farketmişti sanırım.

"Gitmem lazım! Çıkışta g-görüşürüz."

El salladım ve bahçedeki banka oturdum. Telefonumu çıkarıp arama motoruna merak ettiğim sözcükleri girdim.

"Kanser'in kötüleştiğini gösteren tepkiler."

Okumaya başladım. Okurken bir yandanda gözlerim kızarıyordu. Etrafı yıkıp dökmek istiyordum.

"...Nefes darlıkları, yavaş haraket etme, kan kusma gibi belirtiler kanser hastalığının ilerlediğinin belirtileridir..."

H-hayır...

~.~

Bir süre ağladıktan sonra zili çaldığını farkettim. Onun sınıfına giderken bir yandanda göz yaşlarımı siliyordum. Benim meleğim ölmezdi...

Yanına gittiğimde yüzündeki tebessümü sildi.

"Hunnie n-neden a-ağlıyorsun ?"

Ona bunu söyleyemezdim. Bunu öğrenmek için fazla masumdu o.

"Hiç aklıma kötü anılarım geldi. Oluyor öyle arada. Seni evine bırakmamı ister misin ?"

Şirin bir şekilde başı ile onayladığında, ellerini ellerime kenetledim.

"İlk önce dondurma yemeye mi gitsek ?"

O gülümseyip, gözleri hilal şeklini alırken ben ise onun gülüşünde kendimi kaybediyordum.

O çok güzeldi...

Okuldan çıkıp biraz ilerideki dondurmacıya girdik. Hızlıca buzluktaki dondurmaların yanına gitti. Eli ile çilekli dondurmayı gösterip yerinde zıpladı.

"Bundan alalım Hunnie~"

Garsona bir çikolatalı bir de çilekli dondurma sipariş edip, cam kenarındaki masaya oturdum. O da hemen yanıma gelmişti.

"Teşekkür ederim..."

"Dondurma için mi ? Teşekküre gerek yok."

Yüzüne yine aşık olduğum gülümsemesini takındı. Dondurmalar gelince o sanki ilk kez görüyormuş gibi dondurmasına saldırırken, ben onu izliyordum.

O çok masumdu.

O dondurmasını bitirdikten sonra hesabı ödeyip, dışarı çıktım. O da peşimden geldi.

"Evin tam olarak nerde ?"

"Şey buralarda aslında okulun bir kaç sokak ötesinde. Kendim gidebilirim."

"Hayır hayır beraber gidicez."

Dediği gibi on dakkikalık bir yürüyüşten sonra evine gelmiştik. Nefes nefese dizlerini tuttu.

"Kanser ilerlemesinin sonucunda görülen tepkiler:
-Nefessizlik.
-Çabuk yorulma."

Bana el sallarken bende ona el salladım. Eve girene kadar bekledim. Ardından kafamdaki düşünceler ile yürümeye başladım...

■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■

Umarım beğenmişsinizdir. Hikaye hakkında görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın lütfen <3 Yazım hataları için üzgünüm.

Bulmaca (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin