Eve gelene kadar kan ter içinde kalmıştım. Tanrı'ya şükür kurtulmuştum. Üzerimi değiştirip anneme yemek hazırlamasında yardım ettim. Ailecek yemek yedik. Gerçekten çok yorgun hissediyordum. Odama çıktım. Uykuya ihtiyacım vardı.
Ayinden bir süreliğine kaçıp Maggie nin yanına gidebilirim. Bunu düşünürken kendimi uykunun kollarına bıraktım.######
Güneşli güzel bir sabaha uyanmıştım. Kış geliyordu. Ağaçlar çıplak kalmış havada yeterince soğumaya başlamıştı. Aşağıya indiğimde annem ateşi yakmıştı ve kahvaltıyı hazırlıyordu. 1 saat içinde kilisede olmamız gerekiyordu.
Kiliseye geldiğimizde çoktan kasabalılar gelmişti. Bir an önce Maggie nin yanına gitmek için sabırsızlanıyordum. Babamla oturmuş ayinin başlamasını bekliyorduk. Babamdan izin alıp dışarıya çıktım. Hemen kulübeye doğru koştum. Maggie kapının önünde sandalyede oturuyordu. Üstünde ince bir şal vardı ve güneşin tadını çıkarıyordu. Saçları omuzlarından bukleler halinde düşüyordu. Gerçekten güzel bir kadındı. Kasabadaki hiç bir kadına benzemiyordu. Özellikle kocası yoktu. Kasabada yaşını dolduran herkes evlenir ya da evlendirilirdi. "Hey kim var orda?" Sesiyle irkilmiştim.
- "Merhaba ben Lanny" diyerek yanına yaklaştım.
- "Merhaba Lanny hadi gel buraya". Sesi çok tatlı ve merak uyandırıcıydı. Onda beni çeken bir şey vardı.
- " Sen dün gelen kızsın hoşgeldin. Dün olanlar için üzgünüm,hiç senin gibi bir misafirim olmamıştı"dedi.
Üzerine giydiği gecelik çok güzel görünüyordu. Kumaşına dokunmak istiyordum ama yapamazdım.
- "Şe..yy evet ben sadece merak etmiştim"
- "O zaman beni tanıyor olmalısın."
- "Kasabalılardan duyduğum kadarıyla."
- "Kasabalıların benim için ne düşündüklerini biliyorum. Ama ben sana zarar vermem. Dost olabiliriz."
- "Çok sevinirim" dedim. Gülümsedi. Ayağı kalktı "bekle" dedi ve içeriye gitti. Elinde pembe bir kurdele getirdi ve elime tutuşturdu. Harika bir yumuşaklığı vardı. Kasabada kimse böyle şeyler almaz ya da para vermezlerdi.
- "Sana benden ufak bi hediye dostluğumuzun başlangıcı için."
- "Ama ben bunu alamam, ailem kızabilir."
- "Buldum dersin, lütfen al ısrar ediyorum."
İkimizde ailemin inanmayacağını biliyorduk. Bu benim için harika birşeydi. Geri veremiyordum, onu kırmak istemiyordum. Ailemden ilk defa birşey saklayacaktım.
- "Teşekkür ederim. Artık gitsem iyi olur babam merak edebilir."
- "Tabi, beni yine ziyaret etmeni isterim Lanny."
- "Elbette ederim" dedim ve kiliseye doğru koştum.
Neyse ki babam yokluğumu fark etmemişti. Maggie nin verdiği kurdeleyi eteğimin iç cebine sakladım. Ara sıra elime alıp ona olan hayranlığımı hatırlıyordum.#######
16. Yaşıma az kalmıştı. Kasabada 16 yaşını doldurduktan sonra kızlar evlendirilirdi. Umarım babam benim için bir aday aramaya başlamamıştır. Josephten başka biriyle evlenme fikri beni ürkütüyordu. O benim aşkımdı. Uzun zamandır görüşmüyorduk. Onu çok özlemiştim.
Annemle evimizin arkasında kazanlarda çamaşırları yıkıyorduk. Sanırım benimle bir şey konuşacaktı.
- "Artık büyüdün Lanny, evlilik çağına geldin. Josephle olan arkadaşlığına bir son vermelisin. Artık çocuk değilsiniz."
Kazandan sıçrayan sıcak suyu tenimde hissetmiyordum, anneme bakakalmıştım. Sözlerine devam etti.
- "Joseph'e olan aşkını belli ediyorsun, bunu bilen hangi erkek seni ister ki?"
- "Joseph'e aşık değilim, biz sadece arkadaşız" dedim boğuk bir sesle. Nazikçe gülmüştü ama kalbim acımıştı.
- "Ona olan aşkını inkâr edemezsin, açıkça ortada karşılığının olmadığı gibi."
- "Öyle bir şey yok, biz sadece arkadaşız" dedim itiraz ederek.
- "Beni dinle Lanny, Joseph gibi yakışıklı birine aşık olmak kolaydır ama yapma o senin kaderin değil."
- "Bunu nasıl söylersin, bizi nelerin beklediğini bilemezsin!"
- "Ah aptal kız, onunla evlenmeyi hayal ettiğini söyleme bana, o istese bile ailesi onu başka biriyle evlendirir üzülmeni istemiyorum ama gerçekler bu."
- "Pekâlâ düşüneceğim anne" dedim. Gerçekler canımı yakmıştı. Böyle olmasını istemiyordum. Uzaklara bakarak ağlamamaya çalışıyordum ve bir şey gördüm. Atıyla beraber giden biri. At siyahtı ve kasabada sadece Josephte vardı. Sophia nın evine doğru gidiyordu. Sophia 1 ay kadar önce Jacobla evlenmişti. Josephin orda ne işi vardı. Üstelik Jacob bu saatte evde olmaz tarlada çalışırdı. Annemin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.
- "Bana söz ver onunla bir daha görüşmeyeceksin."
Böyle bir şey elbetteki olmayacaktı. Annemi rahatlatmak için "Söz veriyorum" dedim. Josephten ayrı kalamazdım. Ama evli olan Sophia ile ne işi vardı merak ediyordum.########
Ertesi gün ona haber yolladım. Annemin söylediklerini anlatmam gerekiyordu. Ormanın girişinde onu bekliyordum. Uzun zamandır benimle görüşmemişti. Nedeni ni bilmiyordum. Her zamanki çekiciliğiyle bana doğru geldi. Boynuna atladım ve kokusunu içime çektim. Hep sarıldığı gibi sarılmamıştı bana. "Seni çok özledim" dedim. Cevap vermedi.
- "Lanny sana birşey söylemem gerek"
- "Dinliyorum"
- "Sophia hamile ve benden olduğunu söylüyor. Doğru olabilir bir süredir onunla beraberim."
Demek benimle -herşeyini paylaştığı dostuyla- olmak yerine evli olan Sophia'ya gidiyordu. Duyduklarım doğru olamazdı.
- "Peki ne yapmayı düşünüyorsun" dedim zorla konuşarak.
- "Bilmiyorum, Jacob anlamaz ama onunla olmam için ısrar ediyor."
- "Ailen buna asla izin vermez, ondan ayrılmalısın."
- "Yapamam onu seviyorum, başka bir yol bulmalıyım." Şimdi gitmem gerek beni dinlediğin için teşekkürler" dedi ve gitti. Orada öylece kalakaldım. Annemin haklı çıkması beni sinirlendirdi. Kafam çok karışmıştı. Madem Joseph Sophia dan ayrılmıyor, bende Sophia ile konuşup Josephten ayrılmasını sağlayabilirim...Okuduğunuz için teşekkürler lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin düşüncelerinizi merak ediyorum :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Arzu
FantasyHiçbir şeyden habersiz masasında oturuyordu. Aniden gelen biri tüm hayatını değiştirecekti.