Ağaçları parçalayarak hedefe; Hunter 'a ilerleyen kasırga, Alvin ve Hunter 'ın olduğu bölgeye yaklaşmıştı. Kasırganın kırdığı her dal, içinde bir sızı oluşturdu Hunter 'a. Acıttı, acıttı, acıttı.. Bir anda nefes alamayışını simgeleyen sesler eşliğinde açtı gözlerini Hunter. Her dalın kırılışını hissediyor, beyninin çınlayışına engel olamıyordu. Sabaha yakın bir zamanda uyanması bir avantajken neler olduğunu bilmiyordu. Nefesi dengeye girerken Alvin 'ı sarsmaya başladı. Kolunda hissettiği sarsıntı sonucu uyanan Alvin Hunter 'a, ''neler oluyor? '' dercesine baktı. İlerlerden bir yerlerden gelen yüksek basınçlı hava ile titreyen Hunter, kaçmaları gerektiğini anlamıştı. "Gitmemiz gerek!" Alvin, çimenden destek alıp kalktı ayağa. Hunter, Alvin'in elinden tutup etrafına baktı. Kasılmasını sağlayan Şimşekler üzerine Alvin 'e baktı. "Ne kadar hızlı koşabilirsin?" kesik nefesler ile karşılık verdi Alvin. "Sana ne kadar lazım?" derin bir nefes alıp herkesin kaçtığı tarafa yöneldi Hunter. "Bir," daha sıkı kavradı Alvin'in ellerini. "iki," saçlarını savuran rüzgar ile birlikte dizlerini büktü Hunter. Alnına düşen yağmur damlasının hemen ardından bağırdı. "Koş!" işte o an öyle bir şimşek çaktı ki yeryüzüne, taşlar yerinden oynadı, nefeslerini titretti şimşek Hunter ve Alvin 'in. Birşey geldiğini hissetmişti Hunter, herkesin kaçtığı şeyin yaklaştığını hissettiği için kaçıyordu. Yere işleyen adımları, acıyan bacak kasları, titreyen nefesleri, nefes almaya bile zamanları yoktu.. Yeri sarsan, ağaçları bile korkuya kaplayan, ormanı silip süpüren, şimşekleri devreye sokan, bulutları parçalara ayıran tehlike görünüşe açıldı. Kasırga. Hunter'ı takip ediyor gibi gelmesi ne ağaçların suçuydu, ne de evrenin. Bu.. Hades'in oyunuydu. Kasırga, hades'in kontrolü altındaydı. İşte o an, göz bebeği büyüdü hunter'ın. Ne yapacağını bilemedi, Alvin'in kolundan tutup koşmaya başladı korku ile. Alvin olayı kavrayamamış boş gözlerle bakıyor, bir yandan da kolunu çekmeye çalışıyordu. Havada uçuşan pinçik pinçik topraklardan birkaçı Hunter'ın kirpiğine takılı kaldı. Burnunu oynatarak elini kendisini rahatsız eden toprağın gitmesi için gözüne sürdü. Saçlarının öbür tarafa dağılmasını sağladı rüzgar. Yeryüzüne çöken bulutlar sonucu oluşan sisli hava, gözlerini rahatsız bir acı ile kapatmasını sağladı Hunter'ın. Ve yağmur.. Hızlanarak çoğalan yağmur, Hunter ve Alvin'in koşmasına büyük bir engeldi o an. Dikkati dağılan Hunter, şimşeklerin ortadan ikiye ayırdığı çıkıntıların birine takıldı bir anda. Dizi zemin ile buluştuğunda daha fazla yaklaşan kasırgayı hissetti. Öylece arkasını dönmüş Yerde dizlerinin üstünde, ıslanmış saçları rüzgarın etkisi ile savrulan Hunter'a bakıyordu Alvin. İşte o an, yüzyılın klasiği ve vücudumuzda bir etki bırakan kelimeleri söyledi.."Alvin, kaç! Hemen! Beni boşver, sen git!" Küçük yaşında ölüme mahkum etmek istememişti Alvin'i. Küçük çocuk, kasırgayı yeni farketmişti. Sessiz bir çığlık.. Dehşet dolu gözü.. Dizleri üzerine çökmüş kalkamayan Hunter'ı unuttu o an, ve koşmaya başladı. Gri bulut gökyüzü'nü sarmış, kasırga ise dizleri pes eden Hunter'a yaklaşmıştı. Hunter, ilk defa bu kadar çaresiz hissetmişti kendini. Ölecekti, biliyordu. Alvin korkuyla kaçarken, Hunter Elini yumruk yaptı ve derin bir nefes verdi. Gözlerini kapatıp.. Pes etti. Ağaçları silip süpürmüş, hedefi olan Hunter'a ulaşmıştı kasırga. O an kasırga durdu, Yerini Turuncu ve kırmızı'nın tonlarını alan, alev geldi. Ve.. Hades. Hades'in Dönüşmüş halde ki alev bedeni ortaya çıktı. Ateşi etrafa saçılan Hades, elini pes etmiş olan Hunter'a doğru götürdü, ve seslendi.
"Hunter Willam," Hades'in Kalın ve korkutucu sesi ile kendine gelen Hunter, Dehşet'le arkasını döndü. Karşısında gördüğü, önceki gün okuduğu kitapta olan varlık; Karşısındaydı. Şaşkındı, korkuyordu da aynı zamanda. 'Ve bir gün, Lanet için gerçek dünyaya geleceği düşünülüyor. Çirkin LANETİ için..' Beyni, teker teker kitapta ki o sözü tekrarladı.. Çirkin Laneti, Kendisi olamazdı. Buna karşın fazlasıyla yakışıklı bir erkekti. Sorun bu değildi. Karşısında.. Karşısında Hades'in Dönüşmüş hali duruyordu. Alev hali.. Hades, etrafa ateş saçan elini Hunter'a götürdü ve Alev'ine aldı. Hunter, şu an ne halde bilinmez ama.. Alev'e karıştı.Hades'in büyük Alevden bedeninin içinde yok oluverdi. Alvin ise Hunter'ı hatırladı, arkasını döndü. Çok.. Çok geç kalmıştı. Tek gördüğü, Bir kaç yanan ağaç dalları idi. Hades gitmişti, Hunter'ı kendi yeraltı dünyasına çekip, gitmişti.
Evet, evet. Hepiniz Den özür dilerim. Bölüm gerçekten geç geldi. Üzgünüm, zaman'ım gerçekten yoktu. Söz veriyorum, Bu yaz Çirkin LANETİ'ne her hafta bölüm gelecek! Fantastik'te keşfedilme umuduyla, oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin LANETİ
FantasíaBüyük bir parkta iki küçük çocuktu onlar. Şimdi ise.. Küçük bir parkta bir büyük çocuk var. Ölümün beden aldığı bir hikaye.. Çirkinin, lanet saçtığı bir hikaye.. Devamında ne mi oluyor? Orası çok fantastik. En iyisi sen okumaya başla ve Hunter a yar...