"İyi değilim.. "
Annesinin ölümü ile tamamen değişen Hunter, Bir şeylerin ters gittiğini hissetti. Hizmetçilerin izin günüydü, Evde kimsenin olmaması gerekirdi. Evin içinde gezinen tıkırtılar, Hunter 'ın dikkatini çekmişti. Göz yaşlarını sildi ve yorgandan tutundu, ayağa kalktı. İyi değildi fakat bu, Onu deli yapmazdı, değil mi? Annesini ve diğer herşeyi bir kenara bırakıp bir adım attı odanın içerisinde. Kafasını anlamsızca salladı. En fazla, Bir kuş girmiştir eve. Diye geçirdi içinden. Yada beyni ona bir oyun oynuyordu..
Sesi daha iyi duyabilmek için nefesini tuttu, sustu. Kulağını kabarttı, sesin neredengeldiğini anlamak için; Fakat ses yoktu. Derin bir nefes verdi rahatlayarak. Ellerini bel kemiğine koydu ve etrafına bakındı. Bakındı.. Bakındı. Sebepsizce, odasını inceledi. Beyaz duvarlar.. İçi boş çerçeveler... klip 'ler.. Tarihi kitaplar.. müzeden yıllar önce, yüklü miktarda parayla satın aldığı, yüzyılların sırrı; Hades 'in alevleri.. Küçükken çizdiği resimle- gözlerini kısıp Hades 'in alevleri adlı kitaba baktı- içinden bir şey okumak için can atarken, kitaplığa doğru yürüdü. Ellerini tozlu, eskimiş kitaba; Hades 'in alevlerine götürdü. Kitabı sıkıca kavradı ve, masaya bıraktı. Masa ile buluşan kitap, Tüm tozunu havaya katmıştı. Bu durum ile öksürmeye başlayan Hunter, kitabın ilk sayfasını çevirdi merakla.
İlk sayfada yazan yazı ile siyah sandalyeye oturdu Hunter. İlgisi tamamen, o cümle'de idi..
"Dikkat! Bir ölü değilseniz, okumanız tamami ile yasak. "
Bir ölü.. Nasıl kitap okuyabilirdi ki? Korku tüm bedenini kaplarken, evin tüm ışıklarını açtı. Işığın olduğu yerde, Hunter hiç bir zaman korkmazdı. Işık.. Güvendi. Işık... katliam 'ı engeller di. Kapalı olan gözlerini, cesaretle açıp, İlk sayfayı okumaya başladı...
Okuduğu kelimeler beynine teker teker işlerken, kitabı hızlıca kapattı.
Görünmez..
Beyninde korku çanları çoktan çalmaya başlamıştı..
Ölülerin tanrısı..
Kitabı alıp, odadan dışarıya fırlattı. Yutkundu.. Yutkundu.. Ama kitapta ki her kelime aklına kazınmıştı zaten, kaçacak bir yeri yoktu.
Asphodel..
Daha sonra ise Küçük bir kahkaha attı. Kahkaha atınca kısılan gözleri, Tüm korkusunu gizlemek için çırpınıyordu. Bu sadece bir kitaptı, Sadece bir efsane.. Daha çok satılması için uydurulan "Hades. " aslında yoktu, galiba.
İçini kemiren korku 'yu görmezden gelerek, Siyah sandalye den kalktı. Elini, yalandan bir rahatlama ile cebine yerleştirdi. Boş evde daha fazla durmak, Hunter 'ı daha fazla korkutuyordu. Odadan; kapının önünde duran "Hades 'in alevleri. " kitabını ittirerek çıktı, Boş koridorda ilerlemeye devam etti. Bu gün.. Hunter 'ın en uzun 3. Günüydü, geçmek bilmeyen zamanın; geçmek bilmediği, 3. Gündü. Birincisi ne miydi? Çirkinliği, hasret kalınacak kadar güzel olan küçük kızın gittiği gündü ilki. İkincisi ise.. Annesinin, nefes almayı bıraktığı gündü. Annesinin, Hunter 'ı öpmeden gittiği ölümüydü.
Derin bir nefes aldı, arkadaşına gitmek üzere kapıdan çıkarken.
Hunter gittiğinde, açık kalan televizyonda "SON DAKİKA! " haberi belirdi.
"Troy 'u ele geçiren kasırga, şu anlık 18 market, 32 mağaza, 21 işyerini felak etti. Herkesi korkuya kaplayan bu kasırga büyüyerek hermus 'â ilerliyor. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin LANETİ
FantasyBüyük bir parkta iki küçük çocuktu onlar. Şimdi ise.. Küçük bir parkta bir büyük çocuk var. Ölümün beden aldığı bir hikaye.. Çirkinin, lanet saçtığı bir hikaye.. Devamında ne mi oluyor? Orası çok fantastik. En iyisi sen okumaya başla ve Hunter a yar...