7. Bölüm

142 12 0
                                    

Evet biliyorum. Murat'a ne olduğunu yazmadım. Ama Melek küçükken nasil biriymis öğreneceksiniz. Hadi iyi okumalar.

Bu arada multidekini biraz daha eski olarak hayal etmeniz gerekiyor. Selin ve Melek'in gittikleri ev.









*Flashback*

Odamda kitabımı okuyordum. Biraz önce yemek yemiştik. Yine çok güzel yapmıştı canım annem. Övünmek gibi olmasın kendisi çok güzel yemek yapar. Şimdi annem ve babam televizyon seyrederken ben de odamda kitap okuyordum.

Kitap gerçekten ilgimi çekmişti. Bütün ilgim kitaba yoğunlaşmışken salondan bir çığlık koptu. Annemden gelmişti ses. Sonra babamın sesini duydum. Evde biri vardı. Hemen bir yere saklanmam gerekiyordu. Ya dolabı ya yatağın altını seçecektim. Hızlı karar vermem gerekiyordu. Yatağın altını seçtim. Iyi ki de orayı seçmişim.

Bütün odaları kontrol ettiler. En sonda benim odam vardı. Yanımdaki odaya girdiklerini duydum. Sırada benim odam vardı. Birden kapı açıldı. Dolaba baktılar. Oraya saklanmadığım için şükrettim. Sonra yatağı bozdular. Çok yakındı. Eğilir ise beni görürdü. Ama eğilmedi.

Sonra gittiler. Yaklaşık on dakika orda bekledim. Emin olmak için. Salona gittiğimde annem ve babamın kanlı cesetlerini gördüm. Çok fazla kan vardı. Hemen ev telefonundan polisi aradım. Evin adresini söyledim. Sonra salona gidip annemin yanına oturdum. Ağlamaya ne zaman başladım bilmiyorum. Polisler gelene kadar ağladım.

Kapı çalınca kapıyı açıp polisleri içeri aldım. Salonu görür görmez beni arkasına aldı. "Bu çocuğu hemen burdan götürün "dedi. Ama ben çoktan yıllarca aklımdan çıkmayacak olan o manzarayı görmüştüm.

Beni bir polis arabasına oturtup karakola götürdüler. Olanları anlatmam gerekiyordu.
Beni bir odaya aldılar. Benim icin zor olsa da sonunda anlatmıştım. Yaklaşık üç saat sürmüştü. Sonra beni bir yetimhaneye götürdüler. Orda kalmam gerekiyormuş.

Ben orayı sevmemiştim. Ordakiler bana çok kötü davranıyorlardı. Ayrıca yemekler çok azdı. Kaldığımız yerler pisti. Ama orda Selin'le tanışmıştım. Sanırım orda kalmami sağlayan tek etmen oydu. Ondan başka arkadasim yoktu. Sadece onunla konuşuyordum.

Yıllar geçti. On bir yaşına gelmiştim. Tam olarak beş yıldır buradaydım. Gitmek istiyordum. Burası çocukları zorla tuttukları bir yerdi.

Bunu Selin'e söyledim. Biraz konuştuktan sonra kaçmaya karar verdik.

Selin'in bir planı vardı. Yarın kaçacaktık burdan. Gece kimseye görünmeden. Hazırlıklarımızı tamamlayıp çantalarımızı yataklarımızın altına koymuştuk. Yemekhaneden biraz yemek almıştık. O gece iyi bir uyku çektik. Bir sonra ki gün kimseye bir şey söylemedik. Her gün olduğu gibi sabah yedide kalktık. Kahvaltı yaptık. Sınıflara geçtik. Iki saat aralıksız ders işledikten sonra herkes odalara geçti.

Bir kaç saat oyalandıktan sonra öğle yemeği yedik. Sonra tekrar derse girdik. Iki saat de orda harcadık. Sonra her gün olduğu gibi bir kısım bahçeyi bir kısım yetimhanenin içini temizlemeye başladı. Temizlik üç saat sürdü. Çünkü temizlenecek çok yer vardı. Bahçesi çok büyüktü. Temizlik bittikten sonra büyük salona gittik. Orda da biraz oturduk. Saat altı olduğunda akşam yemeği yedik. Sonra herkes odasına çekildi. Saat dokuz yatma saatiydi. Dokuzu beş geçe odaları gezerlerdi. Kontrol amaçlı. Saat ona beş kala bir daha kontrol yaptıktan sonra giderlerdi.

Eğer uyumayan varsa bir sonraki gün yemek vermezlerdi. Saat on bir olduğunda kalktım. Çok sessiz olmalıydık. Selin de kalkmıştı. Çantalarımızı alıp dışarı çıktık.

Nereye gideceğimizi Selin biliyordu. Önceden ayarlamıştı. Yolları karıştırmamaya çalışarak ilerliyorduk.

En sonunda büyük bir evin önünde durmuştuk. Üç katlı, tahtadan bir evdi. Kocaman bir bahçesi vardı. Bahçesinde kocaman ağaçlar vardı. Çok karanlık olduğu için türünü seçemiyordum. Evi daha fazla incelemeyi bırakıp çoktan bahçeye girmiş olan Selin'i takip ettim.

Evin kapısına gelince durdu. Sekiz defa hızlı bir şekilde kapıyı çaldıktan sonra kapı açıldı. Karşımızda tahminimce bizden iki üç yaş büyük birisi vardı. Sarı saçları omzunun biraz altındaydı. Yeşil gözlü ve çilliydi. Benden yaklaşık beş santim uzundu.

Bizi içeri aldı. Içerisi çok büyüktü. Eşyaların hepsi eskiydi. Koltukların bazı yerleri yırtılmıştı. Ortadaki masanın bir ayağının altına köpük sıkıştırmışlardı. Ayrıca yerler pisti. Biz yetimhaneye her gün temizlik yaptığımız için burası çok pis gelmişti.

Incelemeyi bıraktığımda Selin'in çoktan oturduğunu farkettim. Ben de gidip yanına oturdum. Kapıyı açan kız da çaprazdaki koltuğa oturup konuşmaya başladı.

"Öncelikle benim adım Sude. Burası sadece çocukların kaldığı bir ev. Biz Murat ve Berke ile bulduk burayı. Terkedilmiş bir yerdi. Evi düzenleyip temizledikten sonra bu eve sokaktaki çocuklara yardım amaçlı kullanmaya başladık.
Onlara yatacak bir yer, bir kaç öğün yemek veriyoruz. Şu an burda on üç kişi yaşıyor. Sizinle beraber on beş oldu.
Siz ikiniz ikinci katta yatacaksınız.
Bu arada her gece iki kişi nöbetçi oluyor. Birinci katta ve ikinci katta.

Bugün burda ben, yukarıda Sıla nöbetçi. Üçüncü katta nöbetçi olmuyor çünkü zaten uykusu hafif olan Berke o kata sadece çıksanız bile uyanır.

Her neyse odalarınız hazır. Yukarı çıkınca soldan üçüncü ve dördüncü kapı. Ikinci kapı da tuvalet.
Şimdilik bu kadar. Söyleyeceğiniz bir şey var mı? "








Bir şeyler öğrenmiş olduk Melek hakkında değil mi? Bir sonraki bolum bunun devamı mi yoksa 6. Bölüm'ün devamı olur bilmiyorum. Ama en kısa zamanda yazmaya çalışacağım. Teşekkürler.

OLASILIKSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin