"Medyada Mert var"
Eve geldiğimde salonda kimse yoktu muhtemelen arka bahçedeydiler. İçimden bi ses Savaş'ın yanına gidip bütün öfkeni kus diyordu ama onu dinlemeden merdivenlerden yukarı çıktım, odama girdim yatağa uzandım yanaklarımın ıslandığını farkettim ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ama gözyaşlarıma engel olamadım, rahatlamak için pencereyi açtım biraz dışarıyı seyrettim o arada telefonuma bir mesaj geldi hiç bakasım yoktu doğrusu ama önemli olabilirdi, telefonu elime aldım mesajı okur okumaz etrafıma bakındım çünkü gizli bir numaradan " ağlama"
diye bir mesaj gelmişti, ama etrafta kimse yoktu Mert'te olamazdı. Aklıma Savaş geldi ne de olsa aynı kattaydı odalarımız sesimi duymuş olabilir, ama bu kafayla onunla konuşmak istemiyordum. O arada telefonum çaldı Serpil hanım arıyordu açtım evimin temizlendiğini dönebileceğimi söyledi. Sanırım bu güzel bir fikirdi eve dönmek bi süre yanlız kalmak doğru veya yanlış bunu yapacaktım.Savaş'ın ağzından;
Deniz'le beraber salona geçtik, Eylül merdivenlerden iniyordu tam ne oldu diye soracakken atıdı;
"Deniz'cim Serpil hanım aradı, ev temizlenmiş ben akşama doğru toparlanıp gideceğim "
Gidecek miydi? ama benim buna engel olmam lazımdı hemen Deniz'i dürttüm o da Eylül'e dönerek ;
" Canım biraz daha kalsan"
"Yok canım zaten başınıza yeterince bela açtım"
Hemen ben devreye girdim;
"Saçmalama Eylül, bela filan olmadın başımıza"
Bana bakmadı hatta cevap vermeden tekrar yukarı çıktı..
Eylül'ün ağzından;
Tekrar odama geldim eşyalarımı toplamaya giysilerden başladım, bitmek bilmeyen bir işkencenin sonunda dolabın boşaldığı farkettim bavulumu toparlamıştım, sıra buraya gelirken getirdiğim ufak defek eşyalara gelmişti komodinin alt gözünü açtım orada benim için çok önemli olan kilitli küçük bi sandık vardı bu sandığı benden başka kimse bilmiyordu bu yüzden dipten dibe saklıyordum bu eşyaları koliye koymam gerekiyordu ama koli yoktu aşağı indim Deniz'e evde koli olup olmadığını sordum " Bahçede vardı galiba" dedi. Bahçeye çıktım duvarın üzerinde bir koli vardı, almaya çalıştım, alamadım ;
"İstersen yardımcı olayım "
dedi Savaş, ama cevap vermedim koliyi alıp elime verdi sonra yüzüme baktı;
" Konuşmayacak mısın? "
" Neyi? "
" Yapma böyle istersen kız bağır ama yapma böyle "
Sadece gözlerine baktım sonra odama çıkıp bütün eşyalarımı topladım son olarak bi göz attım bir şey kalmamıştı ilk önce bavulu kapının önüne koydum elime koliyi alıp merdivenlerden inmeye başladım daha doğrusu inmeye çalıştım çok ağırdı koli dayanamayıp bıraktım sonra bavulumu aldım aşağı indim bi kenara bırakıp tekrar kolinin yanına gittim sürükleyerek indirmeye başladım çünkü başka türlü yerinden kıpırdamıyordu o arada Savaş odasından çıktı rezil olmamak için koliyi kucağıma aldım ama anca bir basamak inmeyi başardım.
Sonra bozuntuya vermeden, "Neyse ya ben sonra indiririm bunu" Savaş gülerek;"Benden yardım istemek bu kadar mı zor "
" Yooo, niye yardım isteyeyim ki? "
" Taşıyamıyorsun, neyse ver ben indiririm"
Aşağı indik telefonu elime aldım ;
"Yine taksiyi aramıyorsun değil mi? "
" Niye? "
" Bak Eylül bunu tartışmıyoruz şimdi benim arabamla gidiyoruz "
" Tamam" dedim.
Arabaya bindik yolu tarif ettim ve ilerlemeye başladık;
" Sen şimdi evde tek başına mı yaşıyorsun? "
"Yani"
" Yani?? "
" Evet, Savaş evet"
"Dövseydin"
"Dur dur geldik "
" Hangisi senin evin? "
" Bahçeli olan "
" Hmm tamam bende şu koliyi bırakayım o zaman "
" Yok, Eren bırakır "
" O kim????????
"Kapıcı"
"Hıı, ne gerek var ben varım işte "
" Sana kıyamıyorum ne yaparsın "
dedim alaylı bir ifadeyle, bavulumu aldım koliyi de Eren'e aldırıp eve girdim fakat buzdolabım bomboştu, alışveriş'e çıkmam gerekiyordu öylede yaptım üzerimi değiştirip evden çıktım, sonra neredeyse bir aylık bi yiyecek alışverişi yaptım, kasaya gidip ücretini ödedim.
Hızlı adımlarla eve geldim kapıyı açıp içeri girdim aldıklarımı mutfağa koydum sonra aklıma kafe geldi, bugün işe gitmemiştim ve üstüne üstük haberde vermemiştim.
Aklıma Elif geldi hemen aradım canım arkadaşım" hadi yine iyisin bugün ben idare ettim seni" dedi.
Bir ay sonra okullar açılacaktı ama boş durmak istemiyordum doğrusu, bu yüzden bu iş benim için önemliydi. Bugün çok yorulmuştum. Hemen odama çıktım o da ne odam güllerle doluydu her tarafta balonlar uçuşuyordu çok güzeldi ve bir not vardı çiçeklerin üzerinde "özür dilerim" aklıma Savaş geldi çok mutlu oldum hemen arayıp eve davet ettim bilmiyormuş gibi ;" Bi sorun mu var? "
" Yok, yok sen acil gel yolu biliyorsun "
" Tamam geliyorum" dedi.
Bende salona indim Savaş'ı beklemeye başladım yaklaşık 20 dakika sonra zil çaldı, kapıyı açtım gelen Savaş'tı ;
"Hoşgeldin "
" Hoşbulduk "
" Özrün kabul oldu"
"Ne özrü? "
" Yeme beni, yukardaki çiçeklerden bahsediyorum "
" Ne çiçeği? "
" Amma uzattın Savaş tamam yedim hadi"
"Sen bana şu çiçekleri göstersene"
"Tabii" dedim, odama doğru ilerlemeye başladık ve kapının önüne geldik ;
"Birr İkiii üç"
"Eylül bak biliyorum şaka yaptığımı sanıyorsun ama bu çiçekleri ben gömdermedim"
"Sen ciddi misin? "
" Tabi ki ciddiyim ama konu bu değil bu çiçekleri sana kim yolladı"
" Bilmiyorum"
"Senin şeyin falan mı var? "
" Neyim"
"Sevjdjdnodkskgijajalin"
"Sevgilim mi? "
" Evet"
" Sanane"
" Ya bu çiçekleri kimin gönderdiğini nereden öğreneceğiz aklıma Mert geliyor o da hastanede"
" Boşver Mert değilse gizli bi hayran filan önemi yok "
" Eylül ne demek önemi yok her kimse senden habersiz evini çiçeklerle donatıyor ve önemi yok"
"Sanane ya sanane her sorunumu çözmek zorunda mısın ben sensiz birşey yapamam mı? SA-NA-NE
"Çünkü seni seviyorum "
" Biliyorum aptal, bende seni seviyorum "