4.BÖLÜM

160 22 6
                                    

Yıllardır bildiğiniz doğrular  kandırıldığınız gerçeğini saklayabilir mi?On sekizime kadar kandırılmışım.Söylenen her şeye aptalca inandım, üstelik bir kez bile şüphe duymak bile geçmedi aklımdan.

Annem yıllarca beni yalanlara inandırdı.Babamın kim olduğunu bile bilmiyorum.Şimdiye kadar babam sandığım adam bir yabancıdan başkası değil.Babam nerededir kim bilir şimdi?Onu asla göremeyebilirim.Hayatta olmayabilir.

"Ne düşünüyorsun öyle?"diyen Göğen'in sesiyle kafamda biriken düşüncelerden uzaklaştım.

"Annemin söylediklerini düşünüyorum."Derin bir nefes verip odadaki sessizliği dinledikten sonra devam ettim."Sence babam nerededir?"

"Aslına bakarsan bir fikrim yok,ama babanı ne olursa olsun bulucaz."

"Sen ciddi misin? Ya...Yani yardım edicek misin babamı bulmamda?"

"Elbette ama biraz uyumak zorundasın.Gitmek için sadece bir saate yakın zamanımız kaldı."

"Uyumak istemiyorum Göğen,ben babamı bulmak istiyorum."

"Uyumazsan sabah olduğunda ayakta durmaya halin olmayacak,o şekilde babanı aramak için birkaç adımdan fazlasını atamazsın.O yüzden kapat hadi gözlerini."

Çaresizce gözlerimi kapattım . Göğen haklıydı. Babamı arayabilmek için bir saatte olsa uyumak zorundaydım.

*****Göğen*****

Amacım Ahter'i kandırmak değildi.Tek istediğim onu korumaktı.Bunun için hayatını dolduran yalanlara bir tane de ben eklemeye mecburdum.Evet annesi hayatı boyunca onu kandırıp yalan söylemiş,daha babasının kim olduğunu bile bilmiyor.Nerede , yaşıyor mu , öldü mü? Böyle bir zamanda yanında olmam gerekirken ona yalan söyleyip gitmem adice...Onun iyiliği için buna mecburum.Her ne kadar onu bu halde yalnız bırakmak istemesem de onun hayatını tehlikeye atamam.Göz göre göre onun zarar görmesine izin veremem.

Annesine onu insanlardan koruyacağıma söz verdim.Onu koruyamayacağım.Odada bir sağa bir sola dönüp gözlerimi bir bebeğin masumluğuyla uyuyan Ahter'den alamazken düşündüm.

Eğer onu götürürsem doktorun söylediği gibi hayatı tehlikeye girecekti.Ama eğer götürmezsem üç ay sonra Seçilmiş'e dönüştüğünde onu insanlardan koruyacak kimsesi de olmayacaktı.Öyle büyük bir araftayım ki...Ne yapacağımı bilmiyorum.

Onu yanımda götüremem.Üç ay sonra ne olacak peki?İnsanların ona zarar vermesine de izin veremem.

Evet...Evet!Üç ay sonra bir şekilde gruptan ayrılırım.Doktor birdaha insanların içinde bulunamayacağımı söyledi ama oradan kaçmanın bir yolunu mutlaka bulurum.

Aklıma gelen bu düşünceyle Ahter'i uyandırmamaya çok dikkat ederek yavaşça yanına yaklaştım. Öpmek için üzerine eğildim ama onu uyandırmaktan korkup tekrar geri çekildim.

Bir türlü yanından ayrılamıyordum. Gittiğim için beni affetmeyecekti. Bunu onun iyiliği için istediğimi anlayıp beni affederdi belki de.Belki de affetmezdi...Bilmiyorum.

Kapıyı gıcırdamasından korkarak açtım. Neyse ki ses yapmadan açıldı. Arkamı dönüp son bir kez Ahter'e bakarken beni affetmesini ve başına birşey gelmemesini diledim.

Aşağı inerken Ahter'in annesinin beni görmemesi gerekiyordu.Aslında nasılsa gittiğimi öğrenecekti ama şimdi engel olmaya kalkışabilirdi.

Sessizce dış kapının önüne kadar parmak uçlarımda yürüdüm. Kapıyı açmak için kulpunu tuttuğumda acıyla geri bıraktım. Bu neydi şimdi? Metal kulpu tekrar tuttuğumda elimde oluşan acıyla bağırmamak için kendimi sıktım. Ne oluyordu böyle? Bu da dönüşümün bir parçası olabilir miydi? 

Seçilmiş (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin