7. BÖLÜM

53 4 3
                                    

Meyra ÖZCAN-
Kafamda ki o soru işaretleri birer çivi olup beynime saplanıyordu sanki. Ve bu bana sadece acı veriyordu. Cevap değil! Düşünmekten yada başka bir boktan bilmiyorum nedenini ama başım çok feci ağrıyordu. Annemle babam hala peşime düşmemişlerdi. Öyle olsa bulurlardı beni. Sonuçta babamın birçok adamları ve çevresi var. Diğer yandan da beni belirli bi yaşa getirdikden sonra bıraktıklarını haykırıyordu. Bok ye sen haykıran taraf! Hem sana soran oldumu? Atlama her boka! Aptal. Kendimle kavda ederken Janetin sesini duydum. '' Biraz daha çekiştirirsen yırtılacak yalnız.'' Anlamayan gözlerle ona bakarken gözleriyle elimi işaret etti. Ah! Yatağın örtüsünü düzeltiyordum iki saattir. Pardon çekiştiriyordum. ''Aynı yerle uğraşıp duracağına çekil kenarı halledeyim iki saat uğraşıp çarşafın şekline sıçmaktan başka bişey yapmadın. Zengin olduğun ne kadar da belli eline yakışmıyor böyle şeyler. '' Kaşlarımı çattım. Bu kız.. fazla önyargılıydı. Evet evimde temizlikçiler olurdu ama ben onları hiç bi zaman diğer züppeler gibi küçük görmedim. İşlerimide onlara yaptırmadım. Zor durumda olmadıkca odamı kendim temizlerdim. Neyin kafasında bu ya? ''Çarşafının şekline sıçtıysam kusura bakma. Elime yakıştımı bilemem ama ellerim böyle işlera yapmaya yeterince alışık.'' gözlerime uzun uzun baktı. ''Çok değişiksin..'' Bıkkınca bi nefes  alıp verdi. ''Yani.. senin gibilerine göre.''Aptal değildim neyi kastettiğini anladım ama yine de sordum ''Benim gibiler? '' Düz bir ses tonunda koştu. ''Zenginler'' Bunu söylerken işeret ve orta parmağıyla tırnak işareti yaptı. ''Ahh Janet bu kadar önyargılı olma. Her insan aynı değildir. '' Kafasını salladı. ''Sıkıldım hadi gel salona geçelim.'' dedim. Tekrar kafasını salladı. Ben önden o arkadan salone giderken kapı çaldı. ''Sen kapıyı aç bende anneme yardım edeyim'' diyen Janete bu sefer ben kafamı salladım onaylarcasına. Yine 'kim ooo' demek yerine ''Geldiim!'' diye bağırıp kapıya koştum. Kapı açtığımda donup kaldım..
Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş annem ve uykusuzluktan gözlerinin altı morarmış babamı görmemle gözümden gelen yaşı silme gereği duymadım. Sol yanağımdan aşağı süzülen gözyaşıma annem dikkatle baktı daha sonra seslice ağlayarak bana sarıldı. Tepkisiz kaldım. Sarılmak istiyorum ama bir açıklamaya ihtiyacım vardı."Kızım..'' dedi annem özlem dolu sesiyle. Kokumu içine çekip benden ayrıldı. ''Hadi  gidelim annecim. Evimize gidelim her şeyi konuşuruz orada.'' Annemin dediklerini tekrar ettim içimden 'evimiz' dedi. Zaten benim melek  annemin beni bırakacağını düşünmek tam bir aptallıktı. Benim için ne kadar üzülmüşler.. Kendimi suçlu hissettim. Babama baktığımda duvara yaslanmış gözlerimin içine bakıyordu sanki kaçıp gidecekmişim gibi ezberliyordu yüz hatlarımı.. sanki bir daha beni göremeyecekmiş gibi dikkatle bakıyordu bana. Yaslandığı duvar olmasa kendini taşıyamayacak düşecekmiş gibi duruyordu. Oysa benim babam çok ama çok güçlü bir adamdı. Onu hiç böyle görmemiştim. Peki ya annem?.. Saçları özensizce toplanmış makyajsız ve yüzü oldukça solgun duruyordu oysa annem çok bakımlı bir kadındı yaşına göre oldukça genç ve güzeldi.Bir an kendime lanet ettim. '' Meyra kim gelmiş kızım? '' Annem kaşlarını çattı galiba Gül teyzenin bana kızım demesi yüzünden. Ahh! Beni hep başkalarından sakınmıştı kimseyi onun kadar sevmemi istemiyordu insanlar arasında bunu 'bencillik' dense de benim anneminki 'aşırı sevgiydi' Gül teyze kapıya çıkıp Annemlere baktı ''kime baktınız hanımefendi?'' dedi. Annem gözlerini benden ayırmadan elinin tersiyle göz yaşını silip ''Kızıma.'' dedi. ''Hiç iyi görünmüyorsunuz buyurun içeri geçin oturup konuşalım.'' Annem kafasını Gül teyzeye çevirdi daha sonra onaylarca başını salladı ve içeriyi adımladı babam geldiğinden beri sesini çıkarmamıştı. Yine öyle yaptı ve annemi takip etti. Herkez içeri geçip otururken ben hepsine uzak olan köşeye geçip ayakta dikildim öylece. ''Gelmeyi düşünmüyorsanız bütün patates kızartmasını mideme indireceği-'' Janetin sesiyle herkes ona döndü. ''Noluyo yaa'' dedi janet salona bakarken. Gül teyzenin uyarırcasına öksürmesi sonucu Janet bir şey demedi ve yanıma geldi. Hafifce omzuma vurdu ve ''Ne iş?'' dedi çenesiyle annemleri işaret ederken ''annem ve babam'' dedim. Tam birşey söylemek için ağzını araladığında annemin sesiyle dikkatlerimizi ona verdik. '' Meyranın burada ne işi var? Seni onun yanında hiç görmemiştim. Gerçi hiçbir kızı görmedim de neyse konumuz bu değil. Kızımın arkadaşımısın?'' Annem beni görünce rahatlamıştı ve yine normal haline dönmştü otoriter bir kadın değildi fazla. Öyle sıkıcı kuralları da yoktu. Ama konu ben olunca fazla önemseyip en ince ayrıntısına inip didikliyor. Janet omuzlarını silkti ''Hayır arkadaş değiliz. Dün tecavüz ediyolardı ve bende onu ku-'' Annem Janetin lafını böldü ''Ne?!'' dedi dehşet içinde. Gül teyzede şaşırmıştı '' Janet? Ne diyorsun kızım sen '' dedi Gül teyze. Janet bunu ağzından kaçırmıştı. Kendi kendine küfür mırıldanırken ben toparlamaya çalıştım hemen '' Yani şey... şey yapmadılar bana. Janet geldi sonra Janete şey yapacaklardı iki oğlan geldi bizi kurtardı sonuç olara bize şey yapmadılar.'' dedim. Şey nedir yaa!! Allahım hemen şuan al canımı lütfen ruhumu azraile teslim  etmeye hazırım. Janet kıkırdadı '' Ben sıçtım sende sıvadın. süpersin ya gerçekten.'' dedi. Salondaki herkez bana anlamayan gözlerle bakıyordu. Babam ilk defa ağzını açtı ''kim o şerefsiz pezeve... tövbe tövbe. Kim onlar tipleri nasıldı burdan çıkar çıkmaz direk polise gidelim. Yada gitmeyelim sen bana ver ifadeni ben bulur cezalarını  veririm '' dedi. Keşke açmasaydın be ağzını baba. Küfür eden bir adam değildi ama fazla mıymırık bişeyde değildi. ''Bunları sonra hallederiz bende sizinle birlikte şimdi öğrendim. Buyurun bir kahvaltı edelim sonra detaylıca konuşuruz.'' Gül teyzenin içten gülümsemesine hayır demek mümkün mü? Annem de benim Janete yaptığımı yapıp 'yük olamayalım biz ' dedi sonradan oda ikna oldu ve kahvaltıya oturduk. Kahvaltıdan sonra annem ''Meyracım sen hazırlan biz de Gülle sofrayı toplayalım.'' dedi. Kahvaltıda annemle aramız nasıl olduğunu anlamadığım bi şekilde düzeldi. Babamlada öyle. ''Hayatım şoför beni almaya gelecek arabayı bırkıyorum. Gidersiniz demi siz?'' dedi. Annemle başıyla onaylayıp gülümsedi babama. Babam yanağıma bir öpücük bırakıp gitti. Bizde Janetle odasına gittik. Gider gitmez kendimi Janetin yatağına attım. ''Çok alıştım ben bu yatağaa
'' dedim. Janet ''Neyin kafası kızım bu koltukta uyudun sen ayrıca git de artık rahat rahat takılayım odamda.'' dedi. Bunu söylerken bana çaktırmamaya çalışarak gülüyordu. ''Hah! Bende meraklı değilim senin horlamana. Uyuyamadım senin yüzünden. Üşenmesem kalkıp ağzına çorap tıkıştıracaktım.'' dedim. Kaşlarını çattı. ''Ben horlamam'' dedi aynı anda da kafasını olumsuz anlamda sallıyordu. Ahh tabiki horlamıyosun salak. ama bunu bilmene gerek yok. Ona 'yav he he' bakışlarımı atıp. Kıyafetlerimi giymeye başladım. Odada biraz oturup konuştukdan sonra numarasını istedim. Eee artık gitme vakti gelmişti. Birlikte odadan çıkıp annemlern yanına doğru yürüdük...

ARTI ile EKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin