2. BÖLÜM

210 20 4
                                    

Medyada Clara var

Her insan sevgiye muhtaçtır. Sevmek sevilmek ister. Sevdiği kişiye güvenmek ister. Damonla 4 aydır birlikteydik. Bana nasıl ihanet etti.

Gözlerimi açtığımda soyunma odası gibi bir yerdeydim. İki yanımda Ashley ve Adele vardı. Gözlerimi açtığımı fark ettiklerinde hemen yanıma koştular.
"Kendini iyi hissediyor musun? "
"Hissetmiyorum, iyi felan hissetmiyorum. Bunu bana nasıl yapabilir. Bana... ve baş düşmanımla. Onu görmek bile istemiyorum. Hemen gidelim buradan." dedim ve Ashley bir taksi çevirdi. Eve giderken yol boyunca ağladım. Eve yaklaşınca ağlamayı kestim, yüzümü gözümü silip arabadan indim. Eve girince yapmacık bir gülümsemeyle anneme selam verip odama çıktım. Hemen üstümü çıkarıp banyoya koştum ve ağladım. Ben ki, tüm erkeklerin erişmek istediği, tüm kızların rol modeli Sera Moon'um. Damon bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Clara'a da Damon'a da beni aldatmak neymiş göstereceğim.

Hafifçe banyonun kapısı tıklatıldı.
"Sera iyi misin kızım?"
Derin bir nefes alıp cevap verdim;
"İyiyim anne, sadece duş alıcağım."
"Tamam kızım bir şey olursa ben aşağıdayım."
"Tamam."
Ayak sesleri duyuldu demek ki annem gitmişti. Ben de daha fazla suda buruşmak istemediğimden banyodan çıktım. Her zamanki pembe puantiyeli pijamalarımı giydim. Hemen odama gidip kapıyı kilitledim. Damonla çekildiğimiz bir sürü resim vardı. Doğum günü hediyesi olarak albüm yapmıştı bana. Onlarıda alıp yatağıma geçtim. Resimlere bakıp ağladım. Kaç saat ağladım bilmiyorum. Telefonun çalmasıyla farkettim ne kadar ağladığımı. Arayan kişi Damon'du. Onun resmini gördüğümde daha çok ağladım. Niye hala arıyordu ki? Telefonumu tamamen kapatıp masaya koydum. Bir daha aramasını istemiyordum. Annem çağırdığında aşağıya indim. Eee...acıkmıştım. Masada baban yoktu.
"Anne babam yok mu?"
"Yok gelmeyecek, işi varmış."
Masaya oturup yemek yemeye başladım. Daha doğrusu buna yemek yeme denirse. Annem üzgün olduğumu farketmiş olacak ki sordu;
"Kızım iyi misin? Eve de erken geldin. Bir şey mi oldu? Hasta mısın?"
Şimdi anneme ne diyecektim? 'Sevgilim beni aldattı onun için depresyondayım.' mı diyecektim.
"Biraz üşütmüşüm. Çok halsizim."
"Kızım neden daha önce söylemedin?" deyip yukarı postaladı beni. Ben daha ne olduğunu anlamadan yatağımda yatıyordum. Annem üstümü örtüp odadan çıktı. Hemen arkasından kapıyı kilitleyip tekrar yatağıma yattım. Şu an hiç halim yoktu. Ne düşünecek, ne ağlayacak. Tamamen nötrdüm. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyordum...
Biraz rahatlarım belki diye telefonumu açıp Adele'i aradım. Ashley bu gece Adele'lerde kalıyordu. İkisiyle birden konuşmak beni rahatlatacaktır. Adele aynı neşesiyle telefonu açtı:
"Ne oldu güzel kız?"
"Adele kendini çok kötü hissediyorum. Damon aradı."
"Ne dedi peki?"
"Açmadım ki..."
"Ya açsaydın en azından kızıp, bağırıp rahatlardın."
"Üff açmadım işte!"
"Yarın okulda ne yapacaksın?"
"Okula gelmeyeceğim ki."
"Nasıl ya?"
"Gelmeyeceğim."
"İyi biz de gitmiyoruz o zaman."
"Yaa saçmalamayın."
Ashley telefonu aldı:
"Bak Sera, burada biri saçmalıyorsa o da sensin. Yarın hep birlikte okulu asıyoruz o kadar."
Güldüm. Aslında biraz alışveriş
yapmak kafamı dağıtabilirdi.
"Tamam o zaman. Yarın Georgetown'da buluşalım" dedim.

Saat 01:00 olmuştu.Telefonu            -yine- tamamen kapatıp uyudum.

YANGIN (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin