Aynılığın 6205 Tonu

141 13 7
                                    


-31 Aralık 2013/17:46-


  Ağır demir kapı rahatsız edici bir gıcırtıyla, kulak yırtan bir sesle açıldığında, gözlerini yavaş yavaş yukarı kaldırıp, içeri giren kişiye baktı kız. Daha önce gördüğü yüzlerden biri değildi, kendinden emin adımlarla odaya girip, karşısındaki divana oturan yabancı. Pürüzsüz yüzü bembeyazdı. Seyrek kaşları, saçları gibi koyu sarıydı. Uzun boylu, geniş omuzlu, bir anlamda güzel sayılabilecek, garip bir şekilde ürkütücü ve tehlikeli görünen bir kadındı. Genç kız onu korku dolu bakışlar ile izlemeye devam ederken, içgüdüsel olarak, zaten dizlerini örten eteğini aşağı doğru çekiştirip, bacaklarını gizlemek istedi. Kadın, genç kızın bu davranışını fark etmiş olacak ki, gözlerini doğruca eteği çekiştiren yara bere içindeki ellere indirdi.
"Saklamak istediğin nedir?" diye sorduğunda, kız onun kulaklarını dolduran sesindeki kusursuz ton ile irkildi. Bu ses, garip bir şekilde tanıdık gibiydi. Sanki yıllardır zihninde yankılanan iç sesiydi bu ses. Öyle bir etkisi vardı ki, kız bu sesin her buyruğunu koşulsuz şartsız yerine getirebileceğini düşündü. Kadın, cevap alamayınca ayağa kalktı ve hızlı bir iki adımın ardından kızın yanına geldi, dizlerinin dibine çöktüğü kızın eteğini kaldırdı ve kesik kesik, kirli bacaklarla yüzleşti. Kız, yutkundu.
"Be-ben. Ben yaptım" diye kekeledi. Kadın acıyan gözlerini, bacaklarından ayırdığı kızın gözleriyle buluşturdu.
"Hayır" dedi kararlılıkla. "Sen değildin." Kız, ağlamaya başladı. Yıllardır kimse kendine inanmadığı için gerçekleri gizlemişti ve böylece işin aslını unutmuştu. Aslında hayır, böyle denemezdi. Unutmamıştı sadece korkup kaçmıştı yüzleşmekten.

"Tek bir dilek hakkın var" dedi kadın. "İstediğin her şeyi dileyebilirsin. Her şeyi. Tek bir dilek hakkın var, ne diliyorsun?" Kız, hiç düşünmedi. Yıllardır Tanrı'ya yalvarıyordu kabul olsun diye dileği.
"Yeniden başlamak" dedi. "Yeni biri olarak, yeniden başlamak." 

"Bedelini ödemeye hazır mısın peki dileğinin?" diye sorunca kadın, genç kız bir an dileğinin gerçek olacağını düşünmeden edemedi. Ama bunun bir imkanı var mıydı?
"Her şeyi yaparım" dedi kız, gözleri çıplak bacaklarındaki kesiklerdeydi.

"Ruhunu da verir misin?"

"Tüm acılarıyla beraber, evet." Kadın, gülümsedi. Soluk gözleri hırsla parıldadı. Ayağa kalkıp keyifle;
"Kendine bir isim seç" dedi. "Bu gece kabul edilecek dileğin ve yeniden başlayacaksın. Tüm bu acıların son bulduğu bir hayata sahip olacaksın." Kız, buna inanmadı ama kendi kendine şöyle dedi;
"Eğer yeniden başlarsam kendime 'Liz' diyeceğim."


-Mart 2014-

    Hıçkırarak uyandı Liz. Yine aynı rüyayı görmüştü. Bir haftadır ne zaman uyusa aynı rüyayı görüyordu. Bilimsel olarak bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu ama artık insanların defalarca kez aynı rüyayı görebileceğine inanıyordu. Çünkü kendisi de bir haftadır aynı rüyayı görüp duruyordu. Tuhaf bir rüyaydı, belki ürkütücü bile sayılabilirdi. Her şeyin siyah olduğu, karanlık bir yanı vardı rüyanın.

Simsiyah bir imparatorluk. Siyah pelerinli insanlar. Siyah kargalar. Her şey öylesine ürkütücü ve siyah ki. Tüm bunların ortasında başka bir şey vardı; bir kadın. Tüm bunlardan sıkılmış, güçlü bir kadın, kargaların saygı duyduğu bir kadın. Kargalara hükmediyor gibi bir kadın. 
  Yatağında doğrulup, kafasını saçlarını dağıtarak kaşıyan Liz, zorlukla kalkarken esnedi. Daha sonra banyoya geçip, yüzüne birkaç su darbesiyle vurdu. Uykusunu alamamıştı ve tüm gün uyumak istiyordu. Ayrıca bu soğuk suyun kendisini uyandırmaya yeteceğini sanmıyordu. Islak yüzünü eğdiği lavabodan kaldırıp, havluyla sildi. Havluyla kuruladığı yüzünü aynaya çevirince bir çığlık koyuverdi. Aynaya yansıyan pencerede bir karga duruyordu. Liz arkasını dönüp, mutfak penceresine yaklaştı. Mutfağın açık penceresinin camına konan karga gitmiyordu, korkup kaçmıyordu. İçinden ona kadar saydı Liz. Biraz sakinleşince korkusuzca bir adım daha attı. Korkunun etkisiyle titreyen sarı ojeli elini kargaya doğru birkaç kez çırptı. Hayvan; "Gak!" diye bağırınca çığlık attı. Bir-iki saniye sonra karga uçtu. Liz, hemen pencere camını kapattı, hatta tüm evin camlarını kapattı. Çünkü oldu olası kargaları ürkütücü ve sevimsiz bulurdu. Kargalar ona göre uğursuz hayvanlardı. "En azından uyandım" dedi kendi kendine. Bu sabah korkusunun iyi yanını gördüğüne şaşıyordu çünkü Liz, asla optimist bir insan olmamış karamsarlıkla kutsanmıştı. Her şeyin kötü yanını düşünmek en bilindik özelliğiydi. Ayrıca komplo teorileri üretmek, paranoyaya bağlamak, hemen her yerde 'en acı verici ölümleri' kurgulamak üzerine master yapmış, özel bir beyni vardı. Biraz hastalıklı bir beyin.

Satranç Jokerleri 4 : Kanlı Dans RitüeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin