Rüya

103 10 3
                                    

Teo dan gözlerimi aldıktan sonra utanarak  kafamı yere eğdim.
"Miranda bir sorun mu var ?"
Diyerek bakışlarını bana yöneltti ."
"Şey..nasılsın uzun bir süre seni görmediğim için boyun ne ara bu kadar uzadı diye düşüyordum sadece..."
"Sen hatırlamıyor olabilirsin ama ben herzaman uzun boyluydum.."
"Evet haklısın bina kadar boyun var.." diyerek tebessüm ettim .  Etrafta yankılanan zilin sesiyle rahatlayıp masaya doğru yöneldim .Masanın üzerindeki çantamı aldıktan sonra Teo da  çantasını sırtına aldı kapıya doğru ilerliyeceğimiz zaman kütüphane görevlisi bayan Amy içeriye girdi. Kucağındaki bikaç dosyayı kapının girişindeki masaya bırakıp bizi fark ettiğinde biraz daha yaklaşarak eski masaya doğru baktığında
" O kadar kitabı dizdiniz mi ?" diyerek bize döndükten sonra beyaz teninde beliren gülümsemesiyle
"Teşekkür ederim. "  Teo araya girerek "Önemli değil bayan Amy bir bayana yardım etmek en önemli  görevimizdir."
Bikaç dakika Teo ya baktıktan sonra "Şımartıyorsunuz ama beni o zaman size kahve ısmarlayım ne dersiniz?" Kapının tekrar aralanmasıyla profesör Henry içeri girdi  bayan Amy profesöre  yaklaştığında profesör elinde bulunan büyük kutuyu masanın üzerine bırakıp bir  kaç evrak çıkartıp neler yapılması gerektiğinden bahsediyordu bayan Amy' e  el sallayıp uzun koridora çıktık. Merdivenlere geldiğimizde Teo kolundaki siyah kemerli büyük saate bakıp   basketbol maçına on dakika kaldı diyerek çıkışa doğru yönelip koşmaya başladı merdivenleri çıktıktan sonra  kalabalık koridorda dolapların olduğu bölüme yöneldim kapağını açtıktan sonra içerisinden bir kaç kitabı çantama yerleştirip dolapların  sağ  tarafında kalan sınıfa ilerleyip yarı açık vaziyette bulunan kapıyı aralayıp içeri girdim.En arka pencere kenarında bulunan masaya çantamı bıraktığımda  kafamı masaya düz bir şekilde koyduğum kolumun üzerine koyup gözlerimi dışarıya çevirdim. Kapının aralanmasıyla profesör  Dylan içeri girdi  elindeki kağıtları ön sıralara verip arkalara uzatın diyerek pencerelerden birini açtı. Bakalım ne biliyormusunuz epey bi oldu değilmi   kağıtlar arkalara doğru uzatılırken gelen kağıdı alıp göz gezdirdim çalan zilin sesiyle kağıdı profesörün masasına bırakıp koridora çıktım. Arkamdan gelen Emma
"Vay canına insan ilk gündemde sınav yapmaz ki değilmi"
"Haklısın "deyip gülümsedim.
"Yeni evinize yerleşebildinizmi ?"
"Halletmeye çalışıyoruz o yüzden derse öğleden sonra gelebildim  seni çok özledim " derken sıkıca sarıldı .
" Bende seni çok özledim" dedim . Emmy  buraya taşındıktan sonra Teodan sonraki  tek arkadaşımdı  altın sarısı saçlarıyla uyumlu açık kahverengi gözleri vardı . Her zaman neşeli birisiydi annem gil vefat ettikten  birkaç ay sonra Emma  ve ailesi taşınmıştı .Emma ile biraz konuştuktan sonra tekrar derse geçtik . Son zilin çalmasıyla birlikte  çantalarımızı toplayıp çıkış kapısına doğru yöneldik . Okulun bahçesindeki bankalardan birine oturduk.  Emma ayrı kaldığımız süre boyunca neler yaşadığından bahsetti  babası iflas ettiği için köydeki evlerine taşınmak zorunda kalmışlardı.  Neyseki babası iki  yıl sonra tekrar işlerini düzene sokmaya başlamıştı. Elmanın neler yaşadığını duyunca içimde bi burukluk oluştu . Elmanın olmadığı süre boyunca çalkantılı bir dönemden geçtiğim için kimseyle görüşmez olmuştum ve çoğu kişiyle iletişimini kesmiştim .
"Emma seni görmeye gelemediğim için çok üzgünüm sanırsam bu süre boyunca sadece kendimi  düşünüyordum."
Emma bana sarılarak
"Hayır Miranda kendini suçlama lütfen . Senin yaşadığın şeyler hiçte kolay değildi  bu süreçte yanında olamadığım için asıl ben üzgünüm ."
İkimizinde gözünden yaşlar süzülüyordu biraz sonra    Emma  alması için annesi gelmişti . Emma ile vedalaştıktan sonra eve doğru koyuldum  . Mahallemize geldigimde P aul amca müşterilerle ilgileniyordu . Ona selam verip iceri girdim.
"Miranda aç mısın kızım birazdan yemek hazir olur "
"Ellerine sağlık anneannem" deyip yanağına öpücük kondurdum. Beraber yemeğimizi yedikten sonra anneannemle bikaç program izledikten sonra odama çıktım.  Yatağıma uyandıktan birkaç saniye sonra gözlerimi kapattım. Alarmın sesiyle birlikte kalkıp yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi giydim  .Dolaptan ekmek arası birşeyler hazırlayıp ayak üstü atıştırdıktan sonra  merdivenleri inerek   kapıyı örtüp sokağa çıktım .Arkamı dö düğümde  Teoyu birden karşımda görünce şaşırdım.
"Teo Paul amcadamı kadın ?"
"Artık amcamla birlikte kalacağım ."
derken sırtarıyordu . Biraz şaşırmamla birlikte
"Ne oldu beni özlediğin için sevinirsin sanıyordum..."
"Şey sadece biraz aniden olduğu için şaşırdım." diyerek Teo yürümeye başladığı için bende yürümeye başladım.
"Aslında üç gün önce eşyalarımı gelmişti ."
"Evet  bayan Alissonu görmüştüm ama Paul amca Eşyalarını değiştiriyor herhalde diye düşünmüştüm."
"Annemle babam uzun bir geziye çıkıyorlar bende o yüzden amcamın yanına taşındım."
"Anladım "deyip gülümsedim.
Biraz daha yürüdüğümüzde okulun önüne gelmiştik.  Teo ile ayrılıp sınıflarımıza geçtik. Matematik hocamız ara verdiğinde Emma masaya uzanarak
" Bunlar nasıl konular böyle hiçbirşey anlamadım "diyerek iç geçirdi. Bende kafamı yanına koyup haklısın diyerek iç geçirdim . Matematik dersi bittikten sonra  öğle arasına girdik Emma evrak işlemlerini halletmek için erken ayrılmıştı .Diğer derslerden sonra çıkış zili çaldığında  bahçeye indim . Bahçede bulunan ağaçlardan birine doğru yönelip ağaca sırtımı yaslayarak uzandım. Gözlerimi açtığımda karanlık bir sis etrafı çevrelemişti göz kapaklarımı kapartıp tekrar açtığımda hala sis etrafı çevreliyordu içinde bulunduğum kamyonetin kapısını açtığım da  daha önceden zar zor işitebildiğim kuş sesleri içindekileri tutup tekrar bırakmışcasına etrafa yayılıyordu ilk başlarda çok cırtlak gelen sesler bir müddet sonra durgunlaştığında zar zor etrafta gözüken iğne yapraklı uzun boylu ağaçların arasından gelen hışırtı  sesleriyle gittikçe bana doğru yaklaşan suret belirdi açık kapıdan  arabaya tekrar binip anahtarı çevirdiğimde çalışmayan arabadan inip koşmaya başladım hızlıca inip kalkan göğüs kafesim ve vücudumda varlığını daha çok hissettiren sıcaklıkla daha da  tedirginleşip çözülen bağcığımdan dolayı yere yuvarlandığımda kolumda hissettiğim baskıyla kafamı çevirdiğimde olağan üstü koyu ve parlak mavilikdeki  gözleri olan  tamamen siyah giyinmiş epey bi okadarda uzun olan suret kolumu bırakıp yakamdan kendine doğru biraz çekti.  yüzünde beliren pis bir sırtarıştan sonra yüzüme inen tokatla birlikte  gözlerimi açtığımda hala okulun bahçesindeki ağacın altındaydım.

MİRANDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin