2.Bölüm

202 17 7
                                    

İçinde nedensiz bir acı... Taa derinlerde bir yerde bir boşluk uçurum gibi! Yaklaşsa düşecek sanki... Gitmese eksilecek!
Bu duygularla zar zor açmaya çalışıyordu gözlerini. Gözlerini açtığında nerede olduğunu anlamaya, neden burda olduğunu hatırlamaya çalışıyordu.
Baş ucunda iki hemşire vardı. Biri seruma elindeki iğne ile ilaç takviye ediyor diğeride elindeki dosyaya bir şeyler yazıyordu. Asya'nın uyandığından habersizce aralarında konuşuyorlardı. "Öykü hanımla odadaydık. Öykü Hanımın kardeşi Emir Beyden telefon geldi. Sesi telefondan duyuluyordu biraz kulak misafiri oldum. Emir Bey telaşla Öykü Hanıma dışarı çıkmasını söyledi. Bizde dışarı çıkdık. Arabadan kucağında bu kızla çıktı. Öykü Hanım ne olduğunu sordu ama Emir Bey sadece bayıldı ona acilen bakın ben bir saat sonra tekrar geliceğim diyip aceleyle gitti. Öykü Hanım arkasından bağırsada durmadı sanki bir şey olmuş gibiydi. Şaşırdım kaldım açıkcası bu kadar aceleyle nereye gitti? Emir Bey için önemli bir kız olsa gerek fakat neden bırakıp gittiğine bir anlam veremedim!" dedi sarışın kısa boylu olan hemşire.
" Sen bilmiyor musun Emir Bey'in şantiyede kaza olmuş. Bütün kanallarda bu haber veriliyor. Bir kaç yaralı birde ölen varmış! Yani anlıyacağın Emir Bey kız peşinde koşuyor orda insanlar can verirken." dedi Asya' ya kıskanç bir bakış atarak diğer hemşire. O sırada Öykü Hanım kapıya yaslanmış ve iki hemşirenin konuştuklarını dinliyordu. Duyduklarıyla içeri sinirli bir şekilde girdi.
" Diliniz değil eliniz çalışsın kızlar! Benim kardeşimin yaptıklarını sorgulamak size kalmadı." dedi. İkiside birbirinin yüzüne bakarak ne diyeceklerini şaşırdılar.
" Evet kızlar dedikodunuz bittiyse şimdi dışarı çıkın! " dedi işaret parmağıyla kapıyı gösterek. İki hemşirede yaptıklarından utanmış bir şekilde dışarı çıktılar. Öykü kardeşinin Asya' yı teleşla bırakıp gitmesinin nedenini şimdi anlıyordu. Emir Asya' yı bırakıp oraya gitmiş olmalı diye geçirdi içinden. Asya zorlukla açtığı yarı açık gözlerle konuşulanları dinlemişti. Birden kalkmaya çalıştı.
"Dur ne yapıyorsun serumu çıkaracaksın" dedi Öykü.
" Babam... Babamı görmem gerekiyor!" dedi gözlerindeki yaşlara hakim olmaya çalışarak.
" Baban mı? Babana mı haber vermek istiyorsun?" dedi tiz bir sesle. "Hayır ...hayır babam" diye bildi sadece. Başı dönmüş tekrar bayılmıştı. Öykü hemen eline tansiyon aletini almış tansiyonunu ölçmüştü.
"Yine düşmüş" dedi kendi kendine. Asya' yı yatağa yerleştirip koluna bir iğne yaptı. Asya tekrar uyuya kalmış Öykü ise hala başında bekliyordu. Bir an önce uyanmasını ve kendisine söylemek istediği şeyi öğrenmek istiyordu. Uzun uzadıya Asya' nın yüzüne baktı. "Sen ne kadar güzelsin böyle" dedi iç çekerek. Asya bir yetmiş boylarında, yanık tenli, koyu kahverengi gözlü ve elmacık kemikleri oldukça belirgin bir yüz hattına sahipti. Dalgalı uzun kahverengi saçları ise ona ayrı bir hava katıyordu. Zeki ve becerikliliği ise tartışılmazdı. Her girdiği ortamda dikkat çeker, bütün gözler onun üzerinde gezerdi. Genç kızlar ise yüzünde bir kusur bulmaya çalışırlar fakat aralarında tartışacakları bir kusur bile bulamazlardı. Tek kusurluğu yüzünde hiç bir kusurunun olmamasıydı! Aynı annesi gibi...

Mavi önlüklü bir asistan belirdi odanın kapısında
"Öykü Hanım bir şantiyede kaza olmuş. İşçilerden biri ağır yaralı ve çok kan kaybetmiş acilen ameliyata gelmeniz gerekiyor!" dedi.
"Tamam hemen geliyorum." dedi kardeşinin getirdiği kıza son kez bakarak. Aceleyle ameliyata doğru giderken sarı saçlı hemşireye eliyle gel işareti yaparak yanına çağırdı.
" Asya tekrar bayıldı ona bir iğne yaptım iğnenin etkisiyle uyudu birazdan uyanır. Sıkı takipte kal uyandıktan sonra bir yere gitmeye çalışırsada çıkışını verme" dedi.
" Peki Öykü Hanım" dedi az önce yaptıklarından utanarak hemşire.
" Haa bu arada terbiye edilmemiş dilinede hakim ol. Hastanede hakikati olmayan bir dedi kodu çıkarsa bunu senden bilirim haberin olsun!" diyip sinirli ve hızlı bir şekilde ameliyathaneneye gitti. Arkasından bakan hemşire gittiğinden emin olduktan sonra
"Hıh hiçte toz kondurmuyor kardeşine sanki sütten çıkmış akkaşık." dedi yüzünü buruşturarak.

Bana Ellerini VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin