Yol

532 75 17
                                    

3. Bölüm
"Sana sığınma arzusuyla dolup taşıyorum lakin görmüyorsun."

Kavanoz dolusu şarkılar;
Redd - Nefes Bile Almadan
Camylio - Angel

Sevgi neydi? Hayatımızın ortasına bir ağaç gibi yerleşen ve tohumlarını kalbimize gönderen bir bağlılık mıydı? Yoksa ağacın meyvelerine olan ihaneti miydi? Nitekim ona olan hislerimi şu zamana kadar önüme serip kendimle tartışmamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sevgi neydi?
Hayatımızın ortasına bir ağaç gibi yerleşen ve tohumlarını kalbimize gönderen bir bağlılık mıydı? Yoksa ağacın meyvelerine olan ihaneti miydi? Nitekim ona olan hislerimi şu zamana kadar önüme serip kendimle tartışmamıştım. Yalnızca aynaya bakmaya çekinir olmuş, gözlerim hep o güzel yüzünü görme telaşıyla sulanmıştı.

Ben bir hastaydım.

Çoğu insana göre farklı düşünce yapısına sahip olan beynim, insanlarla alay etmekten çekinmezdi. Hastalık kötü bir şey değildi. Hastalık bu dünyadaki gelmiş geçmiş en güzel şeydi.

Karanlık gökyüzüne bakıp düşüncelerin işgaline uğramaktan sıkılmış, gözlerimi karanlık mabede çevirmiştim.

Onun karanlığı bana yuvayken, onun olmadığı karaltı bana tutsaktı.

Heybetli bedeni git gide arabaya yaklaştığında ona bakmayı sürdürdüm. Uzun ince parmaklarının arasına yerleştirdiği sigaranın dumanı havayla dans edip yok oluyordu. Tebessüm ettim. Ardından tebessümüm silindi. Arabaya bindiği an kokusu yayıldı. "İyi misin?" Dedi gözlerini bana dikmeden.

İyi miyim?

Önceden rüyalarımı süsleyen sen, şimdi bir pencere ardında değil tam karşımdasın. Katledilen çocukluğuma hitaben çocukluğumu geri getiren adamsın.

Diyemedim. Sözler dudaklarımdan dökülmek yerine gözlerimden döküldü. Gözlerime baksaydı şayet aslında ne demek istediğimi anlardı.

"İyiyim. Sen iyi misin?" Dediğimde kafasını hafifçe aşağı yukarı oynattı. "Nasıl?" Dedim kısık sesimle. "O.. nasıl?" Bakışlarım ellerime gitti. Derin bir nefes verdi. Parmakları çenemi kavrayıp gözlerini gözlerime kenetledi. Dokunuşu yaktı bedenimi.

Kalbimdeki kozadan kelebekler firar etti.

"Konuşurken gözlerime bak Eflin." Dedi çatık kaşlarıyla. "Gözlerime bak ki hislerin cümlelerine yansısın. Gözlerinden anlıyorum seni." Daha sonra ellerini çekti çenemden. Tüy kadar hafif ve narin davranıyordu bana. Kafamı salladım devam etmesi için. "Babanı merak ediyorsan iyi. Keyfi yerinde. Seni bana emanet etme sebebi de.." dedi ve durdu. Devamını getirmek zorluyor gibiydi onu. Ya da bana öyle gelmişti. Kaşlarını tekrardan çattı. Parmaklarımla dokunup kaşlarını çatmasını engellemek istedim. Yapamadım.

"Sana da kızamıyorum. Gidecek yerin yoktu biliyorum. Biliyorum ama bunu tek başına atlatamayacağını da senin biliyor olman lazımdı."

Babam beni satmıştı. Gözden çıkarmıştı. Sırf borcu çok olduğu için annemin ölümünü üstlenmişti. Titredim. Anılar gözlerimin önüne, beynimin içerisinde dolanmasın diye kafamı iki yana sallayıp derin bir nefes verdim. Kendime gelmem gerekiyordu.

YeisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin