Anılar

505 75 59
                                    

7. Bölüm

"Acı mühim değil, umut yoruyor insanı."

Kavanoz Dolusu Şarkılar;
Sana Yıldızları Ödediğimden - Bengü Beker


Uçurumun ucundaydım.
Öne doğru adım attığım an bedenim savrulup yere çakılacak, geriye gideceğim an yaşamaya kaldığım yerden tekrar devam edecektim.
Hangi şık bana daha uygundu?
Önüme mi bakmalıydım? Oysa gözüm hep ardımdaydı.

Ardımda bıraktıklarımda.

Hep geçmiş anılarımı aklıma getirerek bazı yaşanmışlıkları göstermiş, bazı yaşanmışlıkların arasında bir kum saati misali kalmıştım. Babam ben çok küçükken hapishaneye girmişti. Annem o zamanlar farklı erkeklerle beraber olur, beni sevmediğini suratıma ve vücuduma hep gösterir olmuştu.

Sevilmemek sorun değildi.

Sevgiyi hep birilerinde aramak, sevdiğimizi sanmak sanırım hayatın büyük yanlışlarındadı.
Sağlıklı bir birey olmadığımı biliyordum. Tüm bu aile kaosu ve şiddetin ardında sağlıklı olduğumu söylemek yalana girerdi. Psikolojik destek ve belkide düzenli ilaç içmem gerekiyordu ancak her şey ve herkesden kaçtığım gibi bundan da kaçar olmuştum.
Ateş'le, ilk balığımı bana getirdiğinde tanışmış, annem beni her dövdüğünde ve sokağa attığında buluşur olmuştuk. Evlerimiz birbirine çok yakındı. Bir tek benimle oyun oynardı Ateş. Diğer çocukları benden uzak tutar kimsenin bana yaklaşmasına izin vermezdi. Oysa diğer çocuklar bana fiziksel hiç bir şey yapmazlardı. Korunmam gereken tek şey akşamları gittiğim evde beni bekleyen kişiydi. Annemdi.

Gel zaman git zaman bir kaç seneyi böylece geçirdim. Bir gün Ateş'i bırakmak zorunda kaldım. O an her şeye ve herkese kapatmıştım kendimi.
Annemin intiharı beni uçuruma iteklemişti.
Küçücük yaşımda boynuna doladığı iple tavanda sallanan annemi görmüş, her ne kadar bana iyi davranmamış olsa da olduğum yerde donup kalmıştım. Annemin bembeyaz teni artık beyaz değil mor ve soluktu.

O gün mor renkten nefret etmiştim.

Kolay değildi. Küçüklüğüme yük bindirdiğim anılarımı hafifletmek zor olmuştu.
Teyzeme vermişlerdi beni daha sonrasında. Ateş'i böyle gerimde bırakmıştım. Kaldı ki o anki hissiyatlarım ve çocukluğumun verdiği düşünceyle, Ateş'in yanından gitmek beni yaralamamıştı. Ben zaten başlı başına yaralıydım.

Onu görmek, gitmeye çalıştığım limandan geri dönmeme neden olmuştu. Ben bana ışık bile tutmayan limana yelken açarken, o ardımdaki limanda bana ışık tutuyordu.

Her şeyi kafamdan silmeye ve önüme bakmaya çalışacağıma dair ilk defa kendime bir şans verdim. Mutlu olan bir çiftin arasına girmeyecek, uzaktan sevgimi yok edecektim. Çabuk pes ediyor gibi gözükebilirdim. Belkide öyleydi. Bu hayat boşa kürek çekmek için kısa, önümdekileri görmemi gerektirecek kadar da açıktı.

Ateş'e sarıldığım an kendimi o kadar huzurlu ve rahat hissetmiştim ki, kollarından kopasım hiç gelmedi. İstemeye istemeye kollarından ayrıldığımda yüzümdeki ıslaklığı soğuk havanın suratıma vurmasıyla anlamıştım. Karanlık da olsa suratımı gördüğünde kaşlarını çattı. "Neden ağlıyorsun?" Elleri yanaklarımdaki ıslaklığı sildi. Soğuk parmakları sıcak gözyaşlarıma değdiğinde gözlerimi kapatmak istedim. "Mutluluk gözyaşları." Tebessümüm dudaklarıma yerleşti. "Seni öylece bıraktım çocukken ama.."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YeisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin